Bugün, 17 Ekim 2025 Cuma

Istanbul Barosu`ndan flas operasyon açiklamasi!

Istanbul Barosu`ndan flas operasyon açiklamasi!

Istanbul Barosu: Hukuk devletinde yürütme, yargiya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, sorusturmalari engelleyemez.

Istanbul Barosu’ndan flas operasyon açiklamasi!

Istanbul Barosu: Hukuk devletinde yürütme, yargiya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, sorusturmalari engelleyemez.

Istanbul Barosu, Basbakan Erdogan’in oglu Bilal Erdogan’in da ifadeye çagrildigi 2. operasyonun siyasi baski nedeniyle el degistirmesi üzerine çok sert ifadeler içeren bir açiklama yapti.

Baro, “Hukuk devletinde yürütme, yargiya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, sorusturmalari engelleyemez” dedi.

Istanbul Barosu Baskanligi imzasiyla yapilan açiklama söyle:

“Son günlerde Türkiye, devlet erkini elinde bulunduran siyasi iktidar ile bu erki yine kendisinin destek ve tesviki ile paylasan bir yapinin güç ve iktidar savasina tanik olmaktadir. Ne yazik ki bu güç mücadelesi; devlet kurumlari, özellikle yargi ve emniyet üzerinden yürütülmektedir. Tüm yargisal gelenekler, kurallar alt üst olmus, adalete yabanci amaç ve mülahazalar, “güç” dengeleri belirleyici hale gelmistir. Hukuk ve yargi, ne acidir ki bu güç savasinda “rakibi” alt etmenin bir araci haline dönüstürülmüs, hukukun gücünün yerini gücün hukuku almistir. Türkiye hizla kanun devleti olmaktan dahi çikmaktadir.

Bu kargasa ortaminda, sadece toplumun çikarlari gözetilerek adalet adina yapilmasi gereken sorusturmalar bir silah gibi kullanilabilmekte, öte yandan siyasi iktidar, Adli Kolluk Yönetmeligi’ni degistirerek ve çesitli müdahalelerle kendisine ve yakinlarina suç isleme özgürlügü ve ayricaligi yaratabilmektedir. Bu kargasa ortaminda kuvvetler ayriligi hiçe sayilarak yürütme ve onun parçasi olan emniyet yargiya meydan okuyabilmekte, görevlerini yapmamak için direnebilmekte, iktidar yetkilileri yargiya emir ve talimat verebilmektedir. Yargiya apaçik müdahalelerde bulunulmaktadir. Bundan önceki bazi sorusturma ve yargilamalarda bu tür müdahaleleri alkislayanlarin, sorusturmanin gizliligini, masumiyet karinesini, özel hayatin gizliligini, tutuklamanin istisnailigini ve daha pek çok usul kuralini, yargi bagimsizligi ve kuvvetler ayriligini agizlarina dahi almayanlarin ve önemsemeyenlerin bugün bu kavramlara sarilmalari inandirici olmamaktadir. O süreçlerde ortaliga saçilan delillere, ses ve görüntülere, sorusturma ve yargilamalarin medya üzerinden gazete ve televizyonlarda yapilmasina ses çikarmayanlarin, hukuka aykiri ve tahrif edilmis delil iddialarina hiç kulak vermeyerek esas olanin “fiilin vahameti” oldugunu dile getirenlerin, yargi bagimsizligini yargi hazimsizligina dönüstürenlerin bugün söyleyebilecegi hiç bir sey yoktur. Samimiyet testinden geçememislerdir. Attiklari bumerang dönüp kendilerini vurmustur.

Bu devlet ve toplum için bir kaos ve kiyamettir. Bugün bir hukuk kargasasi ve kargasa hukuku söz konusudur. Türkiye’yi bu duruma bu iki “güç odagi” birlikte getirmislerdir ve ortak bir sorumluluk içindedirler. Yani kimse masum degildir. Siyasi iktidar, devlet erkini baska güçlerle paylasmanin ve hukuku ayaklar altina almanin bedelini ödemektedir. Ne yazik ki bu bedeli ülke ve toplum da ödeme noktasindadir. Ülkemiz bunu hak etmemektedir.

Unutulmamalidir ki demokrasi sandiktan ibaret olmayip bir denetim rejimidir ve hukuk devletinde bagimsiz yargi denetimi vazgeçilmezdir. Tipki Meclis gibi, bagimsiz yargi da millet egemenliginin bir parçasi ve seçim süreci disinda toplumun siyasi iktidari, yürütmeyi, hatta yasamayi denetleyebilmesinin vasitasidir. Yürütme, iktidar denetimsiz ve istedigini yapabilen bir güç olmayip, o da yargisal denetime tabidir.

Bugüne dek pek çok kez ve israrla siyasallasan, bir takim güçlerin denetimine giren bir yarginin bulundugu bir ortamda adaletten ve hukuk devletinden söz edilemeyecegini, böyle bir ortamda hiç kimsenin hukuk güvenliginin kalmayacagini dile getirdik. Bu sürecin simdiki ortama yol açacaginin altini çizdik ve uyarilarda bulunduk. Simdi hakli çikmanin üzüntüsünü yasiyoruz. Ülkemiz ve yurttaslarimiz adina kaygi duyuyor ve uyariyoruz:

Hukuk Devletinde devlet erki baska güçlerle paylasilamaz. Böylesi bir durumda buna imkân ve izin veren de hem siyaseten hem de hukuken sorumlu olur.  Yine hiç kimse, sandik iradesi arkasina siginarak devleti baska güçlerle yönetemez, buna izin veremez, göz yumamaz, devlet gücünü kendi amaçlari için kullanamaz, yargiyi ve diger kurumlari bir silah olarak kullanamaz, hukuku amaca uygun biçimde egip bükemez, bu amaçla degisiklikler yapamaz, yargisal denetimi reddedemez. Hukuk Devletinde siyasi iktidar ve yürütme, emniyet yargiya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, sorusturmalari engelleyemez, yolsuzluklari ört bas edemez, kendisi veya yandaslari için suç isleme özgürlügü ve ayricaligi yaratamaz. Kimse yargiya baski yapamaz. Adli kollugun mahkeme kararlarini ve bu dogrultuda savcinin emirlerini yerine getirmemesi, amirlerin kolluga bu yönde emir ve talimat vermesi (TCK 257, 260, 281 ve 283. maddelerine göre) suçtur. Konusu suç teskil eden emir ise yerine getirilemez. Buna karsilik yargi da elindeki gücü bir baski araci olarak kullanamaz, keyfi davranamaz, yalniz hukukun sinirlari içinde hareket edebilir. Bunun disinda bir durum kabul edilemez. Çünkü demokrasi bir kurallar rejimidir ve herkes bunlara uymakla yükümlüdür.

Gelinen noktada artik tuz da kokmustur…

O halde simdi hukuk zamanidir.

Bir kez daha belirtmek isteriz ki Istanbul Barosu sadece hukuktan yana taraftir ve tek pusulasi adalettir. Bu nedenle süreci dikkatle ve kaygi ile izlerken hukuk devleti, yargi bagimsizligi, demokrasi talep ve mücadelemizi daha da artan bir kararlilikla sürdürecegiz. Bu sürecin, siyasetin kusatamadigi bagimsiz bir yargi ve hukukun önemini tüm topluma daha açik bir biçimde göstermis oldugunu ümit ediyor ve tüm yurttaslarimizi bu kavramlara sahip çikmaya çagiriyoruz.”

 



  • Cuma 19.6 ° / 15.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 19.4 ° / 16.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 16.2 ° / 13.9 ° Orta kuvvetli yağmurlu