Türkiye’ye ithal için Gida Bakanligindan izin bekleyen 9 GDO’lu misir çesidinden birinin “insanlar için ölümcül oldugu” ortaya çikti. Journal of Applied Toxicology dergisinde 15 Subat 2012’de yayinlanan bilimsel bir makale, “MON810” isimli misir çesidinin içerdigi degistirilmis genin, insan hücrelerinde ölümcül etkiye neden oldugu açiklandi.
HÜKÜMETTEN IZIN BEKLIYOR
GDO’lu ürünler Türkiye’ye Gida, Tarim ve Hayvancilik Bakanligina bagli Biyogüvenlik Kurulu izin verirse girebiliyor. Kurul bugüne kadar 32 GDO’lu ürünün hayvan yemi olarak ihtal edilmesine izin verdi. Kurul, ithal için izin bekleyen 9 GDO’lu misir çesidi hakkinda da rapor hazirlayarak kamuoyuna sundu. Kamuoyunun raporlar hakkinda görüs verme süresi ise 27 Subat Pazartesi günü sona erdi. Ancak bu arada, bu 9 misir çesidinden biri olan MON810 isimli misir hakkinda bilimsel bir makale yayinlandi. Journal of Applied Toxicology Dergisinde yayinlanan bilimsel bir makalede bu çesidin “insan için ölümcül” oldugunun tespit edildigi yer aldi.
DERHAL REDDEDILMELI
Konuyu degerlendiren Greenpeace Akdeniz Tarim Kampanyasi Sorumlusu Tarik Nejat Dinç, “Buna göre MON810 çesidinin içinde yer alan degisitirilmis gen, belli kimyasallarla birlestiginde insan hücrelerinde ölümcül etkiye neden oluyor. Bu 15 Subatta yayinlandi. Sicagi sicagina bir bilgi. Biyogüvenlik Kurulu’nun hazirladigi rapor aslinda artik çöpe gitmek durumunda. Çünkü yepyeni bir durum ortaya çikmis oldu. Biz Kurul’a gönderdigimiz raporda bu noktaya dikkat çektik. Su anda gerek bu çesidin, gerek o çesidin de içinde yer aldigi diger melez çesitlerle ilgili o izinlerin derhal reddedilmesi gerekiyor” dedi.
AVRUPA BIRLIGI YASAKLAMIS
MON810’un sicili kabarik. “GDO camiasindan çok bilinen bir çesittir çünkü her yerde sorunlar yaratir” diyor Dinç. Ispanya ve Almanya’da aricilar ballarini satmak istediklerinde “GDO’lu oldugunu MON810 içerdigi”ni ögrendiler ve çok sasirdilar. Eylül 2011’de Avrupa Birligi Adalet Divani, MON810 içeren bu ballarin marketlerden satisini yasakladi.
Tarik Nejat Dinç bu durumu söyle açikliyor: “Arilar regülasyon, kural dinlemezler, yasa dinlemezler. Serbestçe uçarlar, tarlalardan ne toplarlarsa oradan bal yaparlar.
Nitekim GDO’lu tarlalardan MON810’un polenlerini aldilar ve ballar kirlendi. Simdi bu konuyla ilgili Avrupa’da ciddi bir dava var.” (Istanbul/EVRENSEL)
TEK ÇÖZÜM VAR: GDO YASAKLANMALI
GDO’lu ürünlere izin verilmesine karsi “Yemezler” baslikli bir kampanya yürüten Greenpeace Akdeniz’in bu ürünlerle ilgili taleplerini ise Dinç söyle siraliyor: “Gida amaçli GDO’larin yasaklanmasini istiyoruz. Yem amaçli GDO’larin da yasaklanmasini istiyoruz. Eger insan için zararliysa, hayvan için de zararlidir. Ikisinin de riskleri sabittir. Bakanlik hem hayvan sagligini, hem insan sagligini hem de çevreyi korumakla sorumludur. Su ana kadar izin verilmis, ülkemizde yem olarak kullanilan GDO’lu çesitler var. GDO’lu yemle beslenmis hayvanlardan elde edilen ürünlerin üzerinde “GDO ile beslenmistir” eti olmak zorundadir. Bizim talebimiz de bu”
BAKANLIK DANISTAY YASAGINI DINLEMEDI
Türkiye’de GDO mevzuati, Biyogünlik Kanunu ve GDO Yönetmeligi’nden olusuyor. 2009 yilinda çikan ilk yönetmelikte insan vücudunda antibiyotik ilaçlara karsi direnç yarattigi için ciddi tehlike içeren “Antibiyotik direnç geni tasiyan GDO’lar yasaktir” maddesi bulunuyordu. Bu madde yönetmelikte yapilan degisiklikle kaldirildi. Ancak Türk Tabipleri Birligi’nin basvurusunu degerlendiren Danistay bu degisikligin yürütmesini durdurdu. “Bakanlik böylece yönetmeligi degistirmek zorunda kaldi” diyen Dinç, buna ragmen beklenen yasagin gelmedigini söyleyerek, “Bakanlik, yeniden yasak koymak yerine, bu genlerle ilgili Biyogüvenlik Kurulu karari sarti getirdi. Hiçbir sey ifade etmeyen bir degisiklik bu. Zaten Biyogüvenlik Kurulu izin vermeden hiçbir GDO Türkiye’ye giremiyor. Yeni hiçbir islem yok. Bakanlik resmen Danistay’i kandirmaya çalisiyor” dedi.