I. Erdem Karabulut`tan Belediyeye Sitem Var...
Esenler Yavuzselim Mahallesi R.Tayyip Erdogan parki isletmecisi Ibrahim Erdem Karabulut ‘’ Bir süredir Esenler ve Istanbul basininda Esenler Belediyesi ile yasadigim park problemiyle ilgili içerigi farkli yazilar çikti. Kamuoyunun dogru bilgilenmesini istedigim için tüm gerçekleri ortaya koyacagim.’’ Dedi ve ayrintili açiklamalarda bulundu…
Parka el koyma diye bir durum yoktur…
‘’Denildigi gibi parka el koyma diye bir durum yoktur. Sadece hukuk danismanimizin direktifleri dogrultusunda -yasal savunma haklarimizin baslangici- bir durum söz konusudur. Çünkü biz halen esenler belediyesinin yasal kiracisiyiz. Kira kontratimiz var. Hakkimizda bir tahliye karari yok. Ortada bir teblig tebellüg yok. Kesinlikle sözlesmenin feshi yok. Ama yikilan 167 metrekare yerimizin yeniden yapilacagi taahhüdü var. Sifahen de olsa haklarimizin ödenecegi sözü var. Magduriyetimizin giderilecegi garantisi var. Tüm bunlara ragmen geçen cumartesi aksami basimiza olmadik isler geldi. Bunlar Allah diyerek aldatiyorlar…’’
Belediye baskaninin yanlisa düsmemesi gerektigini kaydeden Karabulut; – Belediye Baskanina açik mektup- niteliginde yasadiklarini anlatti:
Karabulut; Belediye Baskani’na Açik Mektubumdur…
‘’Sevgili Baskan, dostluk ve insanlik çerçevesinde bütün yollari denedim. Hukuki olarak hakkimi arama yollarini danismaniniz Abdullah Aksu basta olmak üzere, Burhan Kocaman’in telkinleri ile engellendim. Insan olarak bu konuyu çözeceginiz söylenerek aldatildim. Etrafinizi çeviren bir grup tarafindan ihanete ugradim. Dosyam Abdullah Aksu vasitasi ile özel kaleminizde bir yil bekletildi. Magduriyetimin giderilmesi için basta büyüksehir belediye baskani kadir topbas, AKP Il baskan yardimcisi Hayrettin Çelik, birçok meclis üyesi ve son olarak da Basbakanimizin yakini is adami Hüseyin Kurt’un girisimleri sonuçsuz kaldi.
Her devreye girene 10 gün dediniz. Her on gününüz 3 ay sürdü. Son Hüseyin kurt’a da diger kisilere de söz verdiginiz on gün üç ay sürdü. Bana da 10 gün diyorsaniz sakin bu sözü vermeyin. Hüseyin Kurt’a bu konunun arap saçina dönmesinin tek sorumlulari Abdullah Aksu ve Burhan Kocaman’dir diye yazili kagit bile verdiniz. 36 gün geçmesine ragmen sözlerinizde yine durmadiniz.
Yasal süreci baslatmak maksadiyla bana teslim edilmek üzere yapilan binaya girdigimde hakliligimdan dolayi ne zabita, ne de emniyet güçleri sizin gayri yasal talimatlarinizi yerine getiremedi.
Ben gelenlere; ‘yasal kiracinizim. Park içine 167 metrekare bina yaptim. Umumi WC yaptim. Selale yaptim. Ayrica her seyi cebimden yaptim. Yiktiniz. Tahliye vermediniz. Metro geliyor onun için dediniz. Herkes bu olaylara yakindan sahit. Meclis üyeleri, park ve bahçeler müdürleri, zabita müdürleri ve onlarca esnaf bu yaptiklarima canli sahit.’ dedim…
Bu adam bu gece oradan mutlaka çikacak…
Zabitadan sorumlu belediye baskani yardimcisi Ömer Çetinkaya ‘ Bu adam bu gece oradan mutlaka çikacak, her yolu deneyin, zor kullanin, gerekirse Büyüksehir’den takviye alin, ben polisi gönderiyorum’ talimatiniz karsisinda aciz kaldi. Bosaltma müracaati yapamadi. Acizliginden yakinlarimi, dostlarimi, arkadaslarimi arayarak ‘ zor durumdayim, bu arkadasinizi ikna edin de çiksin’ demistir.
Baskan Yardimcisi Çetinkaya’nin son olarak Dünya basin mensuplari dernegi baskani arkadasima ‘ Pazartesi saat 10’da gelsin ben geregini yapacagim’ demesi üzerine polisin geç saate kadar oyalatildigi için, kendilerine verilen rahatsizliktan dolayi özür dileyip, yeri zabitaya teslim ederek ayrildim.
Çetinkaya; Mecburen randevu verdim…
Pazartesi günü saat 10’da Çetinkaya’ya gittigimde zafer kazanmis bir komutan edasiyla ve siritarak ‘ zor durumda kalmistim. Sana mecburen bu randevuyu verdim. Hakli oldugunuzu biliyorum. Ama baskana gidip de sizin hakli oldugunuzu söylemem. Çünkü zabitadan sorumlu baskan yardimcisi olarak oranin bosaltilmasi talimatini almis kisi bunu nasil baskana ifade eder…’ demesi üzerine ‘Sizin insanlik duygunuz bitmis, sizin masum ve mazlum hakkini korumak gibi bir duygunuz kalmamis’ diyerek belediyeden ayrildim.
Belediye Baskani; O binayi gerekirse yikacagiz. Orayi kütüphane yapacagiz…
Görüsmeden on dakika sonra bir dostumu arayan Çetinkaya sizin ‘orayi ne Karabulut’a nede daha önceden söz verilen kisilere vermeyecegiz. O binayi gerekirse yikacagiz. Orayi kütüphane yapacagiz’ dediginizi iletmistir.’’
Ibrahim Erdem Karabulut; ‘’o gece belediye zabitasi, park ve bahçeler müdürü, emniyet güçleri gelmisler ve bana hak vermislerdir. Sikâyetçi olamayip yasal süreci baslatamamislardir. Sadece yakin dostlarimi ve arkadaslarimi arayarak, Araya hatiri sayilir kisileri sokarak eyleme son vermemi istediler. Eger ben suçlu olsaydim fesih islemlerini baslatip beni mahkemeye vermeleri gerekiyordu…’’ diyerek yasanan durumu özetledi.
Bu konuyu Basbakanlik makamina ve Iç Isleri Bakanligi’na tasiyacagim
Ibrahim Erdem Karabulut, Ilave olarak; ‘’ Bu konuda hakliyim. Hakkim olan mücadeleyi veriyorum. Süreci bastan sona bütün yetkililere anlattim. Inanmak istemediler. Bana açikça bir oyun oynandi. Ikiyüzlülük riyakarlik yapildi. Ben de gereken yasal islemlere basladim. Yürütmeyi durdurma karari yakinda çikar. O zaman bakalim ne yapacaklar. Ayrica bu konuyu bütün ayrintilari ile Basbakanlik makamina ve Iç Isleri Bakanligi’na tasiyacagim’’ dedi…