Mersin Limani’nda isten atilan isçilerin direnisi 32. gününde kararlilikla sürüyor. Direnisin basladigi ilk günde oldugu gibi TOMA’lar ve çevik kuvvet yiginagi da sürüyor.
Diger yandan MIP müdürlerinin liman içinde çalisan isçilere sendikadan istifa etmeleri yönündeki baskilari devam ediyor. Müdürler istifa baskisina direnen isçileri isten atmakla tehdit ediyor. Limanda vardiya çikislarinda direnisteki isçilere destek olmak için liman içinde yürüyüs yapan isçilere özel güvenlik barikati artarak devam ediyor. Kapida atilan isçilerle bulusan isçilerin kapiya 50 metre kala özel güvenlik barikatiyla önleri kesiliyor. Buna ragmen her sabah ve aksam saatlerinde vardiya çikisinda isçiler yürüyüslerine devam ediyor. Isçi esleri iseçocuklariyla beraber eslerinin yanindan ayrilmiyor.
Direnisin basindan bu yana liman önünde yapilan çevik kuvvet yiginagi Mersin’deki sendika ve meslek örgütlerinin de dikkatini çekerken bu konuda valiyle görüsme karari alindi. Sabahtan aksama kadar liman kapisinda yiginak yapan polislerin ihtiyaçlari MIP tarafindan karsilaniyor. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Yürütmesi adina açiklama yapan Adil Alaybeyoglu valinin tarafsiz olmasini istediklerini belirterek, “Bu kentin valisi ayni zamanda buradaki isçilerin de valisidir. Bu kadar baski olmaz. Vali, sermayeden yana olmak yerine halkin valisi olmali. Buradaki polis yiginagi derhal kaldirilmalidir” dedi.
DAYANISMA ZIYARETLERI SÜRÜYOR
Liman-Is Sendikasi Genel Baskani Önder Avci’nin da direnis çadirinda isçilerle beraber bekledigi direnise dayanisma ve destek büyüyerek devam ediyor. Isçileri Mersin Üniversitesi ögrencileri, Halklarin Demokratik Kongresi ve Emek Partisi Yenisehir ilçe örgütü ve CHP ziyaret etti. Oldukça coskulu geçen ziyaretlerde isçiler gelen ziyaretçilerle halaya duruyor, sloganlar ortaklasiyor, direnisin basarisina olan inanç büyüyor. Ziyarette konusan Liman-Is Genel Baskani Önder Avci mücadelenin er ya da geç basariya ulasacagini belirterek “Fabrikalarda, alanlarda bizler birlikte oldukça basari en sonunda isçilerin olacaktir” dedi. Avci ayrica sendikalarinin 15 yil önce baskanlik yapan kisi nedeniyle basildigini hatirlatarak Ankara’da orta oyunu sahnelendigini, bunu siddetle kinadiklarini belirtti. (Mersin/EVRENSEL)
`MERSIN LIMAN ISÇISI SERMAYEYE HAYKIRIYOR`
Önder Avci*
Liman-Is Sendikasi ile Mersin Uluslararasi Liman Isletmeciligi A.S. (MIP) isvereni arasinda 11 Ocak 2013 tarihinde baslayan toplu is sözlesmesi görüsmelerinde yasal süresi içinde anlasma saglanamadigi için 1 Mart 2013 tarihinde uyusmazlik tutanagi tutuldu ve arabulucu süreci basladi.
MIP yönetimi bu sürecin istedigi gibi gitmeyecegini anlayinca, süreci provoke etmek adina isçileri en hassas noktalarindan vurdu. Ekmeklerini ellerinden alinacagi imasiyla ve liman isçilerinin tepki gösterecegini bile bile taseron isçilerini limana sokmaya çalisti.
Sözlesme görüsmelerinin tikanmasi ve uyusmazligin gündeme gelmesiyle birlikte sendikal örgütlülüge karsi art niyetli durusunu çekinmeden netlestiren MIP isvereni, kendi isçileri bos dururken taseron isçisi çalistirma hazirliklarini adeta saman altindan su yürüterek tamamladi. 24 Subat 2013 günü çalisanlara ve Sendika yetkililerine hiçbir bilgi vermeden taseron ATAPOL firmasina ait is makinalarini, kamyonlari ve sigorta girisleri yapilarak liman giris izinleri çikartilmis taseron isçilerini tasiyan otobüsleri bir oldubittiye getirerek limana sokmak ve isbasi yaptirmak istedi.
MIP isvereninin çalisma barisini alenen bozmaya yönelik bu dayatmaci girisimi, basta sendika üyesi içiler olmak üzere tüm MIP çalisanlari tarafindan tepkiyle karsilandi. Islerinin ve ekmeklerinin ellerinden alinacagindan endise duyan MIP isçileri, demokratik haklari çerçevesinde dogal tepkilerini ortaya koymaya, seslerini isverene duyurmaya çalistilar. Isverenin bir açiklama yapmasini talep eden liman çalisanlari, liman kapilarini tutarak taseron isçilerinin ve is makinalarinin limana girisini engellediler.
