AKP hükümeti çalisanin kidem tazminatini iç etmek için bir kez daha dügmeye basti. Isin rengini iyice belli eden son taslak kidem tazminatini fona devrederken mevcut uygulamada var olan bazi önemli kazanimlari da ortadan kaldiriyor. Taslaga göre isten atilan isçi, artik kidem tazminati alamayacak. Isçi yeniden is buluncaya kadar geçen sürede kullandigi gelirden mahrum kalacak ama daha önemlisi isyerlerinde isçi alma ve atma serbestisi isteyen isverenlerin dilegi yerine gelmis olacak. Dolayisiyla kidem tazminatinin is güvencesine yaptigi katki da elimine edilecek. Hakeza askere giden erkek isçinin de, evlenen kadin isçinin de kidem tazminatini alma hakki ortadan kaldiriliyor. Su anda gelir vergisinden muaf olan kidem tazminatindan, taslak yasalasirsa vergi kesintisi de yapilacak. Kidem tazminatinda isverenin yükünü olabildigince asagi çekmek için isverenlerin ödemesi öngörülen yüzde 4’lük primin bir buçugu da Issizlik Sigortasi Fonu’ndan karsilanacak. Tasari “Insaat ya Resulallah” diyenleri de unutmamis; isçiler ev almak kosuluyla fonda biriken parasinin yarisini alabilecek. Çalisandan baska herkesin menfaatini gözeten bir düzenleme gündemde. Ancak ne kadar parlatilirsa parlatilsin çalisanlarin, bu parasal hak gaspina evet demesi mümkün degil.
Buna ragmen böyle bir taslagin hazirlanmasi ve ortaya atilmasi büyük ölçüde hükümetin, elindeki “koz”a güveniyor olmasindan kaynaklaniyor. Hükümetin, çalisanlarin tamamen aleyhine olan bu düzenlemeyi gündeme tasirken sendikalarin elini kolunu baglayacagini düsündügü kozu su: Sendikalarin toplu is sözlesmesi imzalama hakkini elde etmesi için gereken kosullardan biri Çalisma Bakanligi tarafindan yayimlanan iskolu istatistikleridir. Bu istatistiklerde faaliyet gösterdikleri iskolunda yüzde 10 barajini asabilen sendikalar toplu is sözlesmesi imzalama yetkisine sahip olabiliyorlar. Sendikalarin üye sayilari bakimindan gerçegi yansitmayan istatistikler 2009 Temmuz ayindan bu yana yayimlanmiyor.
Anti-demokratik koz
Iskolu barajini asagi çeken düzenleme de bir türlü çikarilmadi. Bu nedenle 1 Ocak’tan beri sendikalar süresi biten toplu is sözlesmeleri için yetki alip masaya oturamiyorlar. Hükümet anti-demokratik yüzde 10 barajini kaldirmak yerine bunu koz olarak kullanip sendikalari yapilan düzenlemeye “evet” demeye zorluyor. Hükümetin mesaji belli; ya kidem tazminatinda benim dedigime evet dersiniz ya da iskolu baraji altinda yetkisiz kalirsiniz. Yani isiniz biter! Ya kidem tazminati ya sendikalariniz...
Bu yaklasimin sendikalar üzerinde etkili olmamasi gerekir. Çünkü, en büyük isçi örgütü ve bu santajin en büyük muhatabi Türk-Is 21. Genel Kurulu oybirligi ile aldigi kararda kidem tazminatinin hiçbir biçimde tartisma konusu yapilamayacagi ve her türlü tasfiye girisimine genel grevle yanit verilecegini vurguladi. Karar baska türlü davranma ihtimalini ortadan kaldirarak açik bir sekilde söyle diyor: “Kidem Tazminati,Türkiye isçi sinifinin ve Türk-Is’in kirmizi çizgisidir. Türk-Is Genel Kurulu; bugün çalisanlar ve gelecekte çalisacak olanlar için, kidem tazminatinin mevcut haliyle korunmasindan yanadir. Kidem tazminatinin fona devredilmesi, süresinin azaltilmasi gibi bu hakkin tasfiyesine ya da zayiflatilmasina yönelik her türlü girisim karsinda Türk-Is’in cevabi, genel grev olacaktir.”
