Mersin Limani`nda Iskence!

Mersin Limani`nda Iskence!

Mersin Liman isçilerinin direnisi 35. gününde zaferle sonuçlandi.

Mersin Liman isçilerinin direnisi 35. gününde zaferle sonuçlandi. Daha önce sayisiz direnise katilan, örgütlü gücüne ve biriktirdigi mücadele deneyimine güvenen limanin muzaffer isçilerinin direnisi 35 gün boyunca sayisiz yöntemle kirilmak istendi. Bunlarin arasinda isçileri aç ve susuz birakmak da vardi. Öyle ki baskilar iskenceye dönüstü. Bir isçi dövülerek hastanelik edildi. Polis, limanda topyekün is birakilan son 3 günde, 95 metre yükseklikteki vinçleri isgal eden isçilere yemek ve su verilmesini engelledi. Kaçak isçi çalistirilmasina eslik etti ve yakaladigi isçilere siddet uyguladi.

Atilan 34 isçinin geri alinmasi için direnise geçen 70 liman isçisi günlerce 95 metrelik vinçlerin üzerinde bekledi. Polis ve özel güvenlikçiler ise vinç üzerindeki isçilere yemek ve su verilmesini engelledi. Isçiler önceki gün polisleri atlatarak arkadaslari için vincin altina yemek koydu. Bu yemekleri almak için asagiya inen Serdar Altun polisleri görünce yeniden yukari tirmanmaya basladi. 8 metre yüksekten polis tarafindan asagiya düsürülen Altun’un daha sonra da dövülerek hastanelik edildigi ve hastaneye götürülüp, “Mitinge katilmis yolda bulduk” denilip birakildigi iddia edildi.

Serdar Altun gazetemize yaptigi açiklamada, “Vincin asagi kisim kenarina konan yemegi almak için vinçten asagiya inerken polis ve liman içerisindeki özel güvenlik elemanlari bana dogru kosmaya basladi. Onlari görünce tekrar vince dogru tirmanmaya basladim. Asagidan çekilerek düsürüldüm. Bu arada bayginlik geçirmisim. Kendime geldigimde hastanedeydim.
Oradan düsürülmem ile bu kadar çok yaralanmam mümkün degil. Yasananlarla ilgili cumhuriyet savciligina suç duyurusunda bulunacagim” dedi.

`ISÇI DEGIL` YALANINA TEPKI

Serdar Altun’un abisi ve isten atilan 34 isçiden birisi olan Hikmet Altun, “Bunlarda insanlik adina hiçbir sey kalmadigini bir kez daha gördüm. Ayaklarindan çekerek kardesimi düsürdüler ve hastanede kayitlara mitingden getirilen biri olarak geçirdiler. Is kimligi dahi üstünde yoktu. Biz duyar duymaz hastaneye gittik kardesimin hangi hastanede oldugunu hastane hastane dolasarak ögrendik. Kardesim MIP’nin kadrolu isçisidir. Liman isçisi degil demek vicdansizliktir. Hukuki tüm haklarimizi sonuna kadar kullanacagiz” dedi.

Öte yandan isçilerin zaferi günlerdir miting alani gibi olan limani bu kez bayram yerine çevirdi. Vinçleri isgal eden isçiler asagi indiginde "Bu liman sizinle gurur duyuyor" sloganlariyla karsilandi. Direnisin zaferle sonuçlanmasinda önemli rol oynayan vinçteki isçiler için is arkadaslari söyle konustu:

AKLIMIZDA ONLAR VARDI

Liman isçisi Müslüm Atas: Vinçteki arkadaslar aç susuz bekledi. Biz liman önündeki isçilerin cani gitti, su içerken yemek yerken aklimizda hep onlar vardi. Isveren toplusözlesmeye yanasmayarak kâr ettigini sandi, iki günlük zarari ise 15 trilyonu geçmis.

Liman isçisi Battal Yalçin: Yemegi bir sekilde ulastirmaya çalistik. Su an arkadaslarimizla iletisimimiz sarjlari bitmek üzere oldugundan kisa süre sonra kesilecek. Mersin polisinin bu kadar güvenlik önlemi almasi anlasilir degil. TOMA ve çevik kuvvet günün her saati buradalar tüm giderleri MIP karsiliyor herhalde. Ama yilmadik ve direnisimiz basarana kadar sürdü.


