Iran’daki “dolar-riyal kuru” krizi, son günlerin en çok konusulan konularindan biri oldu. Özellikle ABD ve Israil’e yakinligiyla bilinen Batili kaynaklar, Iran’in uranyum zenginlestirme faaliyetleri sürdükçe, her alanda müdahelenin de artarak sürecegini belirtirken, Iran cephesi ise buna karsi oldukça sert çikarak “politik, ekonomik ve ahlaki bir cihadin basladigini” ifade etti.
BU GÜNLERE NASIL GELINDI?
Iran Islam Devrimi sonrasinda, Bati ile iliskilerini koparan rejim, ekonomik alanda da kismen içe kapanik bir yol izlemisti. Ancak en önemli ihraç maddesi olan petrol ve dogalgazi yine agirlikli olarak Batili ülkelere satiyordu. Fakat Ahmedinecad iktidariyla baslatilan “nükleer enerji programi” ve bu program çerçevesinde uranyum zenginlestirme çalismalari basta ABD ve isbirligi içindeki ülkeleri (özellikle Israil’i) tedirgin etti.
NÜKLEERDEN TAVIZ YOK
Her ne kadar Iran yönetimi bu çalismalarin “barisçil amaçlar” için gerçeklestirildigini iddia ettiyse de, ABD’yi ve diger emperyalist devletleri bu konuda ikna etmede basarili olamadi. Birlesmis Milletler (BM), Avrupa Birligi (AB), Rusya, Çin gibi ülkelerin ve örgütlerin de dahil oldugu süreçlerde yapilan tüm görüsmelerde Iran tarafi bir adim dahi geri atmadi ve çalismalarindan vazgeçmeyecegini tüm dünyaya duyurdu.
Hal böyle olunca, ABD ve isbirlikçileri ambargonun kapsamini da genisletti. Her geçen gün agirlastirilan ambargo, BM’nin bile tepkisini çekti. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Genel Kurul’a sundugu bir raporda; “Iran Islam Cumhuriyeti’ne uygulanan ambargo, ülkenin genelinde belirgin etkilere yol açmis; enflasyonun yükselmesine, hayat pahaliligina, enerji giderlerinde ve issizlikte artisa ve tibbi ilaçlarin dahi arasinda bulundugu temel gereksinimlerin halk tarafindan elde edilememesine yol açmistir” diyordu. Zaten ABD destekli ambargonun en önemli hedeflerinden biri de “siradan Iran vatandasinin rejime karsi tepkisini arttirmayi” saglamakti.
ARAP BAHARI, ACEM ILINE UGRAMADI
Ambargo sadece ekonomik yaptirimlarla sürdürülemezdi. Politik olarak da desteklenmesi için, Ortadogu’daki “Arap Bahari” argümani Iran rejimine karsi kullanilmak istendi. Rejim karsiti kesimlerin ayaklanmasi desteklenmis, Tahran merkezli bazi kitlesel gösteriler gerçeklesmis, ancak Iran yönetiminin sert müdahelesiyle, bu çabalar “sükut-u hayal”e ugramisti. Bu kalkismanin liderleri ve Bati tarafindan “reformist” olarak tanimlanan Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi ev hapsinde tutulmus, “Arap Bahari”nin Iran sokaklarindaki etkisi fazla uzun soluklu olmamisti.
Halk tabaninda umdugu etkiyi bulamayan ABD emperyalizmi yeni kartlarini masaya sürdü. Ambargonun daha da agirlastirilmasina ön ayak olan Amerikan yönetimi, bugüne kadar daha “gevsek” bir konumda bulunan AB’nin de, sürece daha etkin katilimini sagladi. En önemli geliri petrol ve dogalgaz ihraci olan Iran, bunlarin satisinda ciddi problemler yasamaya basladi. Ülkeye ithal edilen pek çok ürün (ki bunlarin arasinda tibbi malzemelerden tutun da, çocuk mamasina kadar pekçok sey var) ambargo kapsaminda.
Son gelismeler neticesinde sular biraz durulmus gibi. Kapaliçarsida birkaç dükkan disinda, Iran’da haftanin ilk günü olan Cumartesi itibariyle kepenkler tekrar açildi. Ancak hosnutsuzluk devam ediyor. Komsu ülkelerden ve özellikle Türkiye’den, dolar ile tekstil ve benzeri ürünler alan çarsi esnafi, magdur oldugunu düsünüyor ve bunun giderilmesini istiyor.