Türk-Is Genel Kurul Karari sadece Türk-Is için degil, emek hareketinin bütünü için önemli bir yol haritasi niteliginde. Karar kidem tazminatinin ancak genel grev eylemiyle savunulabilecegine isaret ediyor. Ne var ki, kidem tazminati hakkini ortadan kaldirmak için girisimlerine devam eden hükümetin bu karari da, bu karara sik sik atifta bulunan sendikacilari da ciddiye almadigi besbelli. Çünkü geride birakilan dönemde isçi haklari ortadan kaldirilirken ne etkili bir sendikal muhalefet çizgisi izlendi ne de hakkini vere vere dört basi mamur bir genel grev uygulandi. Daha çok adina genel grev denen ama ne genel ne de grev özelligi tasiyan göstermelik eylemlerle zevahir kurtarilmaya çalisildi.
Türkiye ’de uygulanan genel grevler “Oflunun Seytan taslamasi”na benziyor. Oflu ile Seytan arasindaki çekisme malum. Oflu günün birinde Mekke’ye gidiyor, Seytan tasliyor. Bir yandan tas atarken bir yandan da yüzünü kapatiyormus, Seytan onu görüp tanimasin diye... Fakat Seytan bu, tanimis ve sormus “Sen de mi Oflu?” Oflu biraz mahcup bir edayla yanitlamis “Vallahi ben vurmaya atmiyorum.”
Köprüden önce son çikis
Sendikal hareketin uygulamaya koydugu “genel grev”, “genel eylem” kararlari -tasidigi sorumlulugun bilincinde olan ve onun geregini yerine getirmeye çalisan bazi emek örgütlerini isin disinda tutarsak- aynen yukaridaki fikradaki gibi cereyan etti. Yani bazi emek örgütleri, atiyormus gibi yaptilar ama vurmaya atmadilar. Hükümeti kizdirmadan, tabani yatistirmanin orta yolu buydu. Majestelerinin sendikasi olmayi emek örgütü kimligine tercih eden bazi örgütler ise vurmak gibi bir niyet tasimadiklarini daha basindan ilan ettiler. Isçi örgütleri vurmaya atmadikça AKP cesaretlendi. Hükümet, karsisinda kayitsiz, daha kolay basa çikabilir bir güç gördükçe elini isçinin haklarina daha fazla uzatmaya basladi.
Simdi sira geldi kidem tazminatina. Bu kale de düstügünde geride pek bir sey kalmayacak. Çalisanlarin önemli bir hakki tasfiye edilirken, emek örgütleri de varliklarini temellendiren bir dayanaktan daha yoksun hale gelecekler. Bu kritik esikte, hükümeti gasp girisiminden vazgeçirecek tek eylem genel grevdir. Isçi sinifinin örgütlü gücü ve en etkili eylemi devreye sokularak kidem tazminati korunabilir. Fakat yasanmis örnekler nedeniyle su soruyu sormak zorunlu hale geliyor; gerçekten genel grev yapilacak mi yoksa yine “mis” gibi mi yapilacak? Sendikacilar genel grevin sorumlulugunu alacak mi, yoksa sorumluluk almanin üstlendikleri görevin geregi oldugunu unutarak “sorumlulugu kim alacak” diye ortaya soru sormaya devam mi edecekler? Güçlü oldugu halde sahip oldugu gücü kullanmamanin, etkili bir genel grev yapma imkânina sahipken, bundan kaçinmanin, yapmadan yapmis gibi yapmanin sendikalari nasil zayiflattigi, nasil inandiricilik sorunuyla karsi karsiya biraktigi gün gibi ortada. Sendikalar “Oflu” gibi vurmamaya atmak yerine hedef gözeterek dogrudan vurmak için atmali. Vurmak için atildiginda görülecektir ki emek örgütleri, kidem tazminatini koruyabilecekleri gibi, kendilerini yeniden ciddiye alinir, prestijli bir güç haline de getireceklerdir. Genel grev, kidem tazminati için de sendikalar için de köprüden önceki son çikistir.
* Kristal-Is Sendikasi Egitim Uzmani