Tarih: 01.01.2018 00:00

Lazkiye`de durum sakin

Facebook Twitter Linked-in

SUNU
Türkiye Suriye ile tüm sinirlarini kapatti. Artik Türkiye’den Suriye’ye gitmek isteyenler bir baska ülkeden dolanarak gitmek durumundalar. Ancak, bu diziyi izleyenler bizimle birlikte Antakya’dan Suriye’ye baglanan Yayladagi kapisindan girebilir, önce Lazkiye’ye ugrayip, oradan Sam’a geçebilir ve ardindan da Lübnan’a geçerek Türkiye’ye dönebilir.
Bir haftalik gezimiz boyunca Arapçayi çok iyi düzeyde bilen tercümanimiz Esad Günay’in bize eslik etmesi, gezimizin verimliligi açisindan önemliydi. Suriye’de 12 yil bulunmus ve 8 yil Sam Radyosu’nda sunuculuk yapmis olan Esad Günay’a, bu vesileyle bir kez daha tesekkür etmis olalim. Suriye’de bulundugumuz süre içinde çesitli kesimlerle konusarak olup bitenleri anlamaya çalistik. Aydinlar, üniversite ögrencileri, sendikacilar, üretici örgütleri, mühendis sendikalari baskani, resmi yetkililerin yani sira ülkede bulunan farkli etnik gruplariyla görüstük.
Türkiye medyasinin, ‘Suriye’nin Dostlari’ adi altinda Suriye’de yönetim degisikligine odaklanmis olan ülkelerin medyasi ile ayni üslubu kullanmasi karsisinda, Suriye’de olup bitenlere farkli kesimlerin gözüyle içeriden bakmak büyük önem tasiyor. Bizi Suriye’ye götüren de bu inançti. Lazkiye, Sam ve ardindan da Lübnan’daki gözlemlerimizi içeren bu yazi dizisinin Arap cografyasinin kusatilmis ülkesine içeriden bakmaya biraz olsun katki sunacagini umuyoruz.


SURIYE’NIN ÜÇ BÜYÜK KENTINDEN BIRI OLAN LAZKIYE’DE SICAK ÇATISMA YASANMIYOR

Antakya’dan bizi Lazkiye’ye götürecek araca biniyoruz. Bizi Suriye’deki ilk duragimiz Lazkiye’ye götürecek olan taksinin soförü Kerim Aslan, Suriye için “kardes ülke” diyor. “Halam Fransiz zamaninda Halep’te evlendi. Orada yasiyor” diye devam eden Aslan, Suriye ile Türkiye arasindaki gerilimin bir savasa dönüsüp dönüsmeyecegine dair görüslerini sordugumuzda ise, iki kelimelik bir yanit veriyor: “Allah korusun!”  

Kerim Aslan, Suriye ile Türkiye’nin iliskilerinin bozulmasinin Antakya-Suriye arasinda taksicilik yapanlarin durumunu çok kötü etkiledigini anlatiyor. Antakya ile Lazkiye arasinda önceden günde iki sefer yapiyorlarmis, ancak bu iki ülke iliskilerinin gerilmesiyle birlikte ayda 4 sefere düsmüs. Bu siniri asanlara 120 lira ceza kesiyorlarmis. Ayrica her sefer basina kendilerinden belli bir para alindigini da söylüyor. Seferlerin düsmesi, bu yolu kullanarak geçmek isteyenler için de bu geçisleri daha maliyetli hale getirmis. Bu yazi yazilirken Türkiye Hükümeti tarafindan kapatilmis olan bu kapidan son geçenlerden biri olarak biz, durumun normal oldugu döneme kiyasla dört kati fazla bir ödeme yapmak durumunda kaldik.
Yayladigi Sinir Kapisi’na geldigimizde Arap Yazarlar Birligi Lazkiye Baskani Nejdet Zirayka tarafindan davet edildigimizi söylüyoruz ancak gazeteci oldugumuz için Suriye Enformasyon Bakanliginin da izninin gerektigini, aksi takdirde giremeyecegimiz söyleniyor. Ardindan Suriye kökenli meslektasimiz Hüsnü Mahalli’yi ariyoruz. O da Suriye Enformasyon Bakanligi Türkiye Masasi ile görüstükten sonra bizi ariyor. Enformasyon Bakanligi yetkililerinin duruma müdahale etmesi üzerine sinirdan geçmemiz mümkün oluyor.

