Madımak’ta Yaşananlar Hafızalarımızdan Silinmiyor
1993 yılında Sivas Madımak Oteli’nde yaşanan katliamı, aradan geçen yıllara rağmen yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. O gün, düşünce ve ifade özgürlüğünün engellendiği, dinî fanatizmle pekişen bir saldırı sonucunda onlarca insanımız yaşamını yitirdi. Bu olay, tarihe kara bir leke olarak geçti.
Hukuki ve Siyasal Sürecin Eleştirisi
Katliamın ardından yaşanan hukuki ve siyasal süreç, bu topraklarda yaşayan halkların kardeşliğine yönelik ciddi bir tehdit olarak hafızalarımızda yer etti. Bu katliamı gerçekleştirenler hukuk önünde hesap vermediği gibi, saldırıyı takip eden süreçte sayısız provokasyon ve gerici saldırılar artarak devam etti. Devletin vatandaşlarının can güvenliğini koruma yükümlülüğünü yerine getirememesi, gözü dönmüş bir kalabalığın 35 canımızı yakmasına sessiz kalması, toplumsal vicdanı derinden yaraladı.
Adaletin Yerine Getirilmemesi
Katliamın failleri zaman aşımı gibi utanç verici bir sebep bahane edilerek serbest bırakıldı. Düşüncelere, kimliklere, farklılıklara düşman olmanın yarattığı bu insanlık suçunun ideolojik altyapısı ne yazık ki bugün de varlığını sürdürüyor. İfade özgürlüğüne, düşünce yayma hürriyetine ve farklılıklara tahammülsüzlük, uzun süredir demokrasimizi esir etmiş durumda.
Toplumsal Hafızanın Önemi
Bu katliamların ve insanlık suçlarının bir daha yaşanmaması için farklı kimliklere ve farklı düşüncelere tahammülsüzlüğü besleyen siyasal yapıyı değiştirmek zorundayız. Her fırsatta toplumsal hafızamızı diri tutmalı, yaşanan katliamları anlatmalı ve aktarmalıyız. Bu topraklarda bir kişinin daha dini, dili, etnik kimliği, düşüncesi, inancı veya inançsızlığı yüzünden katledilmesine izin vermeyeceğiz.
Sivas Katliamı’nda Kaybettiklerimizi Saygıyla Anıyoruz
Sivas katliamında yitirdiğimiz canlarımızı saygıyla anıyoruz. Muharrem Ayı'nın önemine dair konuşmalar yapıldı; ancak Sivas katliamıyla ilgili de konuşulmasını beklerdik. Katliamın acısını unutmadık, unutturmayacağız.