Tarih: 01.01.2018 00:00

`Günahinizi yikayacak yagmur yok`

Facebook Twitter Linked-in

`Günahinizi yikayacak yagmur yok`

Hrant Dink`in ölümünün 7. yildönümünde Agos Gazetesi önünde Gülten Kaya konusma yapti.

Gülten Kaya`nin Hrant Dink`in öldürülüsünün yedinci yili anmasinda Agos gazetesi önünde yaptigi konusmayi yayinliyoruz.

Merhaba arkadaslar, Hrant`in sevgili kardesleri;

Bizler, 19 Ocak`ta düstük, kanadik. Neredeyse yüz yil boyunca hayatlarimizda asili duran ve devletin yüzünü asan bir tartismayi bitirecek olan insanin da buralardan gidisi üzerinden tam yedi yil geçti.

Bu siyasi cinayetin satrancindaki tüm hamleleri, vezirini, sahini, piyonunu görebiliyoruz artik.

Kollarini, halklarin birlikte, yan yana, birbirlerine dokunarak yasama kültürünü olusturmasina sivayan Hrant Dink`in çabasiyla olusturabilecegimiz mutabakatimiza, ortak yasam protokolümüze sikildi kursunlar. Çünkü tam orada duruyordu Hrant.

Istihbaratiyla, güvenlik birimiyle, medyasiyla artik tanidigimiz korunakli bir semsiyenin altinda gayet nizami bir cinayet islediler.

Bu intizamli süreçte, derin yerlerden havalandi kuslar ve gelip gelip medyanin basliklarina kondular. Gördük. Okuduk.

Zamanin içinden geçerken sabrimizi, metanetimizi, tevekkülümüzü sinadik. Bizler bu sinavi verirken içimizdeki kuslar göç etti, yapraklarimiz döküldü, Ocak ayinda karartildi ocagimiz.

Adadan uzaklasti kayigimiz ve sustu içimizdeki sarkilar.

Kardesimiz Hrant, bizler, burada olanlar, kardeslerin ve arkadaslarin, tam yedi yil önce senin ayakkabilarini giydik ve öyle basiyoruz yere.

Senin muhtesem aklina soruyoruz simdi; adalet yere düstügünde insanlik hangi pusulayla bulur yönünü?

Giderek hantallasip budanan, hareket alani kalmamis bir hukukla yola nasil devam edecegiz derken, yolumuz parklara düstü. Tarihin zamana boyun egdigini gördük, orada aldik senin de selamini, kumru ve serçelerden. "Gittiler" dediklerimiz parkin agaçlari arasindan gülümsüyordu, o uzun gölgeli gençlere ve çocuklara... Resimlerdeki suretleriniz bir dokunusta ve oracikta canlaniverdi.

Insanlik ve yurttaslik adina bir manifesto yazildi, herkes gördü.

Hayatlarimizi dilim dilim dograyan cüretkârlar!

BINLERCE KISI HRANT DINK IÇIN BULUSTU haberini okumak için tiklayiniz...

Acinin üzerine tuz eken bu devletin askeri yargisi da sivil yargisi da merhametten ve adaletten yoksundur artik. Bu cümlemizi koyduk orta yere, çünkü evlatlarinin kahrindan ölüyor artik, Roboskî anneleri. O kahirla öldü Fadime Ayvalitas ve Berfo anne. Onlarin ve Cumartesi annelerinin bedduasi degil, âhi yükseldi gökyüzüne, bu âhi duyaniniz var mi? Bu ah gelip bulacak sizleri, anlamayaniniz kaldi mi?

KCK davalarindan Alevilere, avukatlara, gazetecilere, ögrencilerden, gezicilere, LGBTI haklarindan tüm insan haklarina, topluma yayilan koku ve korkunun kilavuzu kim? Yüzünüzdeki örtü iyice aralaniyor ve görüyoruz arkasindaki siluetlerinizi. Çünkü bir yüzünüz bile yok sizin!

Cepheler arasinda kendi mevzilerinize yiginak yaparken sizler, yalanlariniz, ihanetleriniz ve kirimlarinizla elimizden dünyayi düzeltecek baska çocuklarimizi da aldiniz. Ali Ismail`i, Ethem`i, Abdullah`i, Mehmet`i, Mustafa`yi, Medeni`yi, Ahmet`i aldiniz. Ogul öksüzü yaptiniz anne babalari.

Bu ülkenin evlatlarina hain pusular kuruldu baska topraklarda, 3 kadin yere düsürülüp omuzlara alindi Fransa topraklarinda, unutmak mümkün mü, ne çok ocagi söndürdügünüzü. Bunlarin da ahi duruyor orta yerde, bir utanç duyaniniz var mi?

Plastik mermilerle, gaz fisekleriyle, gözümüzü çikardiniz. Insansiz uçaklarinizdan insanlara bomba yagdirarak girdiniz çocuklarin uykularina. Kolunun altindaki sicak ekmegine attiginiz gaz kapsülünden beri bir hastane odasinda uyuyor Berkin Elvan. Halkin cümlesiyle; bunu yapanlara haram olsun uykular!

Ikballeriniz ugruna izaninizi-insanliginizi kaybettiniz. Yordunuz, kirdiniz, kiydiniz. Inkar ettiniz, sizleri bellegimize kazimayi farz kildiniz. Bunlari da ekledik tüm acilarin kayitli tarihine.

Neresi memleket sizin için, kimler memleket evladi, hangi dereler sizin oluyor ki parklara, daglara göz dikiyorsunuz!

Neyiniz hakkaniyetli, neyiniz hakikatli sizin?

Bombos retoriginiz ve yüz yillik reflekslerinizle adlarimizi dahi unutmamizi istediginizi bizler nasil unuturuz?

2014 yilindayiz, içinizden tekrar edin lütfen, 2014! Ve komsularimiza kamyonlar dolusu baris demokrasi ve insan hakki degil, kamyonlar dolusu silah tasiyoruz! Yani, birbirinizin gözlerinin içine bakarak birbirinizi öldürün diyoruz onlara!

Bu günahlari yikayacak bir yagmur olmayacak!

Böyle bir memleket mi agartsin yüzümüzü? Bayrami zehir, kandili isiksiz, bahçesi dagilmis, ocagi söndürülmüs günahsiz insanlarin kuslar gibi vuruldugu bir memleket mi?

Ömrümüzü sizlatan tüm kayiplarimizla tarih ve yemin kelimelerini yan yana kullaniyoruz artik. Baska bir adalet yoksa hayatin adaleti tutacak yakalarinizdan biliyoruz.

Sözün özü; devletin dürüstlügünden kusku duymayan kaldi mi aramizda arkadaslar?

Hrant Dink Devlet dersinde katledilmistir. Hayat ve tarihin bu bahiste bazi cüretkârlara verecegi notu bilelim ve bu dersi hiç unutmayalim. O kadar iyi bilelim ki bu dersi, bu ders onlara dert olsun! Hayat onlara agu olsun, zehir olsun!

Biz burada olanlar ise, kahirlarimiz ve gülüslerimizle besleyecegiz insanlik düsümüzü.

Çünkü gülmek, Edip Cansever`in dizesindeki gibi "Bir halk gülüyorsa güzeldir" bize...

Hrant Dinkin anisi bizi issizlastirsa da, acisiyla bilgelesecek, aydinlik akli ve gülüsüyle güçlenecegiz!

Selam olsun halklarin kardesligine!

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —