Bugün, 3 Nisan 2025 Perşembe
KENTSEL DÖNÜSÜM; “SOL GÖSTERIP SAG VURMAK”…
Su siralar Istanbul’da kentsel dönüsüm üzerine bir panel, konferans, sempozyum, furyasi var. Iktidari muhalefeti bu bilgi sölenlerinde vatandaslari kendi bakis açisiyla nasiplendiriyorlar. Yani rüzgâr ekiliyor vilayet vilayet, ilçe ilçe yakinda vira firtina biçilir mahalle mahalle…
Dag fare dogurunca…
Esenler’de en son yapilan; en özel anlarin resmi mekâninda, en ana muhalefet partisinin düzenledigi, en kentsel dönüsüm ve yenileme bizim isimiz paneline dinleyici-konuk olunca, iktidarin “en sol gösterilip sag vurdugunu” iyice anlamis olduk galiba.
Evet, panelden geçtik, sanki kongre kuruldu Esenler’de; insanlari deprem degil binalar öldürür…
Bizce de; Asiri göç alan kentlerde zamanla olusan gecekondulasma ve çarpik yapilasmanin en dogal sonucudur kentsel dönüsüm. Ayrica insanlari afet güvenli yapilara kavusturmak, gecekondu bölgelerini çagdas yasam alanlarina çevirmek basta devletin sonra belediyelerin temel görevidir. Anayasada layigini ve karsiligini bulan insan haklari, mülkiyet haklari, barinma hakki ve esitlik ilkesi uyarinca sekillendirilmis kentsel dönüsüme de akli basinda hiç kimse özellikle siyasi emeller ugruna hayir demez, bosuna direnmez, karsi da durmaz.
Billboardlara asilmis rengârenk fotograflara bakildiginda en cennet ilçe görünen, asli potemkin zihlisi Esenler’de; en muhalefet parti panelinde, en yerli 90 yillik Esenlerli bir tanidigin atis alanina girmesinden, kentsel dönüsüme Dim-Dik durusunu gözlemleyince;
Ortada “ Ortada vatandasi hissettirmeden ve kamuoyuna çaktirmadan inceden magdur eden veya edecek izlenimi veren, nedense hangi beklentileri karsilamak için magduriyet riskini en aza indirgeyememis, afet riskini de azaltmaktan oldukça uzak, riskli alan-riskli yapi ilani papyonvari, plani projesi, yedegi olmayan, parçali-parçaci anlayisla ve bohçaci hiziyla dizayn edilmis” en azi iki sene hakikateni ömür boyu sürecek, gelecek kusaklara da sirayet edecek en kentsel dönüsümle karsi karsiya kalinacagini ve saflasilacagini bir güzel anladik…
Ve anlamayanlar, anlasilamayanlar ve anlasmayanlar için, bilip duyup görüp üç maymunu oynayan sahte aktörler için de bazi saptamalarda bulunmayi bir borç bildik; 50 yillik bir Esenlerli olarak…
Atadan babadan kalmis arsa, arazi, bina ve topraga bile hâkim olunamayacak bir düzen dayatmasina evrilecek gibi kentsel dönüsüm adina yasananlar veya yasanacaklar. Hani miras helal’di…
Niyetimiz halisanedir denilerek, vatandaslari hayirsiz evlat konumuna düsürüveren, göçe zorlayan veya alismisliginin disinda “yanasik düzen konserve dairelerde yasamaya” mecbur ve mahkum eden, 100 yil sonra dahi acisi sancisi halen süren göçleri ve nüfus mübadelelerini animsatan ve dayatan, depremle gündeme sokulan ama depremsel odakliliktan kaydirilan bu kentsel dönüsüm; maalesef rantsal paylasimin itirli kokularini duyumsatiyor orta sinif vatandaslarina…
Ülkeyi insaat sektörü ile büyütelim, ekonomiyi hareketlendirelim hevesiyle, iki günde alelacele görüsülen 16 Mayis 2012 de mecliste onanan 6306 sayili yasayla;
“Afette en hasar görecekler diye 6,5 milyon binanin yikilmasiyla büyük sermayeye arsa üretmek ve peydahlanan arsalara devlet eliyle tasaron ortaklar marifetiyle “en akilli rezidanslar” ve en ananeye uzak karakterli avm-ler perdahlamak ve en son bos kalmis alanlara da afetengiz mantikla hükmederek gökdelenler koymak, kentsel dönüsüm” ise eger sözlesmelere parmak basacak ahalinin vay haline…
Oysa ki; Katilimci, esitlikçi, ayristirmayan, ötekilestirmeyen, tarihsel dokuyu koruyan, çevreyi bozmayan, kirlenmeyi azaltan, istihdam yaratici ve dogal afetlere karsi güvenlik için binalari yenileme, iyilestirme, dirençlendirme veya yeni mimari anlayislarla en yeniyi yerinde uygulama isiyse kentsel dönüsüm kapsam içindekiler yasada açikça belirtilmeyen her türlü sözlesmeye dahi gönül rahatligi ile basar imzalari.