Suriye’nin en önemli Liman kenti olan Lazkiye’nin 500 bin olan nüfusunun büyük çogunlugunu Arap Alevileri (Nusayriler) olusturuyor. Lazkiye, Besar Esad’in babasi ve ondan önceki Devlet Baskani Hafiz Esad’in da dogdugu kent. Lazkiye’ye girerken, çevresinde iki Suriye bayragi ile Hafiz Esad’in heykelinin bulundugu bir meydandan geçiyoruz. O anda aracimizi durdurup birkaç fotograf alirken yanimiza sivil bir araç yanasiyor. Muhtemelen Suriye’nin MIT’i olan Muhaberat’tanlar. Çevirmenimiz Arap Yazarlar Birligi Baskaninin misafiri oldugumuzu belirttikten sonra sicak bir tebessümde bulunarak ayriliyorlar.
Az sonra, Arap Yazarlar Birligi Lazkiye Baskani ile görüsecegimiz binaya yanasiyoruz. Kapida kalasnikoflu milisler nöbet bekliyor. Kim oldugumuzu belirtirken sonra onlar bizi Arap Yazarlar Birligi Lazkiye Baskani Nejdet Zireyka’nin yanina götürüyorlar.  Yaninda Baas Partisi Kültür ve Enformasyon Lazkiye Müdürü Dr. Haldun El Kassam da var. Burada kisa bir sohbetin ardindan sahil kiyisinda Ebu El Mejid adli bir lokantaya gidiyoruz. 10 yildir faaliyet gösteren sahildeki bu lokanta neredeyse dolu. Geçerken sahilde denize giren insanlar da görüyoruz. Burada pek savasin havasi görülmüyor. Lokantada az sayida üniformali asker de göze çarpsa da çok büyük bölümü sivil. Burasi bizim Kumkapi, Yenikapi sahilindeki lokantalari çagristiriyor. Dr. Haldun El Kassam ayni zamanda eski bir Baas Milletvekili. Söze baslarken, “Ben Müslüman Suriye’nin bir Afganistan olmasini asla kabullenemem” diyor. Doktorasini ABD’de yapmis olan Dr. Haldun El Kassam, Suriye aksani disinda düzgün bir gramerle Ingilizce de konusuyor. “Mustafa Kemal isgale karsi kurtulus savasi verdi, simdi biz de emperyalist ablukaya karsi bir kurtulus savasi veriyoruz” diyor. Türk jetinin düsürülmesinin zaten gergin olan iki ülke iliskilerini daha da sorunlu bir hale getirdigini belirterek bu konudaki görüsünü soruyoruz, söyle diyor: “Biz bu uçagi Türk uçagi düsürüyoruz diye düsürmedik. Komsu Türk halkinin acisini paylasiyoruz ve ölen pilotlar için bassagligi diliyoruz.” Ancak buna ek olarak, Suriye hava sahasinin ihlal edilmesi karsisinda Suriye askerinin de yapmasi gerekeni yaptigini savunuyor. (Lazkiye/EVRENSEL)


ÇIFTÇILER BIRLIGI BASKANI HIKMET HALIL: Suriye’deki gelismeleri Çiftçiler Birligi Lazkiye Baskani Hikmet Halil ile de konustuk. Halil, Suriye’nin 13 ilinde de örgütlü olduklarini dile getiriyor. Demir çelik disinda agir sanayisi neredeyse bulunmayan Suriye’nin ekonomisinde liman ve turizm gelirleri disindaki kalemi, aslinda en büyük kalemi tarim ve hayvancilik olusturuyor. Tarimda turunçgiller basta geliyor, ikinci sirada da zeytin var. Halil, Suriye ile Türkiye arasindaki iliskilerin kötülesmesinden sonra, bundan karsilikli ticaretin ve dolayisiyla üreticiler olarak kendilerinin de etkilendiklerini söylüyor. Hikmet Halil, Türkiye halkini kardes halk olarak gördüklerini dile getirirken, Basbakan Erdogan’in Suriye’ye yönelik son dönem söylemlerini ise tasvip etmedigini özellikle vurguluyor.


LAZKIYE SPOR IL MÜDÜRÜ GUTFAN: Lazkiye’de görüstügümüz isimlerden biri de Lazkiye Spor Il Müdürü Gutfan. Ona da, “Türkiye deyince aklina ne geliyor?” diye soruyoruz, sunlari anlatiyor: “Basbakan Erdogan ile Baskan Esad bir araya gelince öyle bir sempati duyduk ki, sanki bir süre sonra iki ülke arasinda bir birlik olacak gibi düsündük. Biz aslinda bu son gelismelerden bir hayal kirikligina ugradik. Çünkü Basbakan Erdogan ve hükümeti, NATO’nun çizgisinde hareket ediyor. Onlarin yönlendirmesiyle hareket ediyor. Yoksa bizim Türkiye halklariyla bir sorunumuz yok.” Gutfan, Türk uçaginin düsürülmesi hakkinda ise sunlari söylüyor: “Bu bizim için bir nefsi müdafaa idi. Eger Türk hava sahasina da, haber vermeden bir Suriye uçagi girse ve düsse bu da ayni seydir. Bizim gibi Türkiye halki da kendi hava sahalarina izin almadan bir baska ülkenin uçaginin girmesini istemez.”
Gutfan, buna ek olarak, Suriye’nin Türkiye ili sinirinin çok uzun oldugunu ve sinir güvenligini tam anlamiyla saglamanin mümkün olmadigini dile getiriyor ve ekliyor: “Silahli çetelere kamp açma ve onlarin silahli biçimde Suriye’ye sokulmasi kabul edilemez. Bunu yapan Türk halki degildir, ama Türk hükümetidir.”


SENDIKALAR BIRLIGI BASKANI ALI DAVUT: Lazkiye Isçi Sendikalari Birligi Baskani Ali Davut da görüstügümüz isimlerden biri. 18 farkli is kolunda örgütlü olduklarini dile getiren Davut, subelerine üye 220 bin isçisinin bulundugunu söylüyor. Demir çelik, yol, su, belediye, dokuma gibi çesitli sektörlerde örgütlü olduklarini belirten Davut, Suriye genelindeki örgütlü isçi sayisinin ise, 2 milyon 200 bin civarinda oldugunu dile getiriyor.
Davut, sendikal mücadele içinde de muhalefeti dogal bulduklarini, ancak baris mücadele sinirlarinin asilmasina sicak bakmadiklarini söylüyor.
Türkiye halki ile iyi komsuluk iliskilerine büyük önem verdiklerini dile getiren Davut, üyelerinden bazilarinin ülke içindeki çatismalarda “sehit düstügünü” belirterek, kendisiyle yaptigimiz kisa görüsmenin ardindan beraberindekilerle cenaze törenine gidiyor.


MÜHENDISLER BIRLIGI BASKANI AMMAR AL ASSAD: Suriye’de görüstügümüz isimlerden biri de, Mühendisler Birligi Baskani Dr. Ammar Al Assad. Türkiye’deki TMMOB’ye tekabül eden bir örgütün baskani ile görüsmek istedigimizi söyleyince bizi ona götürüyorlar. Dr. Ammar Al Assad, ayni zamanda milletvekili. Assad, Suriye’deki muhalefetin dogal bir halk muhalefeti olmadigini, disaridan güdümlü bir karakteri oldugunu dile getiriyor ve onlari “silahli çeteler” olarak tanimliyor. Suriye’de sorunlarin çözümü için bir süre öncesinden reformlarin devreye sokuldugunu dile getiren Dr. Ammar Al Assad, dis müdahale olmasa sorunlarin daha da kolay çözülebilecegini dile getiriyor. Dis basinin olaylari abartarak halki psikolojik olarak çökertmeye çalistigini savunan Dr. Ammar Al Assad, “Bu savas, birinci sinif bir basin yayin savasidir.” diye de özellikle vurguluyor.
Mühendisler olarak kendilerini halkin bir parçasi olarak gördüklerini dile getiren D. Ammar Al Assad, komsu Türkiye halkinin destegini fazlasiyla önemsediklerini dile getiriyor.
Lazkiye’de yayin yapan bir Gazete (Vahidi) Sorumlusu Yusuf Beluc da, kentte bulundugumuz süre içinde zaman zaman bize eslik ediyor. Lübnan sinirindan sizan silahli gruplarla Türkiye sinirindan Suriye’ye giren silahli gruplara vurgu yapiyor. Suriye içinde Fransiz ve Türk subaylara rastlandigini öne süren Beluc, ‘Yasal olmayan yollardan Suriye’ye giren Türk gazeteciler de vardi’ diye de ekliyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —