Bugün, 23 Kasım 2024 Cumartesi

3 kez `Allahuekber` deyip tecavüz ediyorlar

3 kez `Allahuekber` deyip tecavüz ediyorlar

YILLARDIR süren bir varolma mücadelesinin karsimizda duran en somut haliydi Rojava...Mahalle meclislerini kuran, kadin kotasini koyduran, savasin ortasinda savunma gücünün kendisi olan

YILLARDIR süren bir varolma mücadelesinin karsimizda duran en somut haliydi Rojava...Mahalle meclislerini kuran, kadin kotasini koyduran, savasin ortasinda savunma gücünün kendisi olan kadinlar. Renklerini kattilar bu devrime... Savasin ortasindan çikardilar bu rengi üstelik. Emperyalist ülkeler ve çeteci güçlerin el koymaya çalistigi, Kürtlere yönelik bir katliamin sürdürüldügü, kadinlarin tecavüz edilip, öldürüldügü Rojava’da kadinlar ne yasiyor? Onlarin kattigi rengi karanliga dönüstürme çabasina karsi kadinlar nasil tutum almali? Tüm bunlari Suriye Qamislo’da gazeteciligini sürdüren Berfin Hezil ve Demokratik Özgür Kadin Hareketi Üyesi Ceylan Bagriyanik ile konustuk...


BERFIN HEZIL: KATLIAMIN BEDELI KADINLARIN BEDENI

Silahli çeteler, karsilastiklari bir kadini kendilerine “helal” ediyorlar, 3 kere “Allahuekber” diyorlar ve artik o kadin onun olmus oluyor. Hiç kimse onlara karsi çikamiyor, çünkü korku var. Otobüs ile seyahat eden kadinlarin basi açik ya da hristiyan olmasi tecavüze ugramasi için bir neden olabiliyor.

Son yasanan gelismeleri kisaca aktarabilir misiniz? Savas ve çatismalar araliksiz bir sekilde, Cizîr, Kobanî, Heleb ve Efrîn bölgelerinde devam ediyor. Çeteler askeri açidan büyük kayiplar verdikleri için, vahsi bir sekilde sivil halka saldiriyorlar. Bildiginiz gibi, 22 Temmuz’da Heleb bölgesinde Til Eran ve Til Hasil köylerinde Kürt halkina saldirdilar ve sonucunda 70’e yakin kisi katledildi, 400 insan kaçirildi ve saldirilardan kaçan binlerce kisi de göç etti. Kaçirilanlardan ise simdiye kadar herhangi bir haber alinamadi. Son olarak çeteler Til Eran ve Til Hasil civarindaki köylere saldirdilar ve bu köyler hâlâ çeteler tarafindan çevrilmis durumda. Köylere giris çikislar yasaklandi. Ayni zamanda ellerinde yurtseverlerin isimleri var ve onlari tutukluyorlar. Bu silahli çeteler içinde hain Kürt gruplar da yer aliyor: Ketiba Selhadin, Azadî, Ketiba Edil, Komale Kurdî el Isalamî  vs. Tutuklamalar ve kaçirmalar bu hain gruplar tarafindan gerçeklestiriliyor. Onlarin verdigi isimler ile yurtseverler katlediliyor. Öte yandan Tirbespiyê, Girhok, Til Elo, Serekaniyê, Tilabyed, Kobanî ve Efrîn’de savas ve çatismalar devam ediyor.

TECAVÜZ, TACIZ, KAÇIRMA, ÖLÜM

Kaçirilanlarin büyük bir çogunlugunun kadin ve çocuklardan olustugu bilgisi geliyor. Yasanan gelismeleri yakindan takip eden bir gazeteci olarak neler söyleyebilirsiniz? Iki yildir Suriye’de halklarin bahari baslamistir ve ayni zamanda 1 yildir Kürt halki devrim içinde devrim insa etmistir. Bu devrim, kadinlarin öncülügünde baslamistir. Belki Kürt devriminin digerlerinden farki da budur. Rojava devrimi kadin rengi ile rengini, diger devrimlerden ayirmistir. Kadinlarin söz sahibi oldugu ve yönetimde yer aldigi yerlerde huzur, güven ve adalet hakim. Sürdürülen bu savasta en çok kadin ve çocuklar zorluklarla karsilasiyorlar. Bu silahli çeteler, her nereye giderlerse karsilastiklari bir kadini kendilerine “helal” ediyorlar, 3 kere “Allahuekber” diyorlar ve artik o kadin onun olmus oluyor. Hiç kimse onlara karsi çikamiyor, çünkü korku var. Yolcular otobüs ile seyahat ederlerken, eger basi açik veya Hiristiyan ise ya laf atiyorlar ya da kaçiriyorlar. Ve tecavüz ettikten sonra öldürüyorlar. Yüzlerce kadin sehir ve köylerde tecavüze maruz kalmis ve öldürülmüs, fakat kimse onlardan bahsetmiyor. Sadece Kürt kadinlari onlara karsi çikarak savasiyor. Bir gazeteci olarak, simdiye kadar böyle dile getirilebilecek baska bir katliam görmedim. Bu yapilanlarin kesinlikle insanlikla hiçbir ilgisi yok.