Hükümet ise “serbest piyasa”ya savas açmis durumda. Ekonomi ve Finans Bakani Semseddin Hüseyini, resmi olmayan döviz piyasasina bir çekidüzen vereceklerini ve “üçkagitçi spekülatörler”in ortadan kaldirilacagini açikladi. Iran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakani Mehdi Gazanferi ise güvenlik güçlerinin, piyasayi manüple eden spekülatörleri yakalayacagi konusunda büyük umutlari oldugunu söyledi.
ISTIKRARSIZLIK SENARYOSU
Iran Enformasyon Bakanliginin geçtigimiz hafta pazartesi günü yayimladigi raporunda, ABD’nin Iran’in ekonomisini çökertme çabalari içerisinde oldugu bir senaryo dile getirildi. Raporda, ABD’nin, Iran’in petrol gelirlerini düsürürerek ve ülkenin giderlerini olabildigince artirarak, Iran ekonomisinde istikrarsizlik yaratmak istedigi belirtildi. Planin devaminda hedeflenenin ise, sosyal medyanin da etkin kullanilmasiyla, Iranlilar arasinda gelecege dair umutsuzluk yayilmasi ve Iran üst yönetimindeki kisiler arasinda bir sorun oldugu propagandasiyla, politik bir kaos yaratilmasi oldugu ifade ediliyor.(Tahran/EVRENSEL)
AMBARGO KARABORSAYI YARATTI
Iran yönetimi ambargoyu kendine has önlemlerle asmaya çalisti. Öncelikle yurtiçi petrol tüketimine sinirlamalar getirdi. Bazi ürünler lüks tüketim kapsamina alinarak ayrica vergilendirildi. Bunun neticesinde de, özellikle Tahran’da, ciddi bir karaborsa pazari olustu. Pek çok ürünün satisina getirilen kisitlama, bu karaborsa piyasasinin her geçen gün biraz daha güçlenmesine neden oldu. Enflasyon rakamlari ciddi oranda artti ve bu durum Iran’in iki büyük liderini bile karsi karsiya getirdi. Iran Islam Cumhuriyeti’nin dini lideri Ayetullah Seyid Ali Hamaney ile Cumhurbaskani Ahmedinecad arasindaki gerginlik artik gizlenemez bir boyuta ulasti. Hamaney medya araciligiyla ve sert bir dille Ahmedinecad’a “enflasyonu düsürme” çagrisi yapti.
Bu sancili süreç, Iran’da ikibasli bir döviz kuru politikasinin da olusmasina neden oldu. Petrolünü dolarla satan Iran, temel ihtiyaç giderlerini de dolarla ithal ediyordu. “Iran’in serbest piyasasi” olarak adlandirilan Tahran’daki tarihi Kapaliçarsida ABD dolari ve avronun kurlari resmi politikanin disinda islem görmeye basladi. 28 Ocak 2012 itibariyle, bir ABD dolarinin Iran riyali karsisindaki degeri resmi kur olarak 12 bin 260 riyal olarak belirlenmisti. Ancak “serbest piyasa”da 17-17 bin 500 riyal üzerinden islem görüyordu. Eylül ayinin son haftasinda ise dolarin hizli yükselisi ile bu rakam 39 binlere kadar çikti ve geçtigimiz hafta hükümetin sert müdahelesi sonucu su anda 30 binler civarina gerilemis durumda.
Hükümet resmi kur olarak 12 bin 260’dan vazgeçmiyor ancak serbest piyasayi da 25 bin 500 olarak belirledi. Bu fiyattan da hükümetin lisanslandirdigi birkaç döviz bürosu satis islemi gerçeklestirebiliyor. Bu arada hükümetin belirledigi kur üzerinden sadece belirli sektörlerde faaliyet yürüten isadamlari dolar alabiliyor, onun disinda pek çok kesim “serbest piyasa”ya mahkum.
