19 MAYIS VE ANTIEMPERYALIST OLMAK

19 MAYIS VE ANTIEMPERYALIST OLMAK

1919’un 15 Mayisinda Yunanlilar Izmir’e çikar. Ayni gün Sadrazam Damat Ferit de istifa etmistir. Ve 16 Mayis günü ‘silik mühürlü bir yetkilendirme ve kirik dökük bir vapur olan Bandirma’ ile Mustafa Kemal ve on bes subayi ve iki sifre memuru Istanbul’dan Karadeniz’e açilir.

Yürekleri “ya istiklal ya ölüm” çarparak ve isgal Istanbul’una yasli gözlerle bakarak…

Bandirma Vapuru Karadeniz’in çilgin firtinalarina zar zor dayanir. Sahil boyu agir aksak üç gün ilerlerler. Istanbul’dan ayrilistan üç gün sonra 19 Mayis 1919’da Samsun’a ulasilir. Vapur ahsap iskelenin açiklarina demirler.

Mustafa Kemal ve yedegindeki karargâhi hemen ise koyulur, ‘Kurtulus Savasi’ resmen baslamistir. Baslamistir; düsünülen kurtulus yollarinin, çarelerinin aranacagi, uygulamalarin safha safha kayda geçecegi ve mücadelenin basamak basamak ilerleyecegi, dünya tarihini ve Tarihin emperyalist akisini kökten degistirecek ‘Kutsal Isyan’.

19 Mayis 1919 ayrica, ulusal direnisin ayni çati altinda toplanisinin ve Ulusal kurtulus liderinin Mustafa Kemal olacaginin yedi düvele ilani günüdür.

1935 yilindan bu yana da ‘Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayrami’ olarak kutlana gelir bu özel gün; 19 Mayis…

Kutsal direnis; 15 Mayis 1919’da Izmir’de atilan ilk kursunla sembollesir, 16 Mayis’ta Samsun’a demir alan Bandirma Vapuru ile de ifadesini bulur. 19 Mayis’tan sonra artik geriye dönüs, geri adim atis yoktur. “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz”e kadar sürer inancin zaferi.

Günümüzde; hangi direnisin uyuya kalmisligi yuvarlaniyorsa yuvasiz sabahlara isler biraz karisik. Içi bosaliyor 19 Mayisinda. Postu deldirmemisligin sevinciyle yillanan stadyumlardaki bayram temasasi sil bastan sekillendiriliyor. Karma sikilmalar var orta yerde. Birilerince taçlandirilan-kulelendirilen bayram kleptomanligi kitaplar üzere degil. Degil ama çok dertli bir sira disilik yalnizliga mahkûm ediyor ülkeyi.

Oysa agaçlari ölçülü uzaklikta dursa da direnis odakli ormanda filiz sürmüs bir kere ‘19 Mayis sevdasi’. O yüzden Ulusal yeni uyarlamalar ile çelisir her boyutluluk. Ahali Uyanislarin kucaginda büyümüsken, sonradan uyumus olsa da ve hangi zorlamayla olursa olsun bayramlar ve bayramlik esvaplar güncellense de bir kivilcim yeter dagilmaya.

Yeni resmi dayatmalarcilar unutmamali ki; ilk kursun Karsiyaka’da ve Bandirma Vapuru ilelebet degisime yatkinlik ve yetkinlik çaginda ve mertebesinde dipdiri.

Belleklerde ise o essiz parilti. Silik issiz patirtilara aldirmaksizin dillerde dualar ve mendil islatan sessizlik. Zaten pusula iki sözcükten ibaret; ya istiklal ya ölüm…

Ve kukla kusaklar maalesef 19 Mayis’in antiemperyalist isik çarkindan nasiplenmeyip tatli fesat bir anlayisla gece bekçilerinden medet umar. Oysa tarihin bir yerlerinde gizlidir gerçekler;

“3. Ordu müfettisligi ki; müfettisi bendim. Karargâhimla Samsun’a çikmis bulunuyordum. Dogrudan dogruya emrim altinda olmak üzere iki kolordu vardi. Bu genis yetkinin beni Istanbul’dan sürmek ve uzaklastirmak gayesiyle Anadolu’ya gönderenler tarafindan bana nasil verilmis oldugu garibinize gidebilir. Hemen ifade etmeliyim ki, onlar bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler.

Ben bu görevin yerine getirilmesinin bir makam ve yetki sahibi olmaya bagli bulundugunu ileri sürdüm. Bunda hiçbir sakinca görmediler.

O tarihte genelkurmayda bulunan ve benim amacimi bir dereceye kadar sezmis olan kimselerle görüstüm. Müfettislik görevini buldular. Yetki konusuyla ilgili talimati da ben yazdirdim.

Hatta Harbiye Naziri bu talimati okuduktan sonra, imzalamaya çekinmis anlasilir anlasilmaz bir biçimde mühürlemistir…”

“19 Mayis 1919 ruhu” Enva-i çesit ruhlar ve Ruh uzmanlari çagi yasayan su memlekette daha nice mühür açar…