‘KADININ DÜSTÜGÜ YERDE TOPLUM ÖLÜR’

Rojava’daki katliamdan kaçip Türkiye’ye siginan ve insanlik disi kosullardan en fazla etkilenen yine kadinlar...   Egitim, lojistik, cephane yani silah, ilaç ve sinirdan geçirilmeleri konularinda bu çeteleri en çok destekleyen ülke Türkiye’dir. Bana göre amaci, Kürt halkinin Rojava’da statü sahibi olmasini engellemek. Bu gerçeklesmesin diye de çeteleri Rojava’ya geçiriyor ki halk göç etsin. Bu siyasetlerinin ise yaramadigini görünce, kendi ülkelerindeki göçmenlere el attilar. Tabii bu proje sadece Türk Devleti’nin degil. Maalesef Kürdistan Bölgesel Yönetimi de ayni seyi yapiyor. Kadinin düstügü yerde, toplum ölmüs demektir. Rojava devriminin basarisi ve zaferini lekelemeye çalisiyorlar ve bunu da kadinlari düsürerek yapmaya çalisiyorlar. Tüm bunlar Kürt halki üzerinde yürütülen çok kirli bir planli ve oyundur.

Tüm bu anlatimlariniz isiginda, Türkiye’deki kadinlara ne söylemek istersiniz? “Insaniz ve vicdan sahibiyiz” diyen tüm kurum ve kisileri, bu katliama “artik yeter” demeye çagiriyorum. Türkiye’deki kadin örgütleri, kadina karsi yürütülen bu katliamin önünde canli birer kalkan olmalidir. Bugün silahli çeteler burada katliam yapiyorlar ve yarin da baska yerde yapacaklar. Bunun iyi bilinmesi gerekiyor. Bunlar insan degil. Çocuk, kadin vs. fark gözetmeden canli canli kesip, bedenlerini atese atiyorlar. Türkiye halki iyi bilmelidir ki, kendi hükümetleri, bu silahli çete gruplari beslemis ve Rojava Kürdistan’ina sizdirmistir. Türkiye halki bu katliama karsi sessiz kalmamalidir. 


CEYLAN BAGRIYANIK: ROJAVA`NIN BARISI TÜRKIYE`NIN BARISIDIR

Selefi imamlarin “Kürtlerin mallari ve kadinlari helaldir” fetvasinin ardindan saldirilarin arttigi, sokaklarda mahkemelerin kuruldugu ve kadinlarin yargilandigi gelen bilgiler arasinda. Bu zihniyetin oldugu bir ortamda siyaset yürüten Kürt bir kadin olarak bu sözleri, nasil degerlendiriyorsunuz? Dünyanin gözü önünde yasanan bu katliam, karsisinda devletli güçlerin bu kadar sessiz kalmasi, kahredici ve mücadele gerekçemizdir bir bakima. Bu olanlar açik bir biçimde göstermektedir ki “Cihat” sloganlariyla Rojava’da gelistirilen saldirilara sessiz kalan devletler ve Türkiye hükümeti, sessizligiyle bu vahsetin ortagidir. Orada kullanilan agir silahlar, deniz yolu ile bu güçlerin eline geçemeyecegine göre kim tarafindan temin edilmektedir? Bu çeteler çogunlukla Suriyeli olmadigina göre nereden Suriye’ye girmektedir? Bu erkek egemen zihniyetin politikalari ve kültürüdür. Bu zihniyetin türevi yakin geçmiste Siirt’te YIBO’larda yasanan tecavüz olaylarinda “Daga gitmesinler de fuhus yapsinlar” söylemi ile ortaya çikmis, bugün de Rojava’da  “Cihad” adi altinda kepazeligini ve vahsetini sürdürmektedir.

