Dünkü Milliyet’te görmüssünüzdür: 1978’de katledilen savci Dogan Öz’ün ailesi, Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na basvurarak, cinayet dosyasinin yeniden açilmasini talep etti.
Süpheli olarak da 4 kisiyi gösterdi:
1) Dönemin Genelkurmay Özel Harp Dairesi Baskani...
2) Dönemin 1. Ordu Komutani Bedrettin Demirel...
3) Dönemin Milli Savunma Bakanligi, Askeri Adalet Isleri Baskani Fahrettin Kibritçioglu...
4) Dönemin Cumhurbaskani Kenan Evren’in Özel Kalem Müdürü, Büyükelçi Üstün Dinçmen...
Neden bu isimler?
10 Temmuz 2012 günü Silivri’deki Ergenekon durusmasinda tanik olarak ifade verirken Dogan Öz’ün cinayetinden söz ettim.
Dogan Öz, Ankara Cumhuriyet Savci yardimcisiydi.
Devlet içinde, Genelkurmay Özel Harp Dairesi’ne bagli “kontrgerilla” diye bir yapilanma oldugunu ve üst makamlara kadar tirmandigini ilk o fark etmis, Basbakan Ecevit’e bildirmisti.
Bu kesfin bedelini, 2 ay sonra katledilerek ödemisti.
Bu cinayet, o dönem Sikiyönetim ilaninin gerekçesi yapilmisti.
Idamdan döndü
Katil zanlisi olarak yakalanan ülkücü Ibrahim Çiftçi ilk ifadesinde suçunu itiraf etmis, saldiriyi ayrintisiyla anlatmis, öldürme emrini Ülkü Ocaklari’ndan aldigini söylemisti.
Yargilama sonucu 4 kez idama mahkum olmus, idam karari Askeri Yargitay’da da onaylanmisti.
Ancak Çiftçi aleyhine kanitlar ve taniklar oldugu halde, mahkumiyeti 7’ye karsi 8 oyla Askeri Yargitay Daireler Kurulu’ndan dönmüs, zanli, açikça beraat ettirilmisti.
Çiftçi saliverildikten sonra ticarete atilip devletten ihaleler almis, sonralari da MHP genel baskanligina soyunmustu.
“Devlet bizi kullandi”
Silivri’de mahkeme “derin devlet”i sorunca bu örnegi verdim.
Cumhuriyet Savcisi Nihat Taskin söz aldi.
“Hakikaten çarpici bir olay bu” dedi:
“Normal sartlar altinda böyle bir sey söz konusu olmaz. Yani devlet adina cinayet islenmez. Bunun dayanagi nedir?”
“Sayin Savci’ya katiliyorum” diye cevap verdim:
”Normal ülkelerde böyle seyler olmaz, ama Türkiye’de oluyor.”
Sonra da iki “dayanak” gösterdim:
Ilki Ibrahim Çiftçi’nin 13 Kasim 1996’da Milliyet’te yayinlanan demeciydi.
Çiftçi, “Devlet, 12 Eylül öncesi, ‘örtülü harp’ dedigimiz dönemde bizi kullanip silahli eylemlere itti” diyordu.
Ikinci “dayanak” ise sanik avukatlarinin bir iddiasiydi.
Iddiaya göre Çiftçi’nin Milli Savunma Bakanligi’nda kaydi vardi. Idam karari kesinlesince avukatlar, dönemin Cumhurbaskani Evren’e basvurarak bu kaydi hatirlatmislar ve Çiftçi’nin beraatini saglamislardi.
O dilekçe bulundu
10 Temmuz’da mahkemede Öz’ün kontrgerilla raporundan ve avukatlarin Çankaya basvurusundan bahsettim.
26 Temmuz’da mahkeme Dogan Öz cinayetini inceleme karari aldi; Basbakanlik’a, Emniyet’e ve Genelkurmay’a yazi yazip “Elinizde konuya dair ne belge varsa yollayin” dedi.
Bunun üzerine Genelkurmay, konuya iliskin belgeleri yolladi.
Belgeler içinden çikan bir dilekçe, Çiftçi hakkindaki kuskulari dogrular nitelikteydi.
O dilekçede avukatlar, katledilen savci Öz ve katil zanlisi Çiftçi hakkinda Milli Savunma ve Adalet Bakanliklarinda bir kisim belgeler oldugunu belirterek Cumhurbaskani’nin devreye girmesini istiyordu.
Kontrgerillayi ilk fark eden Savci Öz 1978’de suikaste kurban gimisti.
Dogan Öz cinayetinin katil zanlisi ülkücü Ibrahim Çiftçi suçunu itiraf etmesine ragmen beraat ettirilmisti.
ASKERI MAHKEME KARARI
‘Öldürdügü sabit ama...’
