NISAN VE INSAN
Yasamin kiyisindan insan yüreginde hareketlenmeyi bekleyen çapraz ateslerle ilgilendik birkaç gündür. Dünyadan soyutlanmis bir hal alacakken romantizmin sinirlarini zorlayan çocuklugumuz 23 Nisan geldi geçti ve bir dizi gerçegin içine yuvarlaniverdik yine.
Dünya artik alisik oldugumuz tarzin disinda bir dünya. Ama hayaller ulasmanin bir yolu halen var. Zaten hayat insani her seye alistiriyor, düzenbazlik hariç. Bir dizi seçenek olmasa da yeniden degisim ve yeniden dogum her an var.
Herkesin de kendine göre bir dünyasi var…
Biz de ta çocuklugumuzda pergelle bir dünya yuvarladik, irice. “içine aklimizi koyduk ve en sevdigimiz renklere boyadik distan içe, içten disa. Asla kantarin topuzunu kaçirmadan ve disari tasirmadan. Zaten yoksul çocuklari çoklukla böyle yaparlardi eskiden. Ufacik bir dünya yani oval bir oyun gemisi. Ve içine hapsederler düslerini sari sicak sirsicak. Ve derine en derine gömdügünü sanirlardi savas baltalarini. Baris çubugunu ise denizlere okyanuslara birakirlardi.”
Yani dolambaçsiz yalanlarla avuturlardi günlerini. Hep ayni dertlerden muzdarip utangaçlikla. Örnegin çikolata rengine boyarlardi pergelle çizilen yuvarlagi. Agizlar sulandiran tadi damaklarda kalan tatla. Sonra dörtte üçünü maviye, çünkü çeyregine bile çikolata olursa razilik vardi. En halisinden kremali ve kakao lezzetinde bir dünya.
Dramatik sahneler ise, “karaya karartilirdi”…
Zamanla bu yuvarlagin içinden aklimizi çektik. Ve yuvarlagi fezaya yuvarladik. Pergelin ignesi isaret parmagimizin ucunu deldiginde ise akan bir damlacik aniydi; Bize daima yol gösteren. Çünkü en sevdigimiz renkle damgalanmistik daha çocukluktan. Simdi bakiyoruz da çaprasik, savruk üflemeler mermer taslari parlatmiyor. Sag elimizde med-cezir, sol elimizde gel-gitler. Üstelik tutukluk yapinca teksir makineleri dogrudan hayata darbe gelir. Zaten hayat acitan oyun, gerçekler ise senaryolardaki ara soru degil mi?
Sordum adin nedir, dedi ki kod’ludur…
Yasamin ortasindan, insan yüregini eriten salvolarla ilgilenmek var bu günden ileriye. Bes yüz bin askerin canina mal olan ve bir ülke var eden “Çanakkale Kara Savaslarinin 97. Yildönümü” n den baslayarak, e.soykirimina dek uzanan. Meclis personeli alti bin kisi. 23 nisan recepsiyonunda içkide varmis türban da. Atatürk sevgisi rakamlarla hesaplanamaz ama anitkabir ziyaretçilerinde yildan yila yüzde yirmilik düsüs var. Camiler zamaninda satildi aha belgeleri ya da diz dibine oturdu, diz çöktü aha fotograflari ile döndük kendimize.
Isin gerçegi, Siyasette akil tutulmasi yasaniyor. Belli hassasiyetler mi degisiyor, bir seyler mi unutuluyor unutturuluyor bekleyip görecegiz. Degisim ve dönüsüm sevdasindan asla vazgeçmeyerek…