Peki tüm bu yasananlar Türkiye’de yasayan diger kadinlari neden ilgilendirmeli? Rojava, kadin öncülügünde gelisen bu devrimi cani pahasina sahipleniyor. Rojava’daki gelismeler duygusal olarak Kürt’üyle, Arap’iyla, Süryani’siyle herkesi kilitlemistir. Nasil insani olarak duygusal anlarimizda dostlarimizi yanimizda ariyorsak, Kürt halki için de bu böyledir. Kürtler Rojava’ya yönelik insani yardim kampanyalari sürdürüyor, ancak sinirlarin kapali olmasi nedeniyle ihtiyaçlar karsilanamiyor. Bir yandan böyle bir vahset ve dram yasanirken diger yandan sessizlik olmasi yeni kirilmalar yaratiyor. Bu katliam karsisinda durmak insanim diyen herkesin görevidir. Rojava ile birlikte de kendi barisimizi gelistirebiliriz. Bu anlamda Rojava’ya yaklasim Kürt sorununa yaklasimdir.

Yani nasil bir tutum alinmasi gerektigini düsünüyorsunuz? Kürt kadinlari bulunduklari her yerde örgütlü mücadeleleriyle devlet güçlerinin politikalarini desifre ediyor. Görmezden gelmek, bunlarin yasanmadigini iddia etmek, körelmis vicdanlarin tatmininden baska bir sey degildir. Orada bir katliam var; su kuyularina, tahil ambarlarina saldiriliyor…Kisa bir süre önce Demokratik Özgür Kadin Hareketi (DÖKH) öncülügünde Amed’de gerçeklestirilen 1. Ortadogu Kadin Konferansinin ana gündemlerinden biri “Rojava” ve “Ortadogu’da Kadina Karsi Gelistirilen Kirim Politikalari” ydi. Deneyim paylasimlarinda Tunus’ta, Misir’da, Yemen ve Bahreyn’de Lübnan’da yasadiklarimizin ne kadar ayni oldugunu gördük. Emperyalistlerin Ortadogu’yu yeniden dizayn girisimi karsisinda durmak gibi bir görevimiz var. Ortadogu’da halklarin ve kadinlarin özgürlügü Rojava’dan geçiyor. Bu açidan, biz DÖKH’lü kadinlar ve Ortadogu Kadin Koordinasyonu olarak da Rojava devriminin ve kadinlarinin yanindayiz. DÖKH olarak, insani yardimlardan tutalim, yasanilan saldirilara karsi aktif mücadele etmeye kadar gerekeni yapmaya çalisiyoruz. Ortadogulu kadinlarla birçok açiklama yapildi ve elçiliklere fakslar gönderildi. Kürt ve Türk kadinlari olarak da bu sürecin ilerleyisinde kendimizi bir taraf olarak görüyoruz. Bunun için hem dünya çapinda hem de Ortadogu ve Türkiye’de diplomatik çalismalar yürütüyoruz.


