Tarih: 18.01.2020 12:45

Istanbul yikilirsa Türkiye çöker

Facebook Twitter Linked-in

Yüzyilin felaketi diyebilecegimiz depremin üzerinden 20 koca yil geçmesine ragmen istenilen toplumsal bilince ulasabilmek için daha ne kadar can yitirilmesine ve daha ne kadar milli servetin heba edilmesine olanak taniyacagiz? Toplumun geneli olarak neden balik hafizaliyiz? Neden kaderci anlayisa sahibiz ve neden her isimizi Allah’a havale ediyoruz? Insan düsünmeden edemiyor!

Muhabere sart

Son zamanlarda artçilariyla birlikte yasadigimiz “Istanbul depremi, ya 7.4 büyüklügünde olsaydi” ne yapacaktik? Görülüyor ki Istanbul basta olmak üzere Türkiye depreme tam manasiyla hazir degil. Unutulmamalidir ki “Istanbul yikilirsa Türkiye çöker”. 

Olasi bir depremde yurttaslarin sevdiklerinden haber alma telasi, panik yapmasinin önüne geçilebilmesi ve devletin müdahalelesinin “önce muhabere, sonra muhabere” anlayisi çerçevesinde gerçeklesecegi çok açik ortadadir. Yeterli muhaberenin kurulamamasi durumunda sadece toplumun degil devletin de nedenli çaresiz ve nedenli umutsuz kalabileceginin en güzel örnegi Gölcük depreminde yasananlardir. Ankara’nin haberi ise o günün ilerleyen saatlerinde ancak bir firkateyn telsiz kamarasindan çekilen mesajla mümkün olabilmisti. Yasananlar bize göstermektedir ki iletisim altyapilarina yapilacak yatirimlarda deprem vb. dogal afetlerin öncelikli olarak ele alinmasi artik bir zorunluluk haline gelmistir.

Konunun bir diger önemli boyutu da egitim çerçevesinde toplumun her seviyede bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesidir. Depreme hazirlik kapsaminda aile, okul ve çevrede “Barista ter dökmeyen, savasta ter döker” anlayisini hâkim kilacak sekilde 7’den 70’e verilecek egitimler kisinin kendi koruyucu tedbirlerini almasini mümkün kilabilecegi gibi ilk 72 saatte göçük altinda kalan onlarca insanin kurtarilmasina da olanak saglayacaktir.

TSK’nin sorumlulugu

Öte yandan uzmanlarin medya üzerinden yaptiklari açiklama ve yorumlarin çok ama çok teknik olmasi halki tedirginlikten panik atak durumuna sokabilecek niteliktedir. Bu meyanda basta Kandilli Rasathanesi olmak üzere konuya ilgisi ve yetkisi olan kurum ve kuruluslar tarafindan sagduyu çerçevesinde yapilacak açiklamalarin toplumu sakinlestirebilecegi düsünülmekle birlikte, sosyal medya üzerinden yürütülecek algi ve dezenformasyonlarin da dogru analiz edilmesi gerekir. Meydana gelebilecek bir depremin ilk saatlerinden itibaren devletin gösterecegi reaksiyonun merkezinde, envanterindeki malzeme ve insan gücü açisindan süphesiz Türk Silahli Kuvvetleri (TSK) olacaktir. 

FETÖ’nün hain kalkismasi ve bedelli askerlik yasasi çerçevesinde, TSK’nin depreme yönelik insan gücü, bilgi birikimi ve deneyimi konusunda zafiyet yasamasi olasiligina karsin gerekli hazirliklarin yapildiginin en önemli göstergesi, son yillarda icra edilen ulusal ve uluslararasi tatbikatlar programina acil müdahale tatbikatlarininda alinmis olmasidir.

Düzensizlik ve karisikliklari önlemek ve hayatin normal akisini devam ettirmekle yükümlü olan polis ve jandarma teskilatinin günümüzde sahip oldugu insan gücü dikkate alindiginda bir kisim personelinin “arama-kurtarma faaliyetlerinde” görevlendirilmesinin ayrica planlanmasi gerekir.

Son yillarda artan hizla sürdürülmekte olan “kentsel dönüsüm” faaliyetlerinde kullanilan agir is makineleri dahil insaat ekipmanlari ve kullanici personelinin kendiliginden en yakinda bulunan kurtarma timleri bünyesinde görev almasinin, yönetmeliklerde yapilacak degisikliklerle usul haline getirilmesiyle enkaz altindan daha fazla kisinin kurtarilabilecegi olasilik dahilinde görülmelidir.

Son zamanlarda meydana gelen depremlerin neticesinde Zorunlu Deprem Sigortasi’na (DASK) duyulan ilginin artmasi sevindirici bir gelisme olmakla birlikte, ilgili yönetmeliklere yillara sari prim ödemelerinde yapilacak iyilestirmeler kamu vicdanini rahatlatmasina ve sigortalamaya duyulan ilginin daha da artmasina olanak taniyacaktir.

Neticede, deprem bir doga olayidir ve önüne geçmek mümkün degildir. Gerekli önlemleri alarak verecegi zarari ve tahribati azaltabiliriz. Esasen olmasi gereken yapisal problemleri çözerek depremi bir risk olmaktan çikarip felaket senaryolarina son vermektir. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —