Rize çay ile bütünlesmis, hemen hemen her tarafini çay bahçelerinin kapladigi bir kent. Kentin geçim kaynagi da dogal olarak çay. ÇAYKUR bünyesinde 10 bin civarinda isçi çalisiyor. Bunlarin yüzde 90’i ayni zamanda çay üreticisi. Üreticilerin birçogu ayni zamanda mevsimlik isçi. Sadece 4-5 ay çalisiyorlar. Üç evin birinde kesin ÇAYKUR’dan emekli olmus bir isçi var.
8 aydir çayini toplamayi, fabrikasinda çalismayi bekleyen isçiler için grev bir sürpriz oldu. 60 yillik tarihi boyunca hiç görmedigi, en uzun soluklu mücadelesini sendika degistirme sirasinda yasayan isçiler için grev bilmedigi bir dünyaydi. Bu durum ister istemez katilimi da etkiledi. ÇAYKUR Genel Müdürlügünün henüz isleyecek bir kilo çay olmamasina ragmen isçileri ise çagirmasi; parasizlik, isten atilma korkusu, sürgün tehditleri, çayin elde kalacak olma ihtimalleri ile birlesince grev gerçeklesmedi. ÇAYKUR bünyesindeki 10 bin isçinin çok az bir kismi sendikanin çagrisina uyup greve çikinca Tek Gida-Is Sendikasi greve çikan isçilerin de isbasi yapmasini isteyerek sözlesmeyi imzalamaya karar verdi.
BASKA IS YOK
Greve katilan Salarha Fabrikasi isçilerinden Gönül Er, 15 yildir kadrolu olarak çalisiyor. 5 yildir sadece hükümetin enflasyon rakamlarinda zam aldiklarini dile getiren Er, muhasebeci olarak çalistigini, KPSS ile ise girenlere isi kendisinin ögrettigini ama onlardan daha az ücret aldigini söyledi. Isçilerin daha önce grev yasamadigi için çekindigini, baska is kaynagi da olmadigi için greve katilmadiklarini ifade eden Er, aileler üzerinde de baski yapildigini söyledi.
Er, “Basbakan isterse sorunu çözer ama istemiyor. Isteyecek olsa Öz Gida-Is’i buraya getirip bizleri 5 yildir süründürmezlerdi” dedi.
BASBAKAN SÖZÜNDE DURMADI
Selimiye Çay Fabrikasinda çalisan Mehmet Uzun, hem çay üreticisi hem de ÇAYKUR isçisi. Üretici olmanin 15 yil önce güzel oldugunu, kota uygulamasinin baslamasinin ardindan üreticilerin memnuniyetinin de kalmadigini aktardi. ÇAYKUR’un dekar basina 10 kilo olarak uyguladigi kota nedeniyle çayin büyük bir bölümünün özel firmalara yok pahasina satildigini dile getiren Uzun, üstelik özel sektörün üreticinin parasini iki yil sonra verdigine dikkat çekiyor.
Basbakanin 11 yil önce “Çayin fiyati 1 lira olacak” dedigini hatirlatan Uzun, 11 yilin ardindan daha yeni çayin kilosunun 1 liradan alinmaya baslandigini söyledi.
24 yildir ÇAYKUR’da çalistigini dile getiren Uzun, “Ben toplusözlesme görüsmelerine de katildim. Hükümet kamu protokolünü dayatti. Grevden baska bir seçenegimiz kalmadi. Insanlar issiz kalmaktan korktuklari için greve çikmadilar” diye konustu.
ISÇI DE ÜRETICI DE DERTLI
Selimiye Fabrikasinin en sansli insanlari Mustafa Sahsi ve Mustafa Uzun. 60 yillik ÇAYKUR tarihi boyunca yapilan tek grevin bir gün sürse bile ilk grev gözcüleri.
Mustafa Sahsi, 21 yildir mevsimlik isçi olarak çalistigini, kendi haklarini savunmak için greve çiktigini söyledi. Birçok arkadasinin greve çikmamasina tepki gösteren Sahsi, ailesi de dahil olmak üzere çevresindekilerin greve çiktigi için kendisine telkinlerde bulundugunu, “Tek akilli sen misin” dediklerini aktardi.
Haklari için sendikanin ve aldigi kararlarin arkasinda olacaklarini belirten Sahsi, “Babamdan kalan gelenegi Öz Gida-Is’e veremem” dedi. 15 yildir hem mevsimlik isçi hem de çay üreticisi oldugunu dile getiren Mustafa Uzun da 5 yildir magdur olduklarini, 4 ay çalistiklari için ücretlerin de sosyal yardimlarin da tatmin edici olmadigini ifade etti.
Uzun, “Yilda 6 ton çayi satiyorum ÇAYKUR’a. 2-3 ton çayi da özel sektöre veriyorum. ÇAYKUR hem üreticiyi hem de çalisani tatmin edemiyor. Kotanin yükseltilmesini istiyoruz. Eger bir üretici 10 ton üretiyorsa en az 7-8 tonunu ÇAYKUR’a verebilmelidir. Geçen yil isçilikten ve üreticilikten en fazla 15 bin lira kazanabildim. 4 kisilik bir aileyiz. Yakiti, faturalari, çayin gübresi elde bir sey kalmiyor. Bu yasima kadar daha hiç tatile gitmedim. Geçinemiyorum ki nasil gideyim?” dedi. (Rize/EVRENSEL)