Güngör Gencay`a 60. yazarlik yilinda veda ederken

Güngör Gencay`a 60. yazarlik yilinda veda ederken

Sevgili Güngör Gencay`la vedalasamadan ayrildik. Okmeydani`nda bir parkta yerel bir kitap senliginde birlikteydik en son, güleç yüzü gözlerimin önünde.

Sevgili Güngör Gencay’la vedalasamadan ayrildik. Okmeydani’nda bir parkta yerel bir kitap senliginde birlikteydik en son, güleç yüzü gözlerimin önünde. Hastaligini çok ciddiye almadim galiba. “Görüsmek için biraz daha iyi olmasini” bekledim. Gerçek Sanat Yayinlarinin (ve dergisinin) kurucusu Güngör, benim de yayincimdi. Sakalasabilmeliydim. Ilk siirinin yayinlanmasindan bu yana 60 yil geçmisti. Ortalama bir ömür. Bu ömür içinde can dostlarinin (Mesela Rusen Hakki) ölümünü yasamisti. Sikiyönetimler görmüstü. Dergisi Gelecek’in Sikiyönetim Komutanliginca, Gerçek Sanat’in Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafindan kapatilmasini yasamisti... Onlarin yerine yayinevi kurmus, çocuk kitaplari dahil 150 yazarin kitabini yayinlamisti. Irkçi politikayla hiç iliskisi olmamisti. Emekçiler için 8 Mart, 1 Mayis siirleri seçkileri düzenlemis, yayimlamisti.

Yil basindan hemen sonra ona bir mektup yazmistim. Bir bölümünü hatirlatayim: “Seçkilerin ne kadar önemli oldugunu gençlerle konusurken kavradim. Sevecekleri sair bulamadiklarini söyleyen gençlere seçkilere bir göz atmalarini söylerken. Özel konulara göre yapilmis seçkilerde sevecekleri sairleri bulmalarinin daha kolay oldugunu saniyordum. Ama onlara bu ögüdü verdikten sonra yaptigin seçkilere (Hayati Dokuyanlara/ Emekçi Kadinlara Siirler, 1 Mayis/Birlik Mücadele ve Dayanisma Siirleri, Salterler Inince/Grev ve Direnis Siirleri, Alevler Insan Sesi, Zalim Titreme) söyle bir göz atinca bu tür çalismalarin ne kadar zor oldugunu iyice kavradim. Senin için sanat bir gereksinim. TYS’nin Emek Edebiyat gecesinden önce yaptigin söyleside bunu söyle ifade etmissin: “Sanati ihtiyaç haline getiren de büyük ölçüde dis dünyadir. Elbet, benim yasamima da ihtiyaç olarak girdi. Ugrasimin meyvelerini somutlastiran yazmayi ise, maddi getiri düsünmeyen çiçek yetistiriciligine benzetiyorum. Ektiginiz tohumu, bin bir özenle yetistirip büyüteceksiniz ve sonunda size yalnizca övüncü kalacak. En azindan benim için öyle.”

Sanatin anlamini bir çirpida özetleyebiliyorsun bu yüzden :

“Neye yarar ölmek,
Yasamak neye?
Yürek kovanimizdan
Binlerce isçi ari
Uçuramadiktan sonra.”

Siirlerini okumayanlar senin sanati gereksinim sayisini, kuru bir anlatiminin varligina kanit sayabilirler. Oysa siirlerindeki imgeler fotograflar gibi bir görünüp bir kaybolurken sizar bellegimize. “Ayaklari siska, boyu kisacik/Saçlari iki yandan örgülü” bir çocugun sirtindaki teri yoklarken buluruz kendimizi. Yüzü al aldir. Oyundan gelmedigini biliriz. Hangi merdivenalti atölyeden kopup gelir kim bilir yüregimize. Yüzüne baktigimizda bize binlerce soru sorarak, cevaplarini sezdirerek. Ellerinden gözlerimizi kaçiriyoruz. Elleri yasindan büyük.

Yazdigin her siirin haykirmak isteginden dogmus olmali. Sivas yanginina verdigin onca arkadasinin acisinin dizelerine yansimasi gibi: “Kiminin elinde kalem, elinde saz /Dilinde siir ve türkü kiminin /Ama hepsinin yüreginde Pir Sultan Abdal duruyor.” Bir körebe gibidir zaman. Atesle karartilmaya çalisilan aydinlik. Yakilan insanlarin anilari güller gibi birbirine benzemez, kokulari ayri, renkleri ayri demetlerle düser aklimiza. Seninle mirildanmak kaçinilmazdir: “Temmuz bahçelerinde artik /Rüzgârlar atesten esmeyecek /Gayretin beyhude mezarci /Devrilen bir yanginin kopup gelen sesinden /Binlerce aydinlik filizleniyor”.

(...)Dostlugun daha çok önem kazandigi günlerdeyiz. Sanatin büyük yatirimcilarin ellerine devroldugu, reklamin edebiyat degerlerinin önüne geçtigi bir dönemdir yasadigimiz. Yazarlik da yayincilik da kahramanlik sayilabilir.

Bir ustura acisi düsüyor yüregimize.

Bu ustura acisina, bir yaraya tuz basar gibi dost anilarini basmaktan baska yapilacak pek bir sey yok sanki. Bir tek sey var içimizin sizisini dindirecek, yan yana durmak, örgütlenmek.”
Güngör Gencay’in bu ögütlere hiç ihtiyaci olmadi. Örgütlü yasadi. Dost omuzlarinda ugurlanacak sonsuzluga.

Yakinlari o kalabalikta göremiyecekleri dostlari için sunu bilsinler, hepimiz ona hakkimizi helal ettik. O da bize hakkini helal etsin.