Ancak civardaki örneklerle sabit; konutlarin satin alinabilirligin kaymak tabakaya kaymasi, malin asil sahibi yoksulu hiç gözetmeyen, yoksulu dezavantajli varsili avantajli kilan, her açik alana ultra katli ucubeler konduran, yapilasma oranini artiran, nüfus yogunlugu ve denetimini hirpalayan, yasayanlarin sosyal dengesindeki uçurumu artiran, kimligi sorgulayan kimlikleri korumayan, planlama ve sehir planlamaciligindan irak, pazarlik pazarlama ve alisveris kolayligi zengine paslanmis bir soylulastirma ve soygunlastirma yasatiyorsa kentsel dönüsüm evi barki güme gidecekler gelecek kaygisiyla basmaz imzayi.
Aslan fareye bogdurulur…
Esenler özeline gelince; bir yani tem otoyolu bir yani e5 olunca, orta kisimdaki üstünde bina olsun olmasin o toprak parçasi en bulunmaz hint kumasi olunca, mevkisel açidan diger ilçeleri yakalayinca en “asla doymayan açlar ve her gördügüne istahi kabaranlarin” en gözüne batti Esenler.
Ülkenin Kentsel dönüsüm starti Esenler’den verilmek suretiyle önemsendigi en açik bu topraklarda, en hazir görülen üç bes mahallede en enteresan uygulamalar harfiyen baslatildi. Öyle ki akliselimlere “iyi uçuslar” dedirten bazda ve dozda.
Umariz; kentsel dönüsüm yoluyla “Esenler Esenleri yasayan orta sinifin elinden alinip üst siniflarin eline birakilmaz. Bu mahallelerde yükselecek bloklar yüksek kesim insanlarin rantiyesi olmaz. Dileriz, böyle bir paylasim ve paylastirim pesine düsmezler ve yalanci dünyaya aldanmaz agir yöneticiler.”
Bu hafiflik akillari çelerse eger yapi stogu on yilda onbesbine vurmus Esenler’de bir deli rüzgar eser ki birilerinin en baba vurgunu yemesi de o vakit kaçinilmaz olur.
Ayrica ” kentsel dönüsüm imar planlari ile uygulanmalidir. Plan yoksa ve küçük göze batmayan plan tadilleri ile hirsizlik yapiliyorsa, acayip anlasmalar dayatilarak degerlenmis yerler ucuz pazarliklarla halkin elinden aliniyorsa, toki-kiptas eliyle deprem korkutulmasiyla rantin yüksek oldugu yer ve araziler dönüsüme tabi tutuluyorsa, otopark hesabindan belediye baskanlarinin posterleri bastiriliyorsa, reklam harcamalarina aktarimlar vatandasin otoparkindan geçiyorsa, kamunun görevi plan yapmak” der birileri.
Vatandasin yolunu açmak yerine kapatan, açikça insaat müteahhitligine ve emlakçilige soyunan belediyelerle, hazine arazilerine ticaret merkezi yapmaktan ve atip tutmaktan baska proje üretemeyen belediye baskanlari ile, toplumu aydinlatmaktan uzak siyasiler ve stkcilarla, gerçegi dillendirmeyen medyasiyla “binmisiz kentsel dönüsüm alametine gidiyoruz kiyamete” demek de caiz olur…
Mayalarin takviminin kiyamet mayasi tutmadi ama biz göle maya çalanlardan geliyoruz. Tutsa da tutmasa da mayalariz. Deprem riski bulunsa da bulunmasa da Kentsel dönüsürüz. Yikmazsan yikariz. Yapmazsan elinden aliriz. Verirsek biz istedigimiz kadar istedigimize veririz. Mahallende kalmayi isteyemezsin. Komsun hemserin gökkubbede bir hayal olur. Yesil alan ve park isteyemezsin. Yeni yapilacak konut için mutlaka borçlanacaksin. Projedeki payin ve yerin alimgücü zayif müsteriden öte gitmeyecek. Al sana küçük kiyamet…
Bilmeden anlamadan imza koydun ise eger yandin söylentileri egemen su kentsel dönüsüm süzgecine. Itiraz hakki var kullanabilirsin ama gidisati engelleyemezsin. Bireysel takilsan sesin çikmaz, çogulculuga aldansan sesin kesilir. Ne tür bir konuta isinlandigini soramazsin, arastiramazsin. Barinmak hakki anayasal ve en kutsal haktir ve güvenmek istersin fakat güvenemezsin. Oysa karsida devlet bu yakada millet.
Üsküdar`da sabah olunca...
Illet olursun velakin ikiden biri olmanin bu en dogal tek kutuplu kentsel sonuçlarina boyun egersin ve dönüsürsün. Allah devletimize zarar vermesin…
Kadersizlik; Maket projesi bile maketlendirilmeden paketlenen kentsel dönüsüm sahasi ve alanlari içinde kalmak…
Bu kadersizlik muammasinda bu kismetsiz yaziyi kaleme almak da bize düstü. Bu isin asil suçlusu leyhte ve alyhte tebligleyen tüm panelistler. Yasayi çikaran ve yasaya takilan tüm yönetimler. Bizim kimseye bir garezimiz yok böyle biline ama hesabimiz var…
