Mumcu iste bu yazilari nedeniyle ölümsüzdür

Mumcu iste bu yazilari nedeniyle ölümsüzdür

Aracina yerlestirilen bombanin patlamasi sonucu 24 Ocak 1993`te yitirdigmiz Ugur Mumcu, bugün tüm yurtta etkinliklerle anilacak. Haftalardir yolsuzluk ve yargiya yönelik ardi arkasi kesilmeyen haberlerle çalkalanan Türkiye`de, Mumcu`yu her geçen gün daha

Mumcu iste bu yazilari nedeniyle ölümsüzdür

Elhamdülillah milyarderiz!

Yolsuzluk batagindaki Türkiye’de, Mumcu’yu özlemle aniyoruz.

  Aracina yerlestirilen bombanin patlamasi sonucu 24 Ocak 1993’te yitirdigmiz Ugur Mumcu, bugün tüm yurtta etkinliklerle anilacak. Haftalardir yolsuzluk ve yargiya yönelik ardi arkasi kesilmeyen haberlerle çalkalanan Türkiye’de, Mumcu’yu her geçen gün daha çok özlüyoruz. Mumcu’nun yillar önce yolsuzluk ve bagimsiz yargi temalariyla kaleme aldigi konulara baktigimizda güncelliklerini nasil hâlâ koruduklarina sahit oluyoruz.

Türkiye’nin bir numarali gündem maddesi olan yolsuzluk sorusturmasinda yapilan teknik takip sonucunda, Basbakan Tayyip Erdogan’in oglu Bilal Erdogan’in TÜRGEV Baskani Ahmet Ergün’e, isadami Ali Agaoglu’nun arazisiyle ilgili talimat verdigi ortaya çikmisti. Kayitlara göre Erdogan, Ergün’e “Bu Agaoglu’nun bize bagislayacagi araziyi takip etmemiz gerekiyor, o zaman onu sen yap”dedigi iddia ediliyor. 30 Mayis 2013’te gerçeklesen görüsmede yine iddialara göre Erdogan, Ergün’e“Altunizade’dekinin tapusunu aldik” diyor. Ergün de “Öyle mi, tamam elhamdülillah” diye karsilik veriyordu.

Ugur Mumcu’nun 1 Mart 1987’de kaleme aldigi “Imambayildi” baslikli yazi, “Elhamdülillah Müslümaniz” sözünün nasil kullanildigini anlatiyordu. Mumcu, söyle diyordu o yazisinda:

“... Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artik bu sömürünün sonu gelmez... Din ticareti ile mesgul olanlara bakin, hemen hemen hepsi milyarder. Yalnizca Türk Lirasi ile milyarder degil bunlar, dolar milyarderi, mark milyarderi olmuslardir birçogu. Oh ne kolay!.. Çek bir besmele, gelsin paralar... Finans kuruluslari, sirketler ve bu finans kuruluslari ve sirketler araciligi ile kazanilan milyarlar... Elhamdülillah Müslümaniz!.. Elhamdülillah milyarderiz!... Bir kolumuz siyasette, öbür kolumuz ticarette, ayaklarimiz da tarikatlarda... Bir üçgen bu... Ticaret, siyaset ve tarikat üçgeni... Bunlar dindarin sahtecileridir. Zavalli yoksul Müslüman yurttaslarin kanlarini emenler de bunlardir. Inanç sömürücüleridir bunlar... Atatürk’ün laiklik ilkesinin ne kadar yararli, ne kadar gerekli oldugunu, bu din sahtecileri ortaya çikinca daha iyi anliyoruz...”

‘Devleti soymak için politikaci kiligina girenler’

Yalniz bu degil elbette... Gazetecilik yasamini yolsuzlukla savasima ayirmis bir isim olan Mumcu, bugün tartistigimiz konulara isik tutan onlarca kaleme almisti. Bunlardan bir digeri, 22 Mart 1976 tarihli, “Çete...” yazisiydi. Mumcu, o yazisinda “Bazi ülkelerde, bazi kimseler, devleti soymak için, politikaci kiligina girerler. Bunlar partilerde, Parlamentolarda boy gösterirler. Ithalat, ihracat, banka soygunu gibi isleri siyasal iliskilerle yürütürler. Bunlar da çetedir. Çetelerin en asagiligi da bunlardir. Bunlar yüzlerine, devlet adami maskesi takip halki soyarlar. Allah’a çok sükür, memleketimizde böyle çeteler yoktur...” diyordu.

‘Solcuyla vur, öldür; sagciysa sirtini sivazla’

Yine 15 Ocak 1976’daki “Bir Örnek” baslikli yazida, devletin nasil devlet olmaktan çikacagini özetliyordu:

“...Bir toplum böyle çöker iste. Devletin yerini kaba kuvvet alir, susulur. Yasanin yerini Allah alir, korkulur. Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar baglanip götürülür. Vuran vurur, öldüren öldürür ve bütün bunlardan sonra bir ‘çete’ gelir ve devleti teslim alir. Solcuysa, vur, öldür, havan atesi aç, yol ortasinda sirtindan kursunla, iskencede öldür, hücrelere at; sagciysa, sirtini sivazla, parlamento kürsüsünden savun, mahkeme tutanaginda öv... Devlet bu mudur? Bu mudur devlet?..”

‘Muhalefet ne yapiyor? Bir iki bildiri...’

Mumcu’nun muhalefete de bir çift sözü vardi ayni yazisinda; “Etkin muhalefet” isteyenler için:

“Ya buna karsi muhalefet ne yapiyor? Bir iki öfkeli bildiri, iki üç açiklama... Sonra? Sonrasi koskoca bir hiç. Cinayetler yeniden birbiri ardindan isleniyor. Yine kanli mezar taslari çogaliyor. 190 muhalefet milletvekiline ragmen sirtini iktidar partilerine dayamis çeteler, ülkede kol geziyor. Bu 190 kisi, 1950 yilindan bu yana, CHP’nin Parlamento’da elde ettigi en büyük çogunluktur. Bir de 1957 yilindaki CHP’yi düsünün, bir de 12 Mart sonrasi CHP’yi animsayin. Bu çogunlukla böylesine suskunlugun amaci ne olabilir acaba?”

‘Bir gün sira Genelkurmay baskanlarina gelir’

Onlarca yazisiyla bugüne isik tutan Ugur Mumcu’nun 26 Nisan 1989 tarihli “Hukuk Devleti” baslikli yazisiyla bitirmek bu yazi için en ideal son olacaktir:

“...Bir kisiye yapilan haksizlik bütün topluma karsi islenen bir suç olarak görülmedikçe, bu gibi olaylarla daha çok karsilasiriz. Hukuk devleti ve yargi güvencesi herkese gereklidir. Siradan yurttaslara oldugu kadar, bir gün cumhurbaskanlarina, basbakanlara, bakanlara, Genelkurmay baskanlarina ve generallere de!..”

Mumcu iste bu yazilari nedeniyle ölümsüzdür...