Bugün, 3 Mayıs 2024 Cuma
Uluslararasi estetik cerrahi derneginin baskani olma süreci nasil isledi?
ICAPS, uluslararasi cerrahi alaninda isim yapmis insanlarin katildigi küçük bir topluluk. Her ülkeden bir ya da iki kisi katiliyor. Kendi aramizda bilimsel tartismalar, sunumlar yapiyoruz. Kongrelerde 10 dakikalik süre içerisinde layikiyla fikir alisverisi yapma imkânimiz olmuyor ama bu toplulukla isler farkli isliyor, istedigimiz gibi tartisiyor, fikir alisverisi yapiyoruz. Bu grup ilk olarak Amerika ’da bir üniversitede, Tom Roberts tarafindan kuruldu. Isviçre ,Almanya ve Brezilya’dan doktor arkadaslarini çagirmis. Isin en ilginç yani, bunun bir sosyal, kültürel alisveris olmasi. Ögleye kadar bilimsel çalismalar yapiyor, sonrasinda eslerimizle sosyallesiyoruz. Iki yil önce, ben ve esim bu grubu agirlamistik. Simdi diyeceksiniz “Bir grup doktor, ailecek geziyor. Bunun nesi ilginç? Bir yere gitseniz, kafaniza göre turistik yerler gezersiniz. Ama plastik cerrah arkadaslar arasinda hem ülke olarak kendimizi temsil ediyor hem de kültürel alisveris yapiyoruz. Senede bir yapiliyor, herhalde bu yil Uzakdogu’ya gideriz. Insanin hem bilimini, hem ruhunu zenginlestiriyor. Ortalama 30 aile katiliyor, son derece verimli. Iki yilligina ben baskan seçildim, titrimi Positano’da aldim. Ne olursa olsun, bu kadar önemli insanlarin baskanligini yapmak, özveri ve çalisma gerektiren bir durum.
Bir röportajinizda günde 10 ameliyat gerçeklestirdiginizi okudum. Bu kadar yogun tempoda, baskanlik durumu nasil olacak?
(Gülerek) Bu benim tempom için ne ki? Ameliyatlarim ve bilimsel çalismalarim o kadar yogun ki yilda bir kere yapilan bir etkinlik beni zorlamaz diye düsünüyorum. Bu sene kendimi biraz kisitladim; alti, yedi kongreye katildigim için, buradaki islerimi yapamaz oldum. Ama görevimi yerine getirerek,Türkiye ’yi tanittim.
Estetik cerrahi literatürüne 29 yeni teknik hediye ettiniz. Sürekli yeni arayislar içindesiniz sanirim...
Spontan gelisiyor bu isler; “Bundan iyisini nasil yapabilirim, daha güzeli nasil olur?” sorusunun arayisi içerisindeyim. Tip bilimini, hayal gücümü ve yaraticiligimi kullaniyorum. Bu ruh halimi ders verdigim zaman ögrencilerime silikon protezin kesfiyle açikliyorum. Bu teknik, okudugum üniversitede gelistirildi. Ödül aldigim bir etkinlikte, 60’li yillarda bu teknigi olusturan Frank Gerow yanima oturdu ve kesfetme sürecini anlatti: “Basasistanlik devremde, acil serviste çalisiyordum. Günde iki saat uyuyabiliyorduk. Yine bir hasta için hazirlanan iki kan dolu poset elimde, ameliyathaneye gidiyordum. Ayakta uyuyakalmisim. Rüyamda da kadin memesi siktigimi gördüm. Anladim ki elimde kan pihtisi dolu olan posetler, bana bu hissi verdi. Hemen hocama gittim, o da fikrimi begendi. Bir yil köpekler üzerinde denedikten sonra, 1962’de uygulamaya basladik.”
Yaz geldi, yine gündemde selülit var... Bu konuya neden bu kadar takintiliyiz?
Sizin yüzünüzden! Basin gidiyor, bir kameramanla ünlülerin resmini çekiyor. Selülit dedigimiz konuyu insanlar basinla ögrendi. Ama bölgesel yaglanmayi, seluloitle, portakal görünümüyle karistirmamak lazim. Selülit biraz genetik, biraz beslenmeyle alakali. Selülitleri hem spor, hem yesil çay hem de vaser liposuction yöntemiyle azaltiyoruz. Yazin bu konuda stres yasanmasinin nedeni, mayo-bikini denenmesi. Kabine girince, form korunmamissa, görünüm stres yaratabiliyor. Bazi fotograflarda takmayan insanlar görüyoruz, bence takmayan daha mutlu....
Estetikte alt yas limiti nedir?
13-14 yasindaki kizlarin botoks, meme protezi yaptirmasi mantiksiz. Henüz kemikleri oturmamis insanlardan bahsediyoruz. Ergenlige girilmesi, en az 17-18 yasinda olmalari sart. Aileleri hep ikna ederim erken estetik karsiti olarak, psikiyatriden rapor getirmeden ameliyat yapmam.
Mesleki deformasyon oluyor mu? Yüzüme baktiginizda, “Agzini burnunu böyle düzeltirim” diyor musunuz?
Kritik bir gözle bakmam ama görürüm. Muayeneye gelmemisse de asla söylemem. Kokteyllerde, yemeklerde “Nasilim?” diye soruyorlar, “Çok iyi” diyorum. Çünkü kafasina böyle seyleri sokmak istemem. Gerçekten kafasina taksa zaten muayene olmaya gelir. Güzellik anlayisi medyanin yardimiyla çok degisti. Ben küçükken kasaplarda sisman Kleopatra resimleri vardi. Simdi güzelligin tanimi, altin orani hesaba katacak olursak; Charlize Theron . Sunu da belirtirim ki sadece anatomik olarak güzellik olmaz, o sadece yardim eder. Mesela dünya güzelimiz Azra Akin, tek tek uzuvlarina bakildiginda güzel degil, ancak bütünü güzel...
Yüzü asitle parçalanmis Katie Piper’i da hayata döndürerek, tip literatürüne geçtiniz...
Evet, kendisi bana son derece mütesekkir... Zaman zaman konusuyoruz. Bir de yanik magduru olan hastalar için açtigi bir vakif var, ona da destek veriyoruz. Herkes ona yeni bir yüz verdigimi yaziyor ama durum bu degil. Yüzde 100 degisim olamaz, ben de ona yüzde 80’e varan müdahaleler yaptim. Eski haline geri getirdim. Zaten önemli olan dogustan, dogal olmasi. Suni güzellik olmaz. Misal, bu yüzden dolgu malzemelerine karsiyim, güzellik yerine çirkinlik asilarsiniz.
Ajda Pekkan hakkinda ne düsünüyorsunuz bir doktor olarak?
Öncelikle saygi duyuyorum, çok disiplinli. Sürekli spor yapiyor, san dersleri aliyor. Asla kendisini birakmiyor. Pekkan, estetik alaninda hatalar yapti ama görünüm olarak su an üst seviyede. Keske herkes onun gibi bakimli ve disiplinli olsa...
