Güzel ölmek istemiyoruz

Güzel ölmek istemiyoruz

Gökhan Durmus Beserli, onarli, otuzarli gruplar halinde katliam boyutuna varmis is cinayetlerinde öldüler. Hükümet yetkilileri cinayet gibi

Beserli, onarli, otuzarli gruplar halinde katliam boyutuna varmis is cinayetlerinde öldüler. Hükümet yetkilileri cinayet gibi kazalarda ölen isçilerin ardindan “iyi öldüler”, “takdir-i ilahi”, “isin dogasi” dedi. En büyük kazalar taseron sirketlerin elinde olan madenlerde oldu. Çünkü taseron isçi sagligi ve is güvenligi ile ilgili hiçbir kurala uymuyordu.

En son TTK’ya bagli Kozlu maden ocaklarinda taseron sirkette çalisan 8 isçi is cinayetinde yasamini yitirdi. Genel Maden Isçileri Sendikasi Genel Baskani Eyüp Alabas’la madenlerde yasanan kazalari, ve taseron sistemini konustuk. Alabas, Kozlu’da meydana gelen kazanin ardindan “Kaçinilmaz kaza” açiklamalari yapilarak halen taseron sisteminin aklanmaya çalisildigina dikkat çekerek, “Söz konusu olan insan hayati. Her seyi yok sayabilirsiniz ama insan hayatini hiçe sayamazsiniz. Biz Zonguldak insani olarak artik ‘güzel ölmek’ istemiyoruz” dedi

Kozlu’da taseron sirkette yasanan is cinayetini nasil degerlendiriyorsunuz?
Bu bir is cinayetidir, bundan süphemiz yok. Taseron sisteminin uygulama anlayisi açisindan degerlendirildiginde bu sonuca ulasilir.
Yeralti madenciligi dünyanin en riskli ve agir is kolu. Bu derecede riskli bir is kolunda kâr amacini öne çikarir, is sagligi ve güvenligi önlemlerini maliyetin önemli bir parçasi olarak görürseniz kazalara yol açarsiniz. Kaçinilmaz olan sadece budur.
Diger yandan yeraltinda yapilan bir hata, o ocagin diger alanlarinda çalisanlari da dogrudan etkiler. Bu kazanin daha büyük boyutlara ulasmasini TTK’nin teknik elemanlarinin dikkati önlemistir.
Üstelik bu kaza 2004 yilindan beri yaptigimiz uyari ve eylemlerimize ragmen, 17 Mayis 2010 tarihinde Karadon’da taseron sirketin is yaptigi alanda meydana gelen ve 30 madencinin hayatini kaybettigi kazanin ardindan israrla sürdürülen bir anlayisin sonucudur.

Taseron çalismasina karsi bir dönem kampanyaniz oldu, yasaklanmasi konusunda. Son olarak da örgütlemeyi denediniz. Ne amaçliyordunuz, nasil bir sonuç aldiniz?
Türkiye Taskömürü Kurumu’nda (TTK) ilk kez yeraltinda taseron sirketlere is verilmesi 2004 yilinda gündeme geldiginde sakincalarini kamuoyuna anlattik. Taseron sistemine karsi çiktik. Ancak büyük bir duyarsizlikla bu sistem yer altina sokulmak istendi. 2005 yilinda 1 ay boyunca taseron sirketi ocaga sokmadik. Ama sonra ilin valisi ve emniyet kuvvetleri gelerek taseronu ocaga soktu.
Sonuçta 17 Mayis 2010’da dünya madencilik literatüründe olmayan bir kaza meydana geldi.
Kozlu’da kazaya neden olan taseron sirket ayni zamanda Üzülmez bölgemizde de is yapiyor. Buralarda çalisan arkadaslarimiz is sagligi ve güvenligi endiseleri ve maaslarinin ödenmemesi nedeniyle birçok kez eylem yapti. Biz de onlara destek olduk. Arkadaslarimizin bu sorunlarinin ancak örgütlenmeyle çözülebileceginden hareketle bu sirkette örgütlendik. Ancak sirket is kolu itirazinda bulundu. Yani “Biz insaat sirketiyiz, siz madencilik is kolunda örgütlüsünüz” dedi. 3 yila yakin bir süredir mahkemelerde oyalaniyoruz.
Gerek sirketin, gerekse sorumlularin duyarsizliklari dikkate alindiginda zaten taseron sisteminin garabeti daha net olarak ortaya çikar. Biz öncelikle yeraltinda taseron sirket istemiyoruz. Bu kazanin nedenleri ve sonuçlarini sonuna kadar takip edecegiz ve “Kaçinilmaz kaza” gibi açiklamalarla geçistirilmesine izin vermeyecegiz.
Taseron sistemi Türkiye’nin kanayan yarasidir. Is kazalari çok büyük oranda taseron sirketlerde meydana geliyor. Bu gerçegi göz ardi etmek akilla, mantikla bagdasmaz.

Madenlerde taseron neden tehlikeli?
Çünkü taseron sistemi, kâr amaci güden bir anlayisla hareket eder. Düsük ücretle çalistirir, yeterli kalifiye eleman kullanmaz, egitim harcamasindan kaçinir, is güvencesi vermez. Örgütlenmeyi engellemek için elinden geleni yapar. Oysa yeralti madenciliginde dayanisma büyük önem tasir. Çünkü yeraltinda herkes birbirinden sorumludur. Biz buna “can emaneti” diyoruz.
Oysa taseron sirket sadece isi bir an önce bitirip parasini almanin pesindedir. Yeralti madenciligi riskli ve agir is koludur ve hataya yer yoktur. Ancak isin içine sadece kâr mantigi girince maliyetleri artirdigi gerekçesiyle is sagligi ve güvenligi önlemleri de geri planda kaliyor. Sonuç ortada, tartismak bile yersiz aslinda…


ÖNCE DERSLER ÇIKARILMALI

Madenlerde yasanan bu kazalar nasil önlenir?

Birincisi, taseron sirketler yer altindan bir an önce çikarilmalidir.  Ikincisi, madencilik riskli bir is kolu. Bu nedenle çok siki is sagligi ve güvenligi önlemlerinin alinmasi, çok siki denetimlerin yapilmasi, teorik ve pratik egitimlerin yapilmasi, is güvenligini artiracak teknolojilerin arastirilmasi gerekir. Ve her seyden önce yasanan kazalardan, tekrarlanmamasi için dersler çikarilmasi gerekir.


KAZALAR  BU IKTIDAR DÖNEMINDE YASANDI

Yasanan is cinayetlerinin bir sorumlusu da taserona onay veren hükümet degil midir?

Derin yeralti madenciliginde, TTK’da yeraltinda ihale verme isi ilk kez 2004 yilinda gündeme geldi. Tüm uyarilara ragmen uygulandi. 17 Mayis 2010 tarihinde taseron sirketin çalistigi alanda grizu faciasi yasandi ve 30 madenci hayatini kaybetti. Tüm uyarilar ve eylemler göz ardi edildigi gibi 2010 yilindaki kazadan da ders çikarilmadi. “Güzel öldürüler” denildi, “Madenciligin kaderinde var” denildi.
7 Ocak 2013 tarihinde Kozlu’da meydana gelen kazanin ardindan da “Kaçinilmaz kaza” açiklamalari yapilarak halen taseron sistemi aklanmaya çalisiliyor. Bunlarin tamami bu iktidar döneminde gerçeklesti. Üstelik Sayistay Raporunda özellikle Kozlu için bu sirket için açik uyarilar var. Hatta kaza olmamasi tesadüf olarak belirtilmis. Sorumluluklari yoktur diyebilir misiniz?
Bu sorumlulugu, yasanan facialardan da dersler çikararak yerine getirmeleri gerekir. Söz konusu olan insan hayati. Her seyi yok sayabilirsiniz ama insan hayatini hiçe sayamazsiniz. Biz Zonguldak insani olarak artik “güzel ölmek” istemiyoruz.


TASERON SISTEMI KALDIRILMALI

Taseron çalisma konusunda hükümet yasayi Haziranda çikartmayi planliyor. Yasa ile taseron firmanin “iste yeterlilik kosulu da kalkacak” bu yasa çalisma hayatini nasil etkiler?

Taseronlasmanin hizla yayginlastirildigi bir dönemdeyiz. Yeraltinda bile taseron sirketlerin oldugu, korunup-kollandigi bir dönemde iste yeterlilik gibi çok kritik ve önemli bir hususun yok sayilmasi Türkiye’de is kazalarinin, is güvencesinden yoksun, düsük ücretli çalisanlarin sayisinin rekor düzeyde artacagini gösterir.
Bugüne kadar yasanan aci tecrübeler, ülkemizde taseronluk sisteminin tamamen ortadan kaldirilmasi gerektigini açikça ortaya koyuyor.