Merdivenalti akademisyenlik

"Biz 50-d’li asistanlar, kelebek misaliyiz. Yarin bir gün ‘hadi git’ deseler, yapacak bir seyimiz yok"

Bu sözler, Istanbul Üniversitesinde 50-d statüsünde çalisan ve daha önce YÖK yasasi taslagiyla ilgili ögrencilere bilgi verdigi için hakkinda sorusturma açilan Aras. Gör. Cemil Ozansü’ye ait. Ozansü, Istanbul Üniversitesi (IÜ) Genç Demokrat Hukukçular Kulübünün önceki gün ‘YÖK taslagini tartisiyoruz’ diyerek düzenledigi panelde konustu. Ayni zamanda IÜ asistan temsilcisi de olan Cemil Ozansü, Yeni YÖK taslagiyla birlikte tüm akademisyenleri bekleyen gelecege de dikkat çekmis oldu: “Kelebek misali hayatlar, merdiven alti akademisyenlik”

MERDIVEN ALTI AKADEMISYEN GELIYOR

Taslagi hukuki açidan vasifsiz olarak degerlendiren Ozansü, akademisyenleri bekleyen durumu da söyle ifade etti: “YÖK’e bildirmeden merdiven alti akademisyen çalistirilacak”

Taslagin anayasaya da aykirilik tasidigini belirten Ozansü, “Yüksek Ögretim Kurumu bir yasa açiklamiyor. Bir hedef ve siyasi program açikliyor” dedi.

Panelin moderatörlügünü yapan Doç. Dr. Sevtap Metin de Yeni YÖK taslaginin baska bir yanina dikkat çekti: “Böyle bir tasarinin amaç kisminda deger yargilari yer aliyor. ‘Gelisen demokrasimiz, ülkemizin rekabet gücünün artmasi ve küresel entegrasyonumuz geregi’ gibi kelimeler var. Bunlar bize tartisilmaz degerler gibi sunulmus.”

AKADEMIK KAPITALIZM

Panelde ögrencilerle bulusan bir diger isim Prof. Dr. Nese Özgen oldu. Türkiye’de arastirma Özgürlügü Uluslararasi Çalisma Grubunun (GIT Türkiye) üyesi olan Özgen, hukuk ögrencilerini “akademik kapitalizm” kavramiyla tanistirdi. Üniversitelerin teknolojiyle tarif edilecegini ve akademinin temel görevinin pazari genisletmeye yardim oldugunu ifade eden Özgen, akademinin gündemine su kavramlarin girecegini söyledi: “Girisimcilik dersleri, kariyer günleri, staj yoluyla ögrencilerin sigortasiz çalistirilmasi, sürekli programlar ve bu programlarin pazarin ihtiyacina göre belirlenmesi, sponsorlu dersler, taseron hocalar, ihtiyaca göre sürekli açilip kapatilan dersler ve bu dersler için disaridan kiralanan hocalar.”

Özgen, konusmasini bu tabloya karsi mücadele etmek için yeni alanlarin yaratilmasi gerektigini söyleyerek bitirdi. Panelin sonunda söz alan ögrenciler ise, Özgen’in açtigi ‘yeni’ tartismasini sürdüreceklerini söylediler.

‘AKADEMISYENLERIN IKI SEÇENEGI VAR’

ISTANBUL Üniversitesi’ndeki panelde “Akademi Susmayacak Platformu” adina konusan Marmara Üniversitesinden Yrd. Doç. Özgür Müftüoglu, “Üniversitedeki baskilarin tarihsel bir özgünlügü var. Bu asil olarak bilimsel düsünceye bir baskidir. Sistem bilim insanlarini baski altina alarak iktidarini garanti etmek istiyor” dedi. Toplum ve doga yararina üretilen bilginin toplumla paylasilmasinin suç olarak görüldügünü söyleyerek, akademisyenlerin önünde iki seçenek oldugunu dile getirdi: “Ya korkup, sinmek ve odalara kapanmak. Yani bilimi satarak, sermayenin istedigi bilimi üretmek. Ya da örgütlenerek mücadele etmek”  (Istanbul/EVRENSEL)

SAKARYA’DA DA TARTISILDI

SAKARYA Üniversitesinde akademisyen ve ögrenciler yeni YÖK Yasasi Taslagi’ni tartisti. “Bunlar yoksa üniversite YÖK’tür” panelinde konusan Egitim Sen Genel Baskani Ünsal Yildiz, “Kamusal hizmetlere olan kaynaklar giderek azaltildi” dedi. Egitim Sen Uzmani Ilker Akçasay da YÖK’ün 12 Eylül savas cuntasinin kendi amaçlarini yürütmek istedigi üniversitelerin kontrolleri altina almak amaçli kuruldugunu hatirlatarak, “Dün YÖK’e karsi olanlar bugün bal tutan parmak misali birakmiyorlar” diye konustu. (Sakarya/EVRENSEL)