Çiftçi’nin avukatlarinin Evren’e basvurusu 4 Agustos 1983 tarihini tasiyor.
Askeri Yargitay Daireler Kurulu’nun idam kararini bozma karari bundan hemen 5 ay sonra verilmis.
27.12.1983’te çikan bu karar üzerine yargilamayi yürüten askeri mahkeme, tarihe geçecek bir gerekçeli karar kaleme aldi.
Söyle dedi:
“Çiftçi’nin Öz’ü öldürdügü mahkememizce sabit görülmüs, ancak Askeri Yargitay Daireler Kurulu kararina direnilemeyeceginden, sirf bu hukuki zorunluluk nedeniyle beraatine karar verilmistir.”
DOGAN ÖZ’ÜN POLISTEKI DOSYASI
‘Solcularla temastaydi’
Peki Milli Savunma Bakanligi ile Adalet Bakanligi’nda bulunan Öz ve Çiftçi ile ilgili belgeler neydi?
Bunlardan Dogan Öz’le ilgili olani, geçenlerde ortaya çikti.
Meclis Darbeleri Arastirma Komisyonu’na gönderilen belgelerden ögrendik ki, Emniyet, Öz’ü yakin takibe almis.
Hatta vuruldugunda bile polis takibindeymis.
Emniyet’in Bakanliga ilettigi Öz’le ilgili takip raporunda su ifadeler var:
“Sol ideolojiye hizmet etme gayesiyle, asiri solcularla devamli temasta bulundugu, yakalanan solculara devamli olarak takipsizlik karari verdigi, ideolojik düsüncesinin tesiri altinda anarsistlere cesaret verdigi...”
Avukatlarin Evren’e basvururken atif yaptigi “evrak”, bu olsa gerek...
Isin ҅zӟ
Simdi sira Milli Savunma Bakanligi’ndaki “Çiftçi evraki”nda...
O dosyada ne yazdigini ortaya çikarilirsa, devletin kimleri, nasil ve ne amaçla kullandigi da anlasilir.
Dogan Öz dosyasi, Ergenekon denilen mevzuun “Öz”üdür.
Devletin kirli yüzünün ilk ve en somut kaniti orada saklidir.
Savci üzerine giderse 35 sene sonra da olsa “derin devlet”e ulasir. Gerçek Ergenekon açiga çikarilmak isteniyorsa, Dogan Öz dosyasi bir samimiyet sinavidir.
ÇIFTÇI’NIN AVUKATLARINDAN CUMHURBASKANI EVREN’E
‘Çiftçi’nin Milli Savunma’da belgesi var’
“Türkiye Cumhurbaskani’na gerek görüldügünde iletilmek üzere...
BÜYÜKELÇI ÜSTÜN DINÇMEN’e...
Sayin Büyükelçi Dinçmen,
Ankara SYNT. K.ligi (Sikiyönetim Komutanligi) 1 No.lu Askeri Mahkemesi’nce 4. kez idama mahkum edilen Ibrahim Çiftçi müdafileriyiz.
Bir vatandasimizin hayatinin söz konusu oldugu su günlerde, Türk devlet adamlarinin son derece önemli konularla mesgul olduklarinin bilincindeyiz. Suçsuz olduguna inandigimiz bir insanimizin hayatinin kurtulmasi için dürüst ve ciddi bir savunmaya azami özeni gösterdik. Ancak müdafaaya mütedair taleplerimizin tümü Askeri Yargitay Daireler Kurulu’nun ilami hilafina müdahale dogrultusunda gerekçesiz olarak durusma tutanaklarindan da görülecegi gibi israrla reddedildi.
Tesis edilen ölüm cezasina ragmen, gerek sanik Ibrahim Çiftçi ve gerekse maktul Dogan Öz haklarinda, Milli Savunma Bakanligi ve Adalet Bakanligi’nda bir kisim belgelerin mevcut olup, dosyaya ibraz edilmedigini tespit ettik. Aslinda bu tespitimiz yargilamanin basladigi anda olmustur.
Milli Savunma ve Adalet bakanliklarinda bulunan evraklarin ortaya çikarilmasi için Basbakanliga müracaata karar verip, infazin Türkiye Cumhurbaskaninin imzasi ile mümkün olacagindan, Türkiye Cumhurbaskaninin hassasiyetini bildigimizden ve ZATI DEVLETLERININ insancil duygularini bildigimizden, yakarmamizi emin ellere, noter emanetine tevdi etmek istedik; noterlige basvurduk, emanet alamayiz diye cevaplandik. Buna ait kagitlari ilisikte veriyoruz.
Sayin Büyükelçi Dinçmen, emanetimizi muhafaza etmenizi arz ve rica ederiz.
Saygilarimizla
Ibrahim Çiftçi müdafileri...
Av. S. Can Özbay, Av. Beni Han.
4 Agustos 1983.”
