HASGES YA DA HASHASIN TARIKATI

 HASGES YA DA HASHASIN TARIKATI

Bir kaç gündür "Hashasiler Örgütünden" bahsediliyor. Örgütün merkezi Alamut Kalesinden* ve yetistirdigi suikastçilardan. Sebebi ise Tayyip Erdogan’in 17 Aralik itibariyla baslatilan yolsuzluk operasyonunu yürüten cumhuriyet savcilarina yönelik su sözleri :“Büyük Selçuklu Devletinde Hashasiler denilen gözü dönmüs gizli bir örgütün devlet bünyesini nasil esir almaya çalistigini, gerektiginde düsmanlarla nasil isbirligine gittigini, asirlar önce millet olarak yasadik ve gördük”.

Benzetme ne kadar dogrudur diye pek bakilmadan hemen hemen tüm medyada Hashasiler örgütü ile ilgili yalan yanlis birçok bilgi yer aldi. Hatta bu örgüte benzetildikleri için itibarlarinin zedelendigini düsünerek savciliklara suç duyurusunda bulunanlar dahi oldu.

Öncelikle benzetme ne kadar isabetli olmus ona bir bakalim. Kim ya da kimler neye benzetilmis? Yolsuzluk sorusturmasi ve operasyonu yürüten adiye ve adli kolluk personeli benzetmeye ugramis. Peki, neye benzetilmis? Basbakanin deyimiyle “devlet bünyesini esir almaya çalisan, gerektiginde düsmanlarla isbirligine giden asirlar öncesinden gizli bir örgüte.”

Devletin bünyesinde büyük boyutlara vardigi iddia edilen yolsuzluklari ortaya çikartip, sorumlularini yargi önüne çikarma girisimi, devleti ele geçirmeye çalistigi söylenen bir örgüte benzetilmis. Sebebi ise bu sorusturma ve operasyonlari yapan adli personelin gizli bir yapilanma içerisinde olduklari ve disaridan talimat aldiklari iddiasi. Sanki böyle bir örgütlenmenin varligini yeni ögrenmis ve düne kadar isbirligi içerisinde olmamislar gibi bir havada halk ve kamuoyu yönlendirilmeye çalisiyor.

Evet, bize göre bu benzetme uymuyor ama tüm kamuoyu günlerdir bunu konusuyor. Hashasinler nasil bir örgüttür, adi nerden geliyor, amaçlari neydi bolca yazilip çizildi. Biz de çok kisa bir bilgi ile yetinelim.

11.yy.da Ismaili tarikatina mensup din adami Hasan Sabbah** tarafindan kurulan, Abbasi Halifeligi ile onun koruyucusu durumunda gördügü Büyük Selçuklu Devletinin bazi yöneticileri ve bölgeyi isgale gelen Haçli Ordularini, Mogollari hedef alan saldirlar yapan bir örgütlenmeden bahsediyoruz. Nitekim örgütün ya da kisa ömürlü de olsa bu devletin yok edilmesi bir Mogol saldirisi ile gerçeklesmistir.***

Ancak örgütü biraz da karalamak ve asagilamak amaciyla sürekli olarak fedailerine hashas bitkisinden elde edilen “afyon” verilerek uyusturuldugu ve bu sekilde eyleme geçirildikleri vurgusu yapilmaktadir. Hatta bati dillerinde suikastçi kelimesinin bile bu kökten (hashasin/assasin) geldigi iddiasina yer verilmektedir ki bu ise hiç dogru degildir. Ancak biz isin bu taraflarina fazlaca girecek degiliz.****

Hashas bitkisi sadece bu örgüte adini vermekle kalmamis, ülkemizde de bir ilimize adini vermistir. Gelin birazda bundan bahsedelim.

Ondan sonra Hashas yagini çok severiz. Bütün yemeklerimizde, tatlilarimizda kullaniriz. (…) Bu yag çok sihhidir, hiç kolesterol yoktur.”

Afyon Kaymaginin güzelligi nereden gelir biliyormusunuz? O da hashastan. Hashas küsbesiyle beslenen manda sütünden. Kaymak onun için böyle nefistir.” Böyle anlatmaktadir arastirmaci ve yazar Nail Güreli, Afyon ilimiz ile Hashas bitkisinin ortakligini.*****

Hashas bitkisinin bizim hafizalarimiza kazinmasina ise, bir baska sey daha sebep olmustur. ABD’nin Türkiye’ye bu bitkinin ekimini yasaklatamaya çalismasi ve bunu basaramayinca da arkasindan gelen (1975-1978 arasi) silah ambargosu.

Yazimizin basinda bahsettigimiz konuya tekrar dönersek, evet iktidarin tüm imkânlarini kullanarak yolsuzluk yaptiklarina dair haklarinda fezleke düzenlenen ve hükümetten istifa ettirilen bakanlar, neredeyse tüm bürokrasiyi kapsamina olan yolsuzluk operasyonlari ve karsilikli hamleler. Bu operasyonlarda görev alan kamu görevlilerine karsi agir ithamlar ve görevden almalar.

Devleti bütün kurumlariyla birlikte ele geçirerek, sadece kendi amaçlarina hizmet edecek sekilde görev yapar hale getiren açik ortakliktan, güç ve rant paylasimindaki anlasmazlik noktasinda meydana gelen kavgaya dek her sey artik halkin gözleri önüne serilmis durumda.

Halka ve hak ayranlara karsi acimasiz ve hukuk disi bir sekilde asiri güç kullanilarak yapilan saldirilar nedeniyle önce kahraman ilan edilip, simdi ise “görevini kötüye kullanmakla” suçlanan emniyet görevlileri. Yürüttükleri bazi operasyonlar ve açtiklari davalar nedeniyle yüzyilin cesur adamlari diye iftiharla sunulup, simdilerde ise “vatan hainligiyle” suçlanan cumhuriyet savcilari. Bizzat basbakan tarafindan “yargi içerisinde çete” olmakla suçlananlar.

Kamu görevlileri bir gün hesap vermek zorunda kalabilecekleri gerçegini hiçbir zaman unutmamalidirlar.

*Alamut Kalesi: Iran’da, Tahran’in kuzeyinde Hazar Denizi kiyisina çok yakin Elbruz Siradaglarinin yamaçlarinda Kazvin kenti yakinlarinda bir kaledir. 2000 metrenin üzerinde bir tepeye kurulmustur. ** Hasan Sabah. Haçlilarin taktigi ismiyle “Daglarin Yasli Bilgesi”. Ölümü. 1124. ***1256 yilinda Cengiz Han’in torunu Hülagu Han tarafindan kale yakilip, yikilarak devletin varligina son verilmistir. ****Assasin. Pek çok bati dilinde “suikastçi” anlamina gelen bu kelimenin aslinda ‘Hasan’ isminden türetildigi bilinmektedir. Dilimizdeki karsiligi ise  “Sir Bekçileri’dir.” ****Nail Güreli. Insaniyla, Saziyla, Sözüyle. YÖRE YÖRE. Gür Yayinlari. Istanbul. 1982