‘ROJAVA DEVRIMI’ VE KADIN DAYANISMASI

Yildiz IMREK

Rojava Kürtleri, iç savas ortaminda hem kendileri hem de demokratik deneyim açisindan özgün bir tavir gelistirdiler. Iç savasin yarattigi otorite boslugunu Kürt kurumsallasmasini olusturmak için degerlendirdiler. Demokratik Toplum Hareketi, Bati Kürdistan Halk Meclisi, Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi gibi olusumlarin ardindan Kürt kurumlarinin birligini saglamak üzere Kürt Yüksek Konseyi kuruldu. 2012 Temmuzu’nda kitlesel gösterilere baslayan Kürtler, yasadiklari bölgelerde yönetim organlarina el koyarak kamu kurumlarinin görevini yerine getirebilecek olusumlar gelistirdi. Kürt Yüksek Konseyi bünyesinde Diplomasi, asayis ve sosyal hizmet komiteleri kuruldu. Dogrudan-yerel demokrasi ve gönüllülük temelinde toplumsal hayat yeniden örgütlendi. Hizmet komiteleri belediye islerini yaparken, asayis birlikleri güvenligi saglamakta, gönüllü egitimciler okullarda Kürtçe egitim hizmeti sunmakta, mülteci komisyonlari siginmacilarin gida ve ilaç gibi ihtiyaçlarini karsilamakta, toplumsal baris ve adalet komisyonlari mahkeme islevini yürütmeye basladi. Bu gönüllü komiteler/ komisyonlar; bir yandan önceki devlet kurumlarini demokratik dönüsüme ugratarak, bir yandan yeni demokratik kurumsallasmalar yaratarak demokratik özerklik sistemini kurmaya yöneldi. Bugün için öz yönetim kurumlarina kentlerde yasayan Arap, Süryani, Keldani, Êzidî, Ermeni vb. halklar da katilmakta. Katliamlarla anilan Suriye iç savasinin ortasinda yeseren bu demokratik devrim; kadinlarin rolü ve devrim sonrasinda kadinlarin kazanimlari açisindan da büyük önem tasiyor. Devrimden önce kadinlar Yekitiya Star adiyla örgütlenmeler olusturup, devrime aktif biçimde katildilar. Devrimden sonra Kadin Meclisleri ve Kadin Evlerinin kuruldugunu, kadinlarin karar asamalarinda yer aldigini görüyoruz. Demokratik öz yönetimin kurumlari olan Halk Meclislerinde kadinlar temsil gücü kazandi ve bütün yönetimlerde esbaskanlik sistemi uygulanmaya baslandi. Kürt Dil Kurumu bünyesinde Kürt Kadin Ögretmenler Birligi kuruldu. Birçok kentte Kadin Egitim ve Bilim merkezleri ile kamusal alana hazirlanmasi; Kadin Akademisi ile de kadin özgürlükçü ideolojik-felsefi görüs açisi güçlendirilmek isteniyor. Kadin Asayis Birimi ve Kadin Savunma Gücü (YPJ) olarak da örgütlenen kadinlar, bir yandan halkin ve kadinlarin özgürlügü için öz savunma güçleri olarak savasirken, öte yandan özellikle erkek siddetinin söz konusu oldugu alanlarda Kadin Asayis Birimi olarak harekete geçiyor ve Kadinlar Evi gibi diger kurumsallasmalar ile ortak hareket ediyor. Ortadogu’da en örgütlü kadin gücünün Kürt kadini oldugunu ve Rojava’da yüz binlerce kadinin kendisini örgütlemis durumda oldugunu kaydeden PYD Es Baskani Asya Abdullah, “Bundan dolayi da Rojava devriminin rengi, kadin rengidir” diyerek durumu özetliyor.  Selefi gruplarin herhangi bir bölgedeki egemenligi ve saldirilari, bütün kadinlar için, kadin özgürlügü için bir tehdittir. El Kaide egemenligi ve etkisinin yasandigi Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan ve benzeri yerlerde kadinlara kamusal alan yasaklanmis ve erkegin kadinlara karsi her türlü cezalandirici eylemi hak kabul edilmistir. ABD, AB, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Israil gibi ülkelerin destekledigi ÖSO içindeki selefi militanlarin mezhepçi hedeflerle  Suriye’de kadinlara, Hiristiyan ve Nusayrilere karsi katliamlar yürüttügü bilinmektedir. AKP Hükümetinin bu çetelere destegi ve iç politikadaki kadin karsiti politikalari kadinlar arasinda tepkiyle karsilaniyor. Iste bu kosullarda; iki aydir Serekaniye bölgesine el Nusra Cephesi tarafindan ciddi bir saldiri baslatildi. Kadinlar ve çocuklarin katledildigi, özellikle Tel Halil bölgesinde köylere yapilan saldirilarda camilerden “Kürtlerin mali ve kadinlari helaldir” anonslarinin yapildigi bu saldirilar; kadinlara karsi özel savas olarak degerlendirilebilir. Kadin dayanismasi ve kadin özgürlügünün savunulmasi anlaminda, Rojavali kadinlarla dayanisma önemlidir. Bu anlamda, HDK Kadin Meclisinin, Rojava demokratik devrimiyle dayanisma yaklasimi içinde ve Rojava devrimindeki kadin kazanimlarini sahiplenmek amaciyla bayramin son gününde Galatasaray’da bir açiklama yapmasi, kadinlarin tepkisi ve dayanismasinin bir baslangiç görünümüdür. El Nusra destekçisi tüm hükümetler, bir an önce bu çetelere destegini kesmedigi takdirde kadinlara karsi islenen bu suçlarin sorumlulugunu da tasiyacaklardir.

 (*) HDK Kadin Koordinasyonu Üyesi     

EVRENSEL



  • Cumartesi 17.9 ° / 5.1 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 8.8 ° / 6.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 9.5 ° / 5.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı