Tarih: 01.01.2018 00:00

Istanbul`un tarihi çarsilarini biliyor musunuz?

Facebook Twitter Linked-in

 Istanbul’un tarihi çarsilarini biliyor musunuz?

Istanbul’un simgesi haline gelen tarihe taniklik etmis muhtesem çarsilarini bu haberimizde sizler için derledik.

Istanbul’u Istanbul yapan tarihi yapilarini incelemeye devam ediyoruz. Bu haberimiz Istanbul’un tarih kokan çarsilarini anlatiyor. Tarihi dokusu ve mimarisiyle adindan söz ettiren ve günümüze kadar gelen bu yapilar hangileri? Iste Istanbul’un çarsilari;

 

Sipahi  (Arasta) Çarsisi

Arasta el sanatlari türünden çesitli esyalarin satildigi çarsidir. Arasta Pazari (Arasta Baza-ar) diye adlandirilan çarsi Sultan Ahmet Külliyesi`nin bir uzantisi olarak insa edilmis. Çarsi, Sultan Ahmet Külliyesi`nin güney tarafinda bulunuyor. Çarsi, Osmanli döneminde meydana gelen büyük yanginlarinda tahrip olmus, uzun süre harabe halinde kalmis. Bir süre gecekondular tarafindan isgal edilen çarsi 1980’li yillarda Vakiflar Genel Müdürlügü tarafindan bosaltilarak restore edilmis ve yeniden faaliyete sokulmus. Bugün tarihi çarsida, elde dokuma antika halilar ve çesitli turistik esyalar satiliyor.

 

Misir Çarsisi

Istanbul’un ikinci büyük kapali çarsisi unvanini tasiyan Misir Çarsisi, Eminönü’nde bulunan Yeni Cami Külliyesi’nin bir parçasi olarak 1663-64 yilinda insa edilmis. Mimari, Osmanli tarihinde yapimi en uzun süren cami olarak taninan (60 yil) Yeni Cami’nin insaatini tamamlayan Hassa Basmimari Mustafa Aga’dir. IV. Mehmet`in annesi Hatice Turhan Sultan tarafindan Yeni Cami`ye vakif olarak yaptirilmis. 1691 ve 1940 yillarinda geçirdigi iki büyük yanginda önemli ölçüde hasar gören çarsi son seklini 1940 yilinda Istanbul Belediyesi tarafindan gerçeklestirilen restorasyonda almis. Ilk dönemlerde çarsiya “Valide Çarsisi” ya da “Yeni Çarsi” adi verilmis. Ancak daha çok Misir’dan getirilen mallarin satildigi bir yer olmasi nedeniyle 18. yüzyilin ortalarindan itibaren Misir Çarsisi olarak anilmaya baslanmis.  Misir Çarsisi’nin da iki ana kapisi Eminönü ile Sultanhamam arasinda baglanti kurar. Yan kapilari ise Yeni Cami, Tahtakale, Mercan, Yemis Iskelesi ve Süpürgeciler’e çikis verir. Çarsinin, bugün kullanilmayan 6 kapisi var. Misir Çarsisi, baslangiçta aktarlar ile pamukçu ve yorgancilara tahsis edilmisken özellikle 70’li yillardan itibaren aktar dükkânlarinin yerine kuyumcu, kasap, kuruyemisçi, manifaturaci, kunduraci dükkânlari açilmis.

 

Kapali Çarsi

Istanbul’un en eski çarsilarindan biridir Kapaliçarsi. Nuruosmaniye ile Beyazit Camileri arasindaki genis alana kurulmus çarsinin asli, Fatih Sultan Mehmet tarafindan fetihten hemen sonra Ayasofya Camii’ne gelir saglamak amaciyla insa edilmis olan 2 tas bedestenden olusuyor. Kapaliçarsi’nin Fatih tarafindan kurulan iki bedesteni, Cevahir ve Sandal Bedesteni olarak biliniyor. Kapaliçarsi da, Istanbul’daki birçok tarihi yapi gibi, zaman zaman Istanbul’un büyük yanginlarinda ve depremlerde hasar görmüs ve defalarca onarilmis. Kapaliçarsi, 30,7 hektarlik bir alani kapliyor ve 61 sokaktan olusuyor.