Ancak MIP isvereni, ekmek kaygisina düsmüs isçilerin bu olagan tepkilerini de yine sendikal örgütlülüge darbe firsatina dönüstürdü. Isverenden mantikli bir açiklama bekleyen çalisanlarin tepkileri isveren tarafindan abartili bir tanimla “saldiri” olarak nitelenerek, kendi planli saldirilarini gerçeklestirmek için aranan bahane olarak kullanildi. Devletin resmi görevlilerinin yaninda “kimseye zarar gelmeyecek, yeni bir sayfa açiyoruz” dedikten bir hafta sonra sendikali isçilerden bazilarinin ekmekleri ellerinden alindi. Aralarinda Sendika isyeri temsilcisinin de bulundugu 22 sendikali isçinin sözlesmeleri ihbar ve kidem tazminatlari ödenmeden feshedildi.
Hemen ardindan MIP’nin taseronu olan Ugursan firmasinda çalisan 8 Sendikali isçi de ayni sekilde isten atildi ve isten atilanlarin sayisi 30’a ulasti. Hizini alamayan isveren, bu hafta içerisinde de içlerinde isyeri sendika bas temsilcisinin de oldugu 4 isçinin daha ekmegini elinden aldi.
Isverenin bu firsati uzun süredir kolladigi, gerek toplu is sözlesmesi görüsmelerinde gelinen Resmi Arabulucu safhasinda dahi uzlasma adina olumlu bir adim atmamasindan, gerekse baski ve tehditlerini giderek arttirip haksiz tutumunu isçi kiyimina dönüstürmesinden anlasiliyor. Yasanan bütün bu tatsizliklara ve gerginliklere ragmen, haksizliklarin giderilmesi için Liman-Is Sendikasi’nin gösterdigi tüm iyi niyetli çaba ve yaklasimlara ragmen, isveren en ufak bir uzlasma gayreti göstermedigi gibi, çalisanlara yönelik baskici tavrini sürdürecegini de açikça belli ediyor. Sudan gerekçelerle ve keyfi bir sekilde tutanaklar tutuluyor ve isçiler sindirilmeye çalisiliyor. Simdiden yaklasik 100 kisi hakkinda tutanak tutuldugu tespit edildi.
Isten atilan 34 Liman-Is Sendikasi üyesi isçi, Liman A kapisinda “Direnis Çadiri” kurdu. Vardiya degisimlerinde içeri giren ve disari çikan isçiler arkadaslarina destek veriyorlar. Bu süreçte Direnis Çadirina hem siyasi partilerden hem diger sivil toplum örgütlerinden destek gelmis ve gelmeye de devam ediyor. Özellikle Mersin Üniversitesi ögrencilerinin verdigi destek de dikkat çekicidir.
Bu desteklerin yaninda isverenin de baskilarini arttirmak adina bos durmadigi görülüyor. MIP isvereninin saldirilari hala hiz kesmeden devam ediyor. Geçtigimiz hafta içinde isçiler bir yandan tutulan tutanaklarla korkutularak, diger yandan da çesitli vaatlerle kandirilmaya çalisilarak sendikadan istifaya zorlandilar.
Bütün bu süreçte isverenin bu hamleleri bekleniyordu. Bu hamleler, liman isçisini ve sendika yetkililerini pek sasirtmadi. Bu süreçte dikkat çeken ilginç durum, valiligin ve emniyetin tutumu oldu. Simdiye kadar örnegi pek görülmemis bir sekilde polis destegi ve Toma’larla Mersin limani kendi öz evlatlarina karsi korunuyor. Bu koruma ne adina yapiliyor? Polis ulusal ve uluslararasi sermayenin magdur ettigi 34 isçiyi mi korumali, yoksa isçiye karsi baskici politikalarini arttiran sermayeyi mi? Valiligin ne yapmak istedigini anlamak mümkün degil.
Isveren ile polis arasinda bir iliskinin oldugunu söylemek istemiyoruz ama, görüntü farkli sorulari da akillara getirmiyor degil. Polislerin yiyecek ve içeceklerinin isveren tarafindan karsilandigi iddialari ve bu iddialari dogrulayan görüntülerin izlenmesi, Mersin limaninda isçinin bu süreçteki mücadelesinin sadece sermaye ile olmadigini, mücadelenin farkli aktörlerce yürütüldügü gerçegini de ortaya çikariyor. Bu isçilerin vergileri ile finanse edilen bir teskilatin, isçiye terörist ya da illegal örgüt muamelesi yapmasi anlasilir sey degil.
Valilik ve emniyet, gerekli açiklamayi yapmali ve isçi ile isveren arasindaki iliskileri kendi yasal mecrasina terk etmelidir. Hukuk devletinin valisine ve emniyet güçlerine yakisan da bu olur. Hukuk devleti ve kurumlarinin görevi, güçsüzü güçlüye; vatandasi devlete karsi korumaktir. Görünen o ki devletin yetkili kurumlari, hukuk devletinin ne oldugu ile ilgili bir anlam kargasasi yasamaktadirlar. Mersin limaninda mücadele edilen sermayenin özellikle dünyanin önemli ve güçlü ulusötesi sirketlerinden Singapur kökenli PSA olmasi, bir baska dikkat çekici noktadir. Bu tür sirketlerin çalisanlarini baskilamak ve ezmek, sendikal örgütlülügü yikmak adina hiçbir kural tanimadiklari ve her yolu çekinmeden kullanabilecekleri de bilinmektedir.
Ülkemizin yetkili kurumlarinin, özellikle kolluk güçlerinin bu tür iliskilere girdiginin imasi bile toplumu dehsete düsürür. Bu nedenle kolluk güçlerinin isçi isveren arasindan çekilmesinin toplum adina daha hayirli olacagi kanisindayiz.
*Liman-Is Genel Baskani