Metal isçilerinin birlesik gücü sarsiyor

Metal isçilerinin birlesik gücü sarsiyor

15 bin metal isçisi salteri indirdi. Tofas, Renault,Mako gibi bir

 15 bin metal isçisi salteri indirdi. Tofas, Renault,Mako,Ford Otosan, Valeo, Delphi ve Ototrim gibi bir çok otomotiv ve otomotiv sektörüne yedek parça üreten fabrikalarda üretimi durdurdu.

Bir Gezi Parki büyüklügünde, bir Gezi Parki eylemi etkisi gösteriyor!

Daha önce Birlesik Metal-Is Sendikasi - metal isçilerinin grevi Bakanlar Kurulu karariyla ertelenmisti.
Türkiye`nin en büyük ihracat kalemi (22 milyar dolar)otomotiv sektörü sarsildi. Avrupa`ya siçrayacagindan da korkuluyor. Korku simdiden daglari sardi.
Türkiye`de otomotiv ana sanayisinde 50 bin, yan sanayisinde ise 250 bin isçi çalisiyor.

Avrupalilar `Bu grevin iyi okunmasini` istiyorlar.
Anlasma saglanamaz ise kaosa yol açacagindan ve
`Türkiye’de isçilerin sendikasiz bu büyüklükte eylem yapmalarini dikkat çekici` oldugu söylüyorlar. Renault Fransa merkezi Türkiyedeki üretimini gözden geçirmekle tehdit etti. Orada sendika seçmek serbest ama söz konusu Türkiye olunca yasak! 
Isçilerin en önemli istekleri arasinda `Türk Metal Sendikasi’nin fabrikalardan çikarilmasi ve ücret dengesizliginin giderilmesi` var.
Isçiler sendikasizlasmayi degil, Türk Metal Sendikasi`ni istemiyor.
Neden?
Isçilerin açiklamalarindan anlasilacagi üzere:
Türk Metal Sendikasi öyle bildiginiz bir siradan sendika degil.
Adeta bir holding! Koç gibi, Sabanci gibi... Tam bir imparatorluk! Tesis ve arazi zengini!
Eski baskani Mustafa Özbek, Ergenekon Davasi`ndan yargilandi.
Bu nedenle patron örgütü MESS ile tam bir duygudaslik içinde! Tipik bir sari sendikacilik örnegi...
Patronlarin ve özellikle MESS`in sevdigi, asla vazgeçemedigi bir sendika! Patronlar 80`de metal isçilerine zorla Türk Metal Sendikasini dayatip, üye yapti.
Isçilere yanacilasmis!
Çünkü yaptigi sendikacilik degil. Görevi, patronun hazirladigi toplu sözlesmeyi isçilere kabul ettirmek.
Türk Metal`in isyerlerindeki görevlileri tam bir patron gibi çalisiyor.
Isçileri isten atiyor.
Karsi çikanlar tehdit ediliyor, dövülüyor...
Türk Metal Sendikasi Baskani Pevrul Kavlak, eyleme son verilmedigi takdirde isverenin ‘Tazminatsiz isten atma hakki’na sahip oldugunu söylüyor.
Ikincisi...
Onbinlerce isçiden kesilen aidatlarin nereye gittiginin hesabi yok! Ne yapiliyor?
Isçiler Türk Metal`in hiçbir tesis,nden faydalanamadiklarini söylüyorlar.
 
Isçinin isyani 2 TL için!
Isçiler ortalama 1200-1300 Tl ücret aliyor ve çogu borçlu!
Patronlar ise 2 TL vermemek için günlük 175 milyonluk kaybi göze aliyorlar.
 
Isçiler isyan ediyor: Az isçi, çok üretim!
 
 
`Bir dakikada bir araç üretiyoruz, su içmeye firsat bulamiyoruz! Herkes bel fitigi!`
`Isçilerin üç talebi var. 1) Isten kimse atilmayacak. 2) Patron sendikayla degil isçilerin temsilcileriyle masaya oturacak. Ve tümünün hareket noktasi olarak 3) Bosch isçileriyle imzalanan sözlesmedeki haklar…`
Patronlarin sendika örgütü MEES ise isçilerin taleplerinin haksiz oldugunu söylüyor, grevdeki patronlara baski yapiyor. Fakat haksizlikla suçlanan isçiler hep kaybediyor, her ne hikmet ise hep patronlar kazaniyor.
Patronlar dakika da 8 bin TL isçiler ise bunun sadece 160 TL`sini istiyor! Patron bir birim için isçinin 50 katini kazaniyor ve isçileri haksizlikla suçluyor.
“Bosch’la yapilan sözlesmede maaslarimiz arasinda saat ücreti olarak ortalama 2 lira fark olustu. Saati 6 liraya çalisan isçi için 2 lira büyük rakam.”
Ama..
Türk Metal Sendikasi`na soracak olursaniz çok iyi sendikacilik yapiyor.
Patronlarla ayni dili kullanarak, demagojik bir yaklasimla `Türkiye’de isçilerin sendikasiz bu büyüklükte eylem`ni
disaridan tahrik edilmelerine bagliyor.
Ne yazik ki isçilerin bu eylemine tamamen kendiligidencilik damgasini vurmus durumda!
Direnise destek olmaya gelenlere valilik ve güvenlik `Araniza provokatörleri alirsaniz müdahale ederiz` diyor. 
Korkuya bakin siz!
Halki provokatör görüyorlar.
Destegin büyümesinden korkuyorlar.
Isçiler de tabiki, terörize edilerek eylemlerinde hakli iken haksiz duruma düsürülmemeyi, bu nedenle temkinli davranmayi seçiyorlar.

Isçi ücretleri son 10 yilda eridi.
Bu yil isçi eylemleri yüzde yüz artti.
Son yillarda AKP hükümeti isgücünü baskilayarak, yani isçi ücretlerini 10 yil öncek satin alma gücünde tutup, ucuz isgücü cenneti yaparak, patronlarin önünü açti, insanlari borçlandirarak terbiye etmeyi, sadaka- sosyal yardimlarla kendine baglama yolunu seçti. Bu bir yere kadar sonuç verdi. 

Buradan su sonuçlar çikiyor.
`Bütün degerleri yaratanin patronlar, CEO’lar degil dogrudan isçiler oldugu, isçiler çalismazsa ne üretim, ne kar, ne de ekonomik büyümenin olmayacagi
`Din, dil, milliyet… farkliligi olan isçiler gerçekte aralarinda hiçbir çikar ayriligi olmadigi; tersine tam bir çikar birligi olan ayni sinifin fertleri oldugu 
`Türkiye’nin isçi sinifinin, aslinda dünya isçi sinifinin bir parçasi oldugu, Bursa’daki isçilerin Fas, Romanya, Fransa ve Almanya’daki isçilerle çikar birligi içinde olduklari, dünya isçi sinifinin birer üyesi olduklari`
`Isçilerin her fabrikada, tüm iskolunda, tüm ülkede ve tüm dünyadaki birliginin sermayeye karsi mücadelesi için vazgeçilemez oldugunu metal isçileri son bir hafta içinde kendi yasadiklariyla gördüler.