 

Yaklasik 1500 metrekarelik bir alana kurulu olun Iç bedesten ile 1300 metrekarelik bir yer kaplayan Sandal Bedesteni çarsinin yari müstakil bölümleridir. Çarsinin çevresi hanlarla çevrilidir. Binlerce dükkanin bulundugu Kapaliçarsi içindeki 61 sokak ve caddenin çogu, Fesçiler, Serpusçular, Tugcular, Feraceciler, Perdahçilar, Terlikçiler, Kuyumcular, Aynacilar, Kalpakçilar gibi, mesleklere göre isimlendirilmis.

 

3 binden fazla dükkanin bulundugu Kapaliçarsi `yi her gün mevsimine göre 250 bin ile 400 bin kisi ziyaret ediyor Kaybolmaya yüz tutmus birçok meslegi, kendisine has kültürüyle yasatan Kapaliçarsi dünyanin en eski, en büyük ve en çesitli üretimlerinin sergilendigi bir mekandir. 

 

Geçmisteki canliligini koruyan Kapaliçarsi, Istanbul’a gelen ünlü ve ünsüz birçok yabancinin ilgi odagi oldu. Batili yazarlar, seyahatname ve anilarinda Kapaliçarsi’ya genis yer ayirdi.

 

Sahaflar Çarsisi

Sahaflar Çarsisi, Istanbul`un, Osmanli döneminden bugüne kadar yasayabilmis en eski kitapçi çarsisidir. Çarsi, Kapali Çarsi`nin Fesçiler Kapisi ile Beyazit Camii arasinda yer aliyor. Çarsida, Osmanli döneminde, medreselerin çevrelerinde medrese ögrencilerinin ihtiyaçlarini karsilayan sahaf dükkânlari bulunuyordu. Kapali Çarsi`nin insaati 1460`larda tamamlandiginda, çarsidaki dükkânlarin bir kismi da sahaflara tahsis edildi. Sahaflarin Kapali Çarsi`dan çikip bugün bulunduklari yere tasinmalarinin sebebi, 1894`te olan büyük Istanbul depreminde Kapali Çarsi`da meydana gelen büyük yangindi. Sözcük anlamiyla “sahaf” elden düsme kitap alip, satan kisidir. Sahaflik, medrese ögrencilerinin 15 ve 16. yüzyillarda Fatih ve Beyazit gibi büyük camilerin etrafinda kitap alim satimi yapmalari ile basladi. Eskiden sahaflar Kapali Çarsi`nin içinde simdi yorgancilarin bulundugu yerdeydi. En kiymetli yazmalarin, minyatürlü kitaplarin pazariydi burasi. Evliya Çelebi `ye göre burada elli kitapçi dükkâni ve üç yüze yakin çalisan vardi. Sahaflar, bugün meslek odalari ya da dernek olarak adlandirilan, belli bir is kolunda usta, kalfa ve çiraklari içinde bulunduran Sahaflar Loncasi’na bagliydi. Sahaflar çirak, kalfa, ustalik dönemlerini geçirmek zorundaydilar. Sahaf dükkânlari diger esnaf dükkânlari gibi dua ile açilir, dua ile kapanirdi.

