Tarih: 01.01.2018 00:00

Mehmet Agar nasil kurtarildi!

Facebook Twitter Linked-in

1960 yilina kadar Türkiye ligi yoktu, Istanbul ligi vardi. Ben bu ligin takimlarindan olan Vefa’liydim. Agabeyim Can, Galatasaray’liydi, sonra Besiktas’a döndü. Ligde, Kasimpasa, Beykoz, Rumlarin agirlikta oldugu Beyogluspor gibi semt takimlarinin yani sira, Emniyet teskilatinin takimi olan Emniyet ve Adliyenin takimi, Adalet gibi takimlar da bulunuyordu. Istanbulspor, Istanbul Lisesi’nin takimiydi. “Üç büyükler” denilen Galatasaray, Fenerbahçe ve Besiktas da köken olarak semt ya da okul takimlariydi ama artik onlar büyümüs, dolayisiyla insanliktan çikmislardi.

Agabeyimle ben, nerede zayif takim varsa (galiba Besiktas’a dönmesinin deneni de Galatasaray ve Fenerbahçe karsisinda bu takimi ezik bulmasiydi) onu desteklerdik. En gicik oldugumuz takim, durmadan sampiyon olan Fenerbahçe ve kapali tribünlerde ve numaralida yer alan Galatasaray Liseli seçkin taraftarlara sahip olan Galatasaray’di. Sari-beyaz renkli Emniyet’e de zayif bir takim oldugu için sempati duyardik ama sonradan siyasi bilincimize paralel olarak, bu polis takimina destek vermez olduk.

Neyse, bu nostaljik girisi neden yaptim dersiniz? “Adalet” sözcügünü ilk kez bu takimla birlikte duydugumu anlatmak için elbette. Bir de, yakin akrabalarimizdan bir Adalet hanim vardi. Platin gibi beyaz saçlariyla ve ayagindan çikarmadigi spor ayakkabilariyla çok sempatik bir hanimefendiydi. Bir türlü evlendiremedigi oglu, yargiçti. O zamanin Ankara’sini sabah sabah yürüyerek arsinlar ve gelip anneannemde bir kusluk vakti kahvesi içerdi. Bu arada da anneanneme “söyle eli yüzü düzgün bir kiz” taniyip tanimadigini sormayi ihmal etmezdi. Oglunu evlendirmekti bütün derdi.

Sonraki yillarda isim olarak adaletle degil de adaletin kendisiyle karsilasmam hiç mümkün olmadi. Yillar yili, arkalarindaki duvarda “Adalet Mülkün Temelidir” yazan yargiçlar tarafindan yargilandim. Onlarin adalet anlayisina göre, toplanti ve gösteri yürüyüsleri kanununa aykiri hareket etmekten 6 aylik tecil edilen cezalar aldim. 12 Mart döneminin sonunda da 15 yil. Neyse ki o sirada af çikmisti da, 3 yil yattigimla kurtardim. Devletin “adaleti”, devrimcilerin örgütlenmesine hos nazarlarla bakmiyordu.

Gerçek adaletin devletin “adalet” kurumlarindan bagimsiz bir sey oldugunu, hatta onlardan ne kadar bagimsizsa ancak o zaman adaletten söz edilebilecegini kavramakta gecikmedim. Devletle adalet sözcüklerinin bir arada bulunmasi mümkün degildi.

Simdi gelelim devletin son “adalet” uygulamalarina. Bazi arkadaslar, Mehmet Agar’in 5 yil ceza almasina ve hakkinda yakalama emri çikarilmasina seviniyorlar. Benim birkaç yil önce yazdigim “Mehmet Agar Neden Tutuklanmayacak?” yazimi göstererek yanildigimi kabul etmemi istiyorlar.

Elbette, seve seve kabul ederim yanildigimi. Otobiyografilerimi okuyanlar bilirler, yanilgilarimi ve yanlislarimi saklamayi, mazeretler bulmayi hiç sevmem. Keske gerçekten adalet yerini bulsaydi da ben de yanilmis olsaydim. Ama durum öyle degil.

Mehmet Agar olayi tam bir devlet aldatmacasidir. Mehmet Agar, Susurluk çetesinin en önde gelen elemanlarindan biridir; çok sayida faili meçhul cinayetin fiili örgütleyicisidir. Bu, Ayhan Çarkin basta olmak üzere, verilen çok sayida ifadeyle tekrar ve tekrar ortaya çikmistir.

Buna ragmen, devletin ve AKP iktidarinin fiili himayesi altinda olan Mehmet Agar’a dokunulmamis, hakkinda yeni bir dava açilmamis, aslinda derhal tutuklanmasi gerekirken israrla himaye edilmis, unutturulmaya çalisilmis, sadece Susurluk döneminde açilmis küçük bir davayla yetinilmistir. Aslinda Mehmet Agar hakkinda açilan bu dava, onu suçlamaktan çok koruma amaçliydi. Dostlar alisveriste görsün kabilinden bir yargilama yapilacak, çok fazla göze batmamasi saglanacak, olabilecek en az ceza verilecek ve iki yil yattiktan sonra hakkindaki her seyin üstü kapatilacakti.

Net bir sekilde tespit etmek gerekir: Mehmet Agar’in bugünkü TC. yasalari çerçevesindeki cezasi agirlastirilmis müebbettir, hiç lami cimi yok. Topragin altinda “yüzlerce kefensiz yatan”dan dogrudan dogruya sorumludur. Devletin gizli çete örgütlenmesinin basidir. Kürtlere karsi girisilen gayrinizami savasin fiili örgütleyicisidir vb. vb.

Bu kadar agir suçlari olan birisine 5 yil ceza verilmistir. Sonuçta, davanin açildigi zamanki infaz yasasina uygun olarak sadece 2 yil yatacaktir; tabii ki olabilecek en iyi ve ayricalikli kosullarda. Bugün F tipi cezaevlerinde binlerce devrimci büyük acilar çekiyor. Hem de birçogu sudan nedenlerle agir cezalara mahkûm edilerek. Cezasini tamamlayip disari çikmis böyle binlerce devrimci var. Bu insanlarin çektikleriyle Mehmet Agar’in 2 yillik otel istirahatini bir karsilastirin bakalim.

Öte yandan, Ergenekon vb. gibi davalardan yargilanip, F tiplerinde eza çeken devrimcilere göre Silivri’de nispeten daha rahat kosullarda yatanlarla Mehmet Agar’in durumunu karsilastirdigimizda da adaletten söz edemeyiz. Çogu, normalde TC. yasalarina göre hiçbir suç islemedikleri halde, sirf siyasi nedenlerle yillardir hapis yatmaktadirlar. Bir kisminin tutukluluk süresi 5 yili geçmis durumda. Nerede gerçek suçlu Mehmet Agar’in, sadece 2 yilini yatacagi 5 yillik cezasi, nerede bu insanlarin, daha hüküm bile giymeden 5 yildir yatiyor olmalari. Bu mudur adalet?

Gerçekten hayret ediyorum, bazi liberallerimize ve solcularimiza. Oltaya gelmeye ne kadar da tesneler. Sözde 12 Eylül yargilamasiyla nasil da gevsediler. Mahkemenin müdahillik taleplerini reddetmesi akillarini baslarina getirir mi, bilmiyorum.

Yargilamalar konusunda son günlerde iki güzel yazi okudum. Biri, Demir Küçükaydin’in, “Teori ve Politika (12 Eylülcülerin ve Digerlerinin Yargilanmasi Karsisindaki Tavirlar Üzerine)” yazisi. Digeri ise, Can Baskent’in, Yayin Kolektifi’ne gönderilmis, “Iti Kurda Kirdirmak” yazisi. Her iki yazinin perspektifindeki saglamlik bir yana, Demir Küçükaydin’in Deniz Gezmis’le ilgili aktardigi bir ani gerçekten çok degerli. Orada anlatilanlar, adaletin, devletin temeli olarak degil, çarpan tertemiz, genç bir yüregin eseri olarak gerçeklesebilecegini çok iyi anlatiyor.

Adalet takimi yok artik. Adalet hanim çoktan öldü. Deniz Gezmis’i ise, adaletin temeli oldugu söylenen devlet idam etti. Bu 6 Mayis’ta tam 40 yil olacak.


Gün Zileli/gunzileli.com



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —