Cezaevlerindeki açlik grevleri 60. güne girerken hükümetin tutumuna tepkiler ve tutuklularin taleplerine destek de artiyor. Izmir’de konuya dair görüslerini aldigimiz milletvekili, sair, gazeteci, yazar, inanç grubu temsilcileri, doktor ve sendikacilar, cezaevlerinden bir tabut çikmadan bir an önce adim atilmasi gerektigini belirterek sorumlulugun Hükümette ve esas olarak da Basbakan Tayyip Erdogan’da oldugunu dile getirdi. Görüslerine basvurdugumuz kisiler Basbakan’in kullandigi dilin ortami gerdigini, insanlar ölüm esigindeyken ‘kebap muhabbeti’ yapmanin ahlaki olmadigini, ana dilin ise ana sütü kadar helal oldugunu söyledi.
‘HER SEY KÖTÜYE GITMEDEN...’
TYS Izmir Temsilcisi Namik Kuyumcu, iktidarin insanlarin hayati üzerinden, son derece uzlasmaz ve gerilimi yayan çabasini, duyarsizligini dogru bulmadigini belirterek, “Iktidarin burada ikiyüzlü bir tutumu oldugunu düsünüyorum. Umarim her sey daha kötüye gitmeden bu duyarsizlik geri adim atar” dedi. Baristan yana sesin yükseltilmesi gerektigini söyleyen Kuyumcu, “Savasin son bulmasi ve toplumsal olarak baska bir sürece geçilmesi gerek” dedi.
‘BU TUTUM INSANLIK DISI’
CHP Izmir Milletvekili Mustafa Moroglu ise geçmis hükümetler, açlik grevleri karsisinda nasil bir tutum aldiysa AKP’nin de ayni tutumu sergiledigini belirterek, “Bu insanlik disi bir tutum. Açlik grevleri karsisinda, ‘Kebap muhabbeti’ yapmalarini ahlaksizlik olarak görüyorum” dedi. Hükümetin anadilde savunmayi 4. yargi paketiyle gündeme getirecegini söyleyen Moroglu, anadilde egitimin de Anayasa’da ele alinmasi gerektigini belirtti. Savasa karsi olanlarin sivil inisiyatifler olusturmasi, ezenlere, zulmedenlere karsi bir platform yaratmasi grektigini dile getiren Moroglu, “Ortak çikarlardan vazgeçmeyelim. Genel Baskan’in dedigi gibi bedel ödenmesi gerekiyorsa biz haziriz” dedi.
‘HEKIMLERE IZIN VERILSIN’
TTB’nin Adalet Bakanligi ile yaptigi yazismalara, yüz yüze görüsme isteklerine olumlu cevap verilmedigini hatirlatan TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Fatih Sürenkök ise “Adalet Bakanligi’ni kiniyorum. Sürecin hekim bazli kontrol edilmesi gerekiyor. Bagimsiz hekim izleme komisyonlarinca cezaevlerine girilmesi sarttir” dedi.
‘SORUMLULUK BASBAKANDA’
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Izmir Gazeteciler Cemiyeti Baskani Atilla Sertel de, “Insanin kendi bedenini cezalandirmasini dogru bulmamakla beraber yapilmasi gereken bir an önce bu sorunun çözüme kavusturulmasi” dedi. Eylemin muhatabi olanlarin, kimi zaman tehdit, kimi zaman da eylemi ciddiye almayan bir çizgi izledigini belirten Sertel, “Iktidarin degisik kanatlarindan degisik sesler çikiyor. Bu konuda karari verecek tek kisi Recep Tayyip Erdogan’dir. Cezaevinde olan herkes devlet güvencesindedir. Geçmiste canini yitiren pek çok insan oldu. Alaysi tavirla bu is daha çok körüklenir ve can kayiplarina yol açabilir. Insanlarin yasami üzerinden politika yapamazsiniz. Bu konu bir an önce çözülmelidir. Anadilde savunma ve birtakim seyleri söylüyorlar ama ne zaman nasil olacagini söylemiyorlar” dedi.
EGEÇEP Üyesi Ertugrul Barka, “Baris için derhal istemlerin karsilanmasi taahhüt edilmelidir. Hükümet, devlet ciddiyetine yakisan bir süreç izlemeli ve ölümlerin olmamasi için bir an önce adim atmalidir” dedi.
‘ANADIL ANA SÜTÜ GIBI HELALDIR’
Alevi Bektasi Dernekleri Federasyonu Ege Bölge Sorumlusu Mustafa Aslan ise AKP’nin tam anlamiyla bir çözüm üretecegi kanisinda olmadigini ifade ederek, “Alevi Bektasi kurumlar olarak hiçbir insanin ölümle bas basa birakilmasi taraftari degiliz. Anadilde savunma ve konusma talebi ana sütü gibi helaldir. Bir an önce talepler gerçeklestirilmeli, hiçbir tutukluya tecrit uygulanmamalidir” dedi.
‘TALEPLER BIR AN ÖNCE KARSILANSIN’
Ydr. Doç. Yunus Zoraloglu ise 60. günden sonra olumsuz sonuçlar yasanabilecegini belirterek, “Bu taleplerin dikkate alinmasi ve çözüm bulunmasi gerek. Bana göre tümü hakli talepler. Geriye dönüsü olmayan sonuçlarla karsilasmamak için adim atilmali. Yillar önce Demirel bile, ‘Firat’in kenarinda öldürülen koyunun hesabi bile benden sorulmali’ demisti” seklinde konustu. (Izmir/EVRENSEL)
‘INSAN HAKLARI HERKES IÇINDIR’
Sair Asim Gönen: Birlik beraberligin temeli, evrensel olarak insanliga ne haklar tanindiysa bu insanlara da taninmasidir. Ayriliklari ortadan kaldirmak ve kardesçe yasamak için talepler karsilanmalidir. Daha önceki ölüm oruçlarini yasadik 60 günden sonra ölümler basladi. Dün iktidar yetkilisi ana dilde savunma için kapi aralandigini söyledi. Bunun karsi tarafta yarattigi sevinci gözlerimle gördüm.
‘HÜKÜMET IKI YÜZLÜ’
SES Izmir Sube Baskani Veli Atanur: Bir insanin anadilinde konusmasi, okumasi ve iletisim kurmasi onun en dogal hakkidir. Geldigimiz asamada hükümetin bu sürece iliskin tutumu kabul edilir degildir.
Bu kadar insani taleplerin reddedilmesi, adeta cezaevlerinden ölümlerin pes pese çikmasindan mutluluk duyacaklarina dair ifadeler kullanmalari ya da açlik grevleri yasanmiyor gibi kamuoyuna yansitilmasi ikiyüzlü bir tutumdur.
‘TABUT ÇIKMADAN’
BES Izmir Sube Baskani Ramis Saglam: Cezaevlerinde açlik grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin taleplerine baktigimizda Kürt halkinin bütünlüklü taleplerini içerdigini görüyoruz. Lozan Konferansinin 3. bölümünün 35-36. maddelerinde zaten mahkemeler önünde kisilerin ana dilinde savunma yapmasi kabul edilmis bir haktir. Cezaevinden hiçbir tutuklu ve hükümlünün tabutu çikmadan, çözümün konusulmasini, hükümetin adim atmasini istiyoruz.