 

Osmanli yasantisinda her loncanin, her esnaf grubunun bir piri vardi. Sahaflarin da piri ilk kitapçilardan oldugu söylenen Basrali Abdullah Yetimi Efendi’dir. O dönemde yazma kitaplar bugünkü tabirle moda oldugu için sahaflar etrafinda genellikle hattatlar, mücellitler, müzehhepler, kâgitçilar, kalemtirasçilar, mürekkepçiler organize olurdu. Sahaflar Kâhyasi’nin dükkanindaki kitaplarin mezadi cuma ve sali günleri yapilirdi. Nadide kitaplar elden ele dolasir, meshur mezatlara isten anlayanlar, kitap sevenler katilirdi. Bohçaci adi verilen bazi kimseler de nâdir yazmalari, minyatürlü nüshalari çok para karsiligi kitap meraklilarinin konaklarina götürüp satarlardi. Ibrahim Müteferrika 1920`li yillarda matbaayi, Osmanli’nin hizmetine sunmasiyla XVI. yüzyilin sonlarinda Cevheri`nin yazip, Müderris Mehmet Efendi`nin Arapça`dan Osmanlicaya çevirdigi Vankulu Lügati, 1727 yilinda ilk basilan kitaplar arasinda yerini aliyor. Türkiye`ye matbaanin gelmesine karsilik, Sahaflar uzun süre basili kitaba ilgi göstermedi. Dükkânlarinin yanindaki hattatlara yazmalari çogalttirmaya devam ettiler.

 

Geçmis günlerin sahaflari kitap meraklilarinin, yazarlarin, bilim adamlarinin sik sik ugradiklari sohbet ettikleri, edebi ve ilmi yerlerdi. Eski sahaf ustalarinin çok belirgin bir özelligi de; kitabi parayi çok verene degil, o konunun ilgilisine satmalariydi.

 

Mimar Sinan Çarsisi

 Hâkimiyet-i Milliye Caddesi üzerinde bulunan çarsinin tam karsisinda ve yol asiri yerde Gülfem Hatun Camii var. Sag tarafindaki eski adi Boyaci Sokagi olan yola, 1934`te ismi verilmis. Sultan II. Selim`in esi ve Sultan III. Murat`in annesi Nurbânu Valide Sultan tarafindan yaptirilmis. Mimar Sinan`in bu essiz eseri 1583 yilinda Toptasi Camii`ne gelir olarak insa olunmus.

 

Tezkiretü`l Ebniye`de Mimar Sinan`in eserleri arasinda gösterilmis. Evliya Çelebi bu hamamdan "Çarsi içinde olan Çarsi Hamami gayet ferah, havasi hos, yapisi hos bir hamamdir. Sevimli, dilber, temiz tellâklari ve mavi pestemallari vardir" diye bahseder. Ayvansarayî Hafiz Hüseyin Efendi`de, "Toptasi Valide-i Atik Camii yakininda olan çifte hamam ile Üsküdar`da vaki Valide-i Cedid Camii yakininda Yesildirekli Hamam" seklinde adi geçer. Bu yesil diregin hamamin camekâninda veya dis kapisinin yaninda oldugu sanilmaktadir. Sehzadebasi Camii avlu duvari kösesine de böyle yesil bir sütun, Mimar Sinan tarafindan dikilmistir.

 

1932 yilinda Gümülcine esrafindan, gayet zengin bir kimse olan, merhum Mehmet Bozkurt Bey tarafindan satin alinmis. Bu zat, hamamin cephesinde bulunan salas ilâveleri kaldirmis ve cadde boyuna üç dükkân yaptirmis. Mavi Köse ismiyle bilinen bu dükkânlar 1958 yilinda yiktirilmis. Esas hamam kismi bir marangoza kiraya verilmis ve külhan kismi da garaj olmus. Ayni sene Menderes Imari`nda üç dükkân ile beraber hamamin erkekler ve kadinlar kisminin camekânlari istimlâk edilmis. Mehmet Bey, 1962 yilinda hamami simdiki sekliyle restore ettirmis ve Mimar Sinan Çarsisi adiyla isletmeye açmis. Bu sayede Üsküdar tarihi bir eser kazanmis.

Derleyen: Burcu KASARCI 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —