Gözden düsen iktidardan düser
CHP`li Aykut Erdogdu`nun yolsuzluklarla ilgili iddialari gözümün önüne geldi.
Bir de yolsuzluk kapitalizmin yol arkadasidir, sözü...
Kiliçdaroglu`nun Kayseri Belediye Baskani hakkindaki iddialari;
yolsuzluk, rüsvet defterini basbakana göndermesi, Basbakanin ciddiye almamasi, buna paçavra muamelesi yapmasi... Yillardir süren Imar yolsuzluklari... V.s v.s....
Dis politikada, özellikle Suriye`de izledigi politikanin sonuçlari...
Gezi ile baslayan süreç...
Dersaneler üzerinden baslayan hesaplasma giderek büyüyor. Hesaplasma yeni bir evreye, Hakan Sükür istifasinin arkasindan sonra geri dönülmez yola girmis görünüyor.
Türkiye’nin gündemi bas döndüren sürpriz gelismelere gebe. Yarin sabah kalktiginizda taslarin yerinden oynadigini, oyunun yeniden kuruldugunu, elin yeniden dagitildigini görüyorsunuz.
Neden Burasi Türkiye, diyoruz?
Bunun nedeni birincisi;dis gelismelere çok açik ve bagliyiz. Ikincisi Türkiye’de sermayenin devlet eliyle yaratilmasinda yatiyor. Iktidari paylasanlar, yakin çevreler gözünü iktidarin kendilerine saglayacagi olanaklara, halkin kaynaklarina dikmis.
Hal böyle olunca pastadan pay kapma telasi içinde olan sermaye sinifi kendi aralarinda mücadele ile her an her seyin degisebilecegi bir atmosfer yaratiyorlar. Köklü gelenekleri olmayan, hele hiç kurumsallasma olanagi olmayan, çarpik bir sistem içinde anlik dengeler ve günübirlik ittifaklar kuruluyor. Bu yüzden her sey pamuk ipligine bagli.
En sihirli sözcük rant...
Bunun basinda imar yolsuzluklari geliyor....
AKP 11 yillik iktidar yorgunlugu yasiyor. 11 yilda yapilan o kadar çok usulsüzlük, yolsuzluk, hukuksuzluk özellikle imar yolsuzlugu yapildi ki…
Siz yanlis bir sey yapiyorsaniz rakipleriniz mutlaka sizi gözlüyordur. Sesini çikarmiyorsa o an ki konjonktür buna izin vermedigi içindir. Siyasi rehin alma, siyaseti yeni bir vesayetle araci olarak ortaya çikiyor.
Ileride mutlaka yol ayriliginin olacagini hesaba katanlar, bu ortakligin ilelebet sürmeyecegi düsünenler hesaplasma günü için isin basindan ona göre hazirlik yaptiklari, sürekli izledikleri anlasiliyor. Herkes birbirinin çetelesini tutuyor. Istihbarat topluyor. Taraflar elinde yolsuzluk dosyalari biriktiriyor. Çikarlar çatismaya, pastadan paylar alinamayinca tozlu raflardan, çelik kasalardan dosyalar gün yüzüne çikarilip hesaplasma baslaniyor.
Hakan Fidan olayindan sonra durumun ciddiyetini anlayan AKP, Cemaatin nelere kadir oldugunu görüp tedbir almaya dersaneler üzerinden basladi. Basladi da ne oldu?
Hukuku rakiplerini alt etmenin bir araci olarak kullananlar için de hukuk bir ihtiyaç haline gelmeyecek mi?
AKP, Gezi olaylarindan sonra Amerika`in gözünden düstü. Suriye süreci hizlandirdi.
AKP’ye bu %50’lik iktidar sonsuza kadar sürecekmis gibi geliyordu. Bu nedenle ktidar sarhoslugu yasiyordu. AKP için Abdullatif Sener`in `yolsuzluk ne kadar büyükse toplumu susturma çabasi da o kadar büyük olur` tarifi ilginçtir.
Daha çok seylerin ortaya çikma olasiligi oldukça fazla. Oyunlar kurulacak, oyuncular yer degistirecek, yeni yeni hesaplar ve hesaplasmalar baslayacak, kim bilir...
Cemaate yakin çevrelerin, basinin aylardir dillendirdigi seylerdi. Pratige dönüsmesi Gezi`den sonra AKP`ye ikinci büyük sok yasatti. AKP saskin ve durumu kavramaya, anlamaya çalisiyor.
AKP bunu seçim öncesi, manidar buldu. Dersane üzerinden gelisen duruma vurgu yapti. Erdogani`in cumhurbaskanligina izin vermeyen küresel güçlerin oyunu olabilecegini,bu tehditlere boyun egmeyecegini söyledi.
AKP bundan her sekilde faydalanmaya çaliscaktir. Içimizde suçlu olanlar varsa temizlenecek, diyecek. Ya da aklayarak siyrilmaya çalisacaktir.
2014 yilinda çok seyler olacak diyenlerin sehir efsanesi , komplo teorileri ürettigini düsünmüstüm.
AKP için sonun baslangici mi? Yolun sonu görünüyor mu?
Ama her seyden önce bir kere cin siseden çikmis görünüyor.