ÇAGRI
“kardesler uzatin ellerinizi/ çogalsin ayak seslerimiz/ uzatin ellerinizi/ çogalsin solugumuz/ bir orman yangini gibi bir bahar salgini gibi/ uzatin/ yikilsin korkunun kaleleri/ isisin su/ dirilsin gün/ büyüsün nehir/ yirtilsin karanlik ey özgürlük merhaba/ ölmek için yasadigimiz yeter/ yasamak için ölelim birazda “
Mehmet Özer
GÖRMEK IÇIN ...
Mehmet Özer’in hazirladigi kuse kagida baskili bol fotografli bir otobiyografi kitap/albüm. Çoktandir elimde bir basindan bir sonundan okudugum ve ilk firsatta yazmak istedigim bir kitapti. Basta bir fotograf albümü oldugunu düsünmüstüm, fakat kapagini açinca bir otobiyografi oldugunu gördüm. Öznesi Mehmet Özer’in oldugu fakat yan öznelerle dolu dolu bir kitap. Hem Mehmet Özer’i taniyoruz hem de fotografla olan iliskisini. Toplumsal muhalefette hemen hemen herkesin bilip tanidigi Mehmet Özer kimdir? Ne yapar? Diye soranlara ilk elden yanit veren bu yanitlarini tanidigimiz sair, yazarlarla pekistiren bir kitap “Göz görmez, Bilinç görür”.
Yedi ana bölümden olusuyor. Kitapta Mehmet Özer’in fotografla, hayatla ve gelecekle olan iliskisi ele aliniyor. Tabii ki en vurucu nokta kitabin sonunda yer aliyor. Karabük Demir Çelik isçilerinin aralarinda topladiklari para ile Mehmet Özer’e fotograf makinasi alma kampanyasi. Isim isim listelenmis. Grevci isçilerin sinif yoldaslariyla dayanismasi. Biliyorum ki Mehmet Özer isçi sinifinin yaninda degil. O sinifin içinde, isçilerle birlikte nefes alan veren ve fotografla görünür kilan. Yetmezse o davudi sesiyle uzun uzun siirleri okur, yetmezse yazar . Gençlere yol gösterir, olanaklarini sunar. Kurdugu Toplumcu belgesel fotograf atölyesi hem teorilerin tartisildigi hem pratik içinde mücadeleci bir okuldur. Kitapta yer almasaydi mutlaka eksik olurdu ki genisçe ögrencilerinin çalismalarina da yer vermis. Tabii ki dostlari, Temel Demirer’den, Ahmet Telli’ye, Sibel Özbudun’dan, Sükrü Erbas’a kadar, dahasi fotograf ve Mehmet Özer’le olan özdesligi anlatan yazi ve yorumlariyla zenginlesmis bir belgeselle karsilasiyoruz. Kuru kuruya bir taniklik degil, Mücadelesinde tanik olunanlarin sergilenisi görülüyor. Mehmet kitabini olustururken üsenmemis arsivlerden katmis sözlerini, fotograflarini. Zannediyorum son gözaltina alinmasinin duygusalligi, aceleciligi hep önünde olmus. Ya bitiremezsem, içeri alinirsam kaygisi...
Fotograf nedir? Ne olmalidir? Diye soranlara bir cevap niteliginde ve toplumsal mücadelede fotografin yeri, önemi hep gösteriliyor, anlatiliyor. Hak mücadelesinde haklidan yana olmak. Gerçekmis gibi görünüslere karsi hakikatin yol göstericiligini rehber edinmis ve bunu yasamina uyarlamis bir bilgenin agirligi var kitapta. Yasamin tüm yönleri direnisler, katliamlar, yoksulluklar mi yalnizca? Hayir çiçekler, kuslar ve portreler de var güzel yarinlari imleyen sezgilerin yansiyislari da.
Anlayacaginiz ister fotografla ilgilenin ister börtü böcekle ister sosyoloji ile bu kitap/albümü mutlaka edinin ve okuyunuz derim. Eline ve birikimine saglik Mehmet usta...
Son söz olarak Mehmetin çagrisiyla noktalayayim: “...Sevgili okur, senin de tanik oldugun gibi bu kitabin olusmasinda ben sadece bir nedenim, asil hazirlayicilar yukarida isimlerini saydigim dostlarim ve hayati yaratan emekçiler büyük bir feda ruhuyla adaletsizlige karsi halkin itirazini örgütleyen devrimcilerdir...”
Mehmet Özer
NotaBena yayinevi, 152 sayfa