DINI LIDERLER ORTAK TAVIR SERGILIYOR
Iran rejiminin sözü geçen pek çok simasinin, son olaylara dair ortak fikri, bunun “Amerikan emperyalizminin oyunu” oldugu yönünde. Iran’in Dini Lideri Ayetullah Seyid Ali Hamaney, Iranli Genç Seçkinler Ulusal Konferansi’nda gençlere hitap ederek, Iran’in bagimsiz politikalarinin Batiyi rahatsiz ettigini ve düsmanlarin bu konuda her türlü mekanizmayi kullandigini belirtti. Tahran’in Cuma Vaizlerinden Imami Kasani, Cuma günü cemaate okudugu hutbede, 1980-88 yillari arasinda Ayetullah Humeyni’nin baslattigi Kutsal Savunma Devri’ne atifta bulunarak; “Bugün yasanan cihad askeri degildir. Iran ulusu, politik, ekonomik ve ahlaki bir cihad ile karsi karsiyadir ve buna topyekun katilmak durumundadir” dedi.
Yine taninmis bir baska vaiz Ayetullah Seyid Ahmed Hatemi, ekonomik problemlerin nedeninin uygulanan ambargo oldugunu ancak ülke yönetiminin alacagi etkin kararlar ve koordineli bir ekonomik program çerçevesinde baskinin hafifletilebilecegini söyledi. Hatemi, konu ile ilgili olarak Bati emperyalizmini suçlarken, 8 yillik Iran-Irak savasinda nasil direnildiyse, bu ekonomik savasa da direnilecegini, Iran’in asla düsmanlari önünde diz çökmeyecegini ve Batinin bu savasi da kaybedecegini vurguladi.
Molla Konseyi Baskan Yardimcisi ve Hamaney’in danismanlarindan Gulam Ali Haddad ise yasanan süreci bir komplo olarak tanimladi ve Iran’in döviz ve altin piyasasini hedef alan bu düsman komplosunun da üzerinden gelinecegini belirtti.
ÜSTÜ KAPALI ELESTIRI DE VAR
Ahmedinecad yönetimine üstü kapali da olsa elestiriler de geliyor. Molla Konseyi Baskan Yardimcisi ve rejimin taninmis simalarindan Ilyas Naderan, cumhurbaskaninin soruna yaklasimina göndermede bulunarak, duruma daha acil müdahe edilmesi gerektigini söyledi.
Konuyla ilgili memnuniyetsizligini ifade eden Naderan, Iran’in döviz rezervi ve petrol satisiyla ilgili olarak hiçbir probleminin bulunmadigini iddia ederken, bunun Bati tarafindan organize edilen, Iran’i ekonomik anlamda çökertme planinin bir parçasi oldugunu söyledi. Iran’in resmi haber ajansi Fars da, Parlamentonun Ahmedinecad’i, döviz kuru krizi konusunda bilgi vermeye çagirmak için gerekli çogunlugu sagladigini duyurdu. Ancak ajans, Ahmedinecad’in bu çagriya uyup uymayacagi ya da ne zaman uyacagi konusunda bir açiklamaninin yapilmadigini da belirtti.
PROTESTOLAR, TUTUKLAMALAR...
Hükümetin sert müdahelesi sadece ekonomik anlamda olmadi. Sah rejiminin devrilmesinde önemli bir etkiye sahip olan küçük esnaf, hükümetin ekonomi politikalarini protesto amaciyla eylemler baslatti. Özellikle Kapaliçarsi esnafi kepenk katarak, rejim polisiyle çatisti. Iran yönetimi bu konuda geri adim atmayarak, Tahran’da resmi olarak lisanslandirilmis 3-4 döviz bürosu disinda tüm bürolari kapatti. Bu gösterilere katilan ve bunun disinda rejim tarafindan “vurguncu” olarak tanimlanan, 2’si yabanci uyruklu 30’u askin kisiyi karaborsaciliktan tutuklayip hapse atti.
Iran Cumhurbaskani Ahmedinecad, geçtigimiz hafta yaptigi açiklamada, ABD’den açik destek aldigi kesin olan 22 tertipçinin oldugunu ve bunlarin piyasayi manüple ettigini açiklamis, ancak bu konuda isim vermemisti. Iranli yetkililer de tutuklanan kisilerden birinin, banka hesabi üzerinden, yaklasik 300 milyon Amerikan dolariini yönettigini iddia etti. Yine hükümet kaynaklarina göre krizin en yogun oldugu haftada toplam 500 milyon Amerikan dolari el degisitirdi. Bu arada resmi rakamlara göre enflasyon orani yüzde 25, ancak bunun gerçegi yansitmadigi, asil rakamin yüzde 60’lara ulastigi da iddialar arasinda.