ISLER KEBAP

ISLER KEBAP

Isleri kebap olanlar var. Bir avuçta olsalar, isteklerini her basa gelene yaptiriyorlar. Kendilerini yöneticilerin üstünde görüyorlar. Kollari uzun mu uzun? Dev yaratiklar olmasalar da, doganin içine edenler tayfasindandirlar. Ceremesini de çeken insanlar

 ISLER KEBAP

Isleri kebap olanlar var. Bir avuçta olsalar, isteklerini her basa gelene yaptiriyorlar. Kendilerini yöneticilerin üstünde görüyorlar. Kollari uzun mu uzun? Dev yaratiklar olmasalar da, doganin içine edenler tayfasindandirlar. Ceremesini de çeken insanlar ve hayvanlardir.

Isleri kebap olmayanlar çogunlukta olsalar da, isleri kebap olanlar tarafindan ablukaya alinip, istedikleri gibi bir oyana bir buyana top gibi yere çarpilmaktadir.

Asortiks, isleri kebap olanlar sinifina aittir. Gelecekten yana kaygisi olmayan, istedigini kafasina koydugu an yapan bir kisilige sahiptir.

Viskisinden bir yudum daha aldiginda gülümseyerek, gerildi. Biriyle konusuyormusçasina:

“Bu yer benim. Istedigimi alir, istedigim zamanda satarim. Güç bende.”

Masasina dogru yöneldi. Basini sallayarak ceylan derisinden yapilma koltuguna oturdu. Gözlerini yumdu ve gülümsemeye basladi. Çok geçmeden yerinden firlayarak ayaga kalktiginda, sandalyesi neredeyse yikilacakti.

Kapiya dogru hizlandi. Kapiyi açar açmaz Sekreterikse:

“Müdürikse haber ver odama gelsin.”

Demesiyle kendisini pencerenin yaninda buldu. Viskisini yudumluyordu. Gözlerini bir noktaya sabitledi. Kaslarini çatarken, suratini burusturdu. Diliyle yilanin kivrilmasi gibi alt ve üst dudagini zevk alircasina yaladi.

Sekreteriks içeriye dosyalarla girdiginde, masaya dogru agirdan kivirta kivirta ilerledi.

“Günaydin Asortiks.”

Oldugu yerden arkasina bile dönüp bakmadan:

“Günaydin Sekreteriks.”

“Is bitirici dosyalar geldi. Yapi izni onaylanmis. Istersen birlikte göz atalim?”

Asortiks hiç orali olmadi. Sekreteriks bozulsa da isi piskinlige vererek oradan siritarak ayrildi.

Sekreteriks gögüslerini hafiften oynatti. Bugün bayram degildi, nedense birkaç dügmesi daha asagiya dogru açikti. Dolgun memeleri emanetti Asortikse.

Asortiks bu, ne zaman cömertçe sunulan gögüslere dalis yapacagi belli olmazdi. Sekreteriks ona öfkeliydi:

“Sersem! Gösteririm ben ona…” diye söylendi.

***

Müdüriks ile konusurken cam kenarinda, eliyle ileriyi gösteriyordu. Dag iri cüssesiyle agaçlariyla, bitkileriyle ben buradayim diyordu. Asortiks ciddileserek:

“Yapi izni onayi da geldi. Sag olsun aracilarimiz. Her yerde bir aracimiz var. Para önünde, hediye, yemek, tatil karsiliginda diz çöken zavallilar. Asil iktidar benim. Baskenttekiler gelip geçicidir.

Seçim zamani her seçime giren partikslere yem vermemiz gerekse de, karsiligini aliyorum. 

Burada ufak tefek isleri Küçük Baskaniksi ve adamlari, adamlarinin adamlari hatirimiz için degil elbet, karsilikli menfaattarimizdan dolayi hallediyoruz.

Bir an önce fabrikamizi oraya konduralim. Bazi bozguncu, sütü bozuk gazetecilerden, basindan uzak oluruz.”

