Dün Basbakan’in iki danismanindan tekzip geldi.
Danismanlardan biri, bizim gazetenin bir “karalama kampanyasi” yaptigini da yazmis hiç çekinmeden.
Gazetelerde Basbakan’in yandaslarini okudum, bir “fitne” lafi dolastiriyorlar.
Biz “fitne fücur” yapiyormusuz.
Bak hele bak.
Basbakan’i da dinlemistik zaten önceden.
O da bizi “taseronlukla” suçlamisti.
Demek ki anlamamislar.
Demek ki anlatamamisiz.
Rimbaud’nun o muhtesem dizesini hatirladim, “ben hayatimi incelikler yüzünden kaybettim”.
Biz kirip dökmeyelim derken bunlar utanmayi bir kenara birakip bizi suçlamaya kalkisiyorlar.
Normalde bir hükümeti götürecek bir skandalla karsi karsiyayiz ama masallah yüzsüzlük almis yürümüs.
Hadi bakalim o zaman, daha net, daha açik, daha “sopa” gibi anlatalim.
Önce size sunu söyleyeyim bu “istihbarat” kurulusunun en saglam kaynaklarinin önemli bir kismi AKP’nin içinden ve Basbakan’in yakin çevresinden.
Basbakan’in basdanismanindan baslayalim.
Basbakan’in basdanismaninin, “gayri resmî CIA” denen Stratfor isimli özel istihbarat sirketiyle çok yakin iliskileri var.
Stratfor’un sahibi ve yöneticisi, Basbakan Erdogan’in basdanismanini, sirketinin yönetim kuruluna yazdigi mektupta aynen söyle tarif ediyor:
“Bu adam çok büyük bir kaynak.”
Bütün dünyaya “istihbarat” satan Amerikan sirketinin Türkiye’deki “çok büyük kaynagi” Basbakan’in basdanismani.