PATRONU DIZE GETIRDILER

*Dün sabah MIP patron temsilcisi ile Liman Is Genel Baskani Önder Avci görüstü. Anlasma saglanamadi. Ögleden sonra bir kez daha yapilan görüsme sonucu 34 isçinin tamami ise geri döndü. Atapol taseronu limandan çikarildi.

*Taseron sirketin attigi 8 isçi hemen ise baslayacak. 26 isçinin de sigorta primi ve maaslari ödenerek en geç 2 ay içinde ise alinacagi ögrenildi.

DAHA ÖNCE DE KAZANMISLARDI

*Mersin liman isçileri daha önce birçok kez direnise geçti. Özellestirme sonrasi ilk olarak TÜMTIS Sendikasina üye olan AKANSEL isçileri 2009 yilinda 6 ay boyunca yaptiklari direnis sonucu islerine sendikali olarak dönmüslerdi.

*Daha sonra Ugursan firmasinda çalisan isçiler Liman-Is sendikasinda örgütlendi. Ama onlar da isten çikarildi ve direnise geçti. Ugursan’da Liman-Is’e üye olan 28 isçi bir yila yakindir direnisini sürdürdü ve kazandi.

*2012 yilinin mayis ayinda Mersin Limaninda taseron-kadrolu isçi, sendikali-sendikasiz demeden 1400 isçi sorunlarinin çözülmesi için is birakti, limanda hayat durdu. Isçilerin eylemi sürerken liman patronlari isçilerin taleplerini kabul etti. Isçiler, 770 TL olan maaslarini 1000 TL’ye çikardi.

Emek Partisi GYK üyesi Halil Imrek, isçilerin sendikalasmayi direnis ve grevler üzerinden insa ettigini vurgulayarak sunlari dile getiriyor:

ISÇILER TEK YÜREK OLDU

"Isçilerin bu direnis ve is birakmalar üzerinden insa ettikleri sendikali örgütlenme çabasi, patronlarin sendikasiz bir sömürü düzeni kurma hedefleri ile çatisiyor. Onun için isten atmalarla, ileri, öncü isçileri kapi disi ederek bu hedeflerine varmaya çalisiyorlar.

Fakat liman patronlarinin bu seferki saldirisi daha çetindi. Onun için liman patronlari 34 öncü isçiyi isten atti. Is kolu yasasindaki degisiklik sonucu limanda çalisan isçilerin hepsi bugün Liman-Is üyesi. Mersin Limaninda 2 bin kadar isçi çalisiyor ve Liman-Is 1455 isçi ile TIS masasina oturuyor. Limanda iki üç gündür hayat durmustu. Sadece sendikali olanlar degil taseron isçiler de is birakmaya katildi. 1600–1700 isçi is yavaslatti, is birakti, liman içinde yürüyüs yapti, önüne konulan polis barikatini asti. Gözaltina alindi. Ama isçiler yilmadi.

Disarisi, içerisi yok, kapida bekleyen ve içeride olan ayrimi yoktu. Isçiler tek yürekti. Liman isçilerinin bu davayi anlatmasi gereken ve birlesmesi zorunlu bir halk vardi. Bunun farkindalardi…

Direnislerine katilan herkesi bagirlarina bastilar. Yeter ki birileri kendileri ile ilgili en ufak bir sey yapsin onu kendi isi olarak gördüler. Emek Partisinin isçilerin direnisini anlatan bildirilerini kendilerinin bildirisi olarak alip çogaltti ve dagittilar. Onlarin ayrimi direnisin yaninda misin, liman isçilerini mi destekliyorsun, yoksa liman patronlarini mi? Kendilerinin yanina gelenleri böyle ölçtüler. Direnisin kazanimi için sarf edilen sözleri dinlediler.

Liman isçileri, direnislerini görmeyen boyali basina, yazinca da yalan yanlis anlatan gazetelere, televizyonlara da tepkiliydi. “Bizim sesimizi, Evrensel gazetesi, Hayat Televizyonu veriyor, bizim de gazetemiz ve televizyonumuz var” diyorlardi.

Isçilerin birligine zarar verecek, direnisi zayiflatacak eylem ve önerilere itiraz ettiler. Çünkü her seyi hayatin ve direnisin içinde sinadilar." (Mersin/EVRENSEL)