Müdüriks’in surati hafiften degisti.  Kendini toparladiginda:

“Her isi ince ayrintisin kadar düsünmüssünüz. Iyi ki sizin gibi zeki birisiyle çalisiyorum. Yalniz efendim bir sorun var?” dedi ve sustu.

Asortiks suratini ona çevirdiginde dövecekmisçesine pis pis bakindi:

“Konussana dilini mi yuttun?”

Müdüriks’in ayaklari neredeyse yerden kesilecekti. Neyse ki kendisini toparlar toparlamaz:

“ Su anki fabrikamizin bahçesine yillar önce gömdügümüz, ise yaramaz Akürüklerleri babanizin emriyle yerine getirmistik.

Basimiza bela olan kendini dogaya, hayvana, insana adadiklarini söyleyen ne mal olduklari belli olmayan çapulcular ortaligi karistiriyorlar.”

Asortiks’in midesi agrimaya basladiysa da, konusmaya basladi:

“Bunlarin alayi bozguncudur. Çalismadan avantaya konan acayip yaratiklardir. Sana daha önceden de emir vermistim! Ne gerekiyorsa, kiminle hallediyorsan hallet.”

Sustular ve birbirlerine bakinirken Asortiks:

“Bu fabrikayi babam açarken gerekli evraklari aldi. Ben istedigimi istedigim yere babam gibi gömerim. Kimse benden hesap soramaz!”

Müdüriks hafiften gülümsedi:

“Bizim idarecilerimizden yana sorun hiçbir zaman olmadi. Çapulcu takiminin nereden haberleri olduysa gösterdiginiz yere fabrika yapilacagindan protestolara basladilar.”

Asortiks sandalyesine oturdugunda Müdüriks ayakta bekliyordu:

“Onlar bagirip dursa da, o fabrika oraya yapilacaktir. Ben isçi çalistiriyorum. Ekmek veriyorum. Sana gelince tekrarladigim gibi, engelleyeceksin bir tilki zekâsiyla adimini at!

Yillardan beri her türlü karisik islerimizi de görüyorsun. Karsiligini fazlasiyla aliyorsun.”

Müdüriks onun konusmasini dinledikten sonra biraz düsündü.  Asortiks’te düsüncelere dalmisti. Öylece epeyce kaldilar. Müdüriks karsisinda oturan güçlü adama bakiyordu. Babasini ve onu güçlü hale getiren gizli ellerden biriside kendisiydi. Yapilan kirli isler aralarinda bir sir olarak kaldi. Aileden biriydi. Aklindan nelerin geçtigini tahmin etmeye çalisiyordu. Müdiriks sessizligi bozarak:

“Efendim! Fabrikamizi yapacagimiz yerde iki derenin birlestigi agiza denk geliyor. Akürüklerler için kullandigimiz sivi ister istemez dereye akacaktir. Orada dere boyunca bize yakin olan iki köy vardir.

Çapulcular köylüleri kiskirtiyor. Aldigimiz duyumlar bu yöndedir. Ben de ekiplerimizi köy kahvehanelerine yönlendirip, bir zarar verilmeyecegini ve isçi alimi için köyden insanlar alinacagini duyurdum. Köylüler su anda ikiye ayrilmis durumdadir.”

Asortiks gülmeye basladi. Aninda ciddileserek:

“Sen isini bilirsin. Babam bu fabrika için sana çok güvenirdi. Daha fazlasini yapmalisin. Anliyorsun degil mi?”

Müdüriks basini salladi. Odadan çikip gitti. Asortiks yerinden kalkarak odanin içinde volta atmaya basladi. Islerinin iyi gidecegini düsünmeye basladi. Nede olsa bürokratlari, emrinde sayisiz is yaptiracak adamlari vardi.

Iki derenin gelecegi simdiden karanlikti. Ya köyler, orada yasayan tüm canlilar? Hiçbiri Asortiks’in umurunda degildi.

Hüseyin Habip Taskin