BDP Istanbul Milletvekili Sirri Süreyya Önder, Kamu Personeli Seçme Sinavi`ndan (KPSS) önce soru kitapçiginin 25 bin TL karsiligi pazarlandigini, Diyarbakir`da buna sahitlik edebilecek insanlar oldugunu söyledi. BDP Istanbul Milletvekili Sirri Süreyya Önder, KPSS`ye giren üç kisiyle birlikte TBMM`de basin toplantisi düzenledi.
"KPSS magduru arkadaslarla huzurlarinizdayiz" diyen Önder, "Neredeyse bu memlekette nefes alan herkesi ve her yeri denetleyebilen kolluk ve istihbarat örgütleri bu skandal karsisinda acze düstüler. Ortada aleni bir emek hirsizligi var" diye konustu. Önder, ÖSYM Baskani`na da, "Bir vilayette kitapçigin çalindigindan haberiniz oldu mu, olmadi mi?" diye sordu. Önder, KPSS`de yasanan skandalin da Kürtlere ihraç etmek istendigini belirterek, "Ellerinde de böyle bir tutuklama var, el konuldugu söyledikleri banka hesaplari var, onlar da dahil olmak üzere bu degisen açiklamalar, saatlik degisen açiklamalar tipki füze meselesi gibi. Gün gün degisen bu ülkeyi madara eden bir çizgi izlediler. Aynisi burada da gözleniyor. Aslinda görülmesi gereken gerçek su, bunlarin herhangi birisi bile zincirleme bir adaletsizlik dogurur ve bu sinavin iptal gerekçesi için kafi delildir. KPSS öncesi soru kitapçigini 25 bin TL karsiliginda pazarladilar. Diyarbakir`da buna sahitlik edebilecek insanlar var" dedi.
Bir basin mensubunun, "3. Yargi Parketi`nin ardindan Bahçelievler katliami saniklarinin tahliye edilmesi tartisiliyor, nasil degerlendiriyorsunuz?" sorusuna Önder, su yaniti verdi: "Kamu vicdani zaten bugün bunun nasil kabul edilemez bir sey oldugunu yeterince dile getirdi. Kabul edilemez. Iktidarin bu yasanin görüsülmesi sirasindaki biçkin, muhalefetin öneri ve itirazlarini dinlenemez tavri bizatihi bu meselenin kaynar kazani bir yerde dururken, el altindan neyi yapmak istediklerinin delili, hiçbir izah gerektirmeyecek kadar açik. Bugün bizim vekillerimizin tahliye talepleri sirayla reddediliyor. Bugün bir ret daha yapildi. Yapilmakta olan her türlü adlandirilabilir, bir sekilde adlandirilamaz, bu ülkede barisi, iç barisi, kardesligi saglamaya dönük hiçbir adim içermemektedir. Uygulamadan bunu görüyoruz. Biz vaktinden önce söyledigimiz zaman uzlasmazci, uzlasmaz, simarik, baskasinin denetiminde oluyorduk, bakin bu ülkedeki anayasa referandumundan bu yana önce biz böyle nitelendiriliyoruz, sonra herkes bizim dedigimiz noktaya geliyor. Bizim suçumuz bunu biraz önceden söylemek. Daha gelmekte iken haber vermek." (ANKARA)