`Öcalan`la görüsmesi sonu oldu`

`Öcalan`la görüsmesi sonu oldu`

Turgut Özal`in Özel Kalemi Feyzi Isbasaran: "Esref Bitlis`ten sonra Özal da bizzat Kuzey Irak`a giderek Öcalan`la yüz yüze görüstü. Bütün sartlarda anlasilmisti. Ancak hem Özal hem de Esref Pasa pespese öldü" dedi. Radikal

Devlet Denetleme Kurulu’nun Turgut Özal `in ölümüyle ilgili raporunun ardindan sessizligini bozan Özal`in en yakin çalisma arkadaslarindan Özel Kalemi Feyzi Isbasaran, önemli açiklamalarda bulundu. Takvim Gazetesi`nden Ergün Diler`in sorularini yanitlayan Isbasaran`in açiklamalari söyle:

Devlet Denetleme Kurulu raporuna göre Özal öldürüldü. Sizin fikriniz ne? 
Olay iki perde. Önce 1988`deki Kartal Demirag`in suikast girisimine bakmak gerekir. Bize ilk kez orada "Dur" denildi. 

Kim neden "dur" dedi? 
Özal, gazetelere verilen sübvansiyonu kaldirmak istiyordu. Bunu da açikça patronlara iletti. Bunun üzerine acil toplanti istegi geldi. Harbiye Orduevi`nin 18. katinda patronlarla bulustuk. Medyaya giren Asil Nadir de oradaydi. Digerleri ondan çekiniyordu. Çünkü rüzgar gibi esiyordu. Basinda hizla büyüyordu. 

E ne var bunda? 
Çok sert sözler söylendi. Daha sonra yurt disina kaçan büyük medya patronu, masaya yumrugunu vurup, "Sen kim oluyorsun da sübvansiyonu kaldirmaya kalkiyorsun" diye çikisti. Buz gibi hava esti. Bir Basbakan, medya patronu tarafindan azarlaniyordu. Özal sogukkanli davrandi. Sinirlenen medya devi ayaga kalkti, kapiya yöneldi çikarken geri dönüp Beyefendi`yi "Bunun hesabini vereceksin" diye tehdit etti. 

Yani tetigi çektiren gazete patronu muydu? 
Evet oydu. Tehdit ortadaydi zaten... Biz bu isi çözdük. Sonuca ulasinca da bunu yapanlar yurtdisina kaçti. O patronla birlikte kaçanlara bakarsan fotografi daha net görürsün... 

1988 ile ölümü arasinda geçen 5 yilda baska tehdit oldu mu? 
Olmaz mi... Nerdeyse hergün tehdit aldik. Sadece bir kez dogru çikti. 

Kimdi bunlar peki? 
Bir gün Kösk`ü halka açtim. Erzagini kapan geldi. Özal halkla bir olup bahçede piknik yapti. Bu fotograf Genelkurmay`i ayaga kaldirdi. Dogan Güres "Siz ne yapiyorsunuz" diyerek sesini yükseltti. "Muhafiz Alayi benimdir. Benim iznim olmadan kimse oraya giremez" tehdidinde bulundu. Ona ragmen yaptim. 

Sorun asker miydi? 
Bir tarafinda o vardi. Ama sorunun kaynagi baskaydi. 

Neydi? 
Rahmetli Özal, Esref Bitlis Pasa ile Malatya`dan çocukluk arkadasiydi. Birbirlerini çok sever güvenirlerdi. Ikisi de Kürt sorununun çözümü ve PKK`nin bitmesi için çirpindi. 

Ne yaptilar mesela? 
Hem Esref Pasa hem Özal, Kuzey Irak`ta defalarca kez Öcalan`la görüstü. Öcalan ikna olmustu. Silahlar susacakti. Ama ömürleri yetmedi. 

Bir dakika Özal, Öcalan`la nasil görüstü? 
Barzani ve Talabani bahane edilerek sinirin öte tarafinda bir araya geliniyordu. Özal, Kürt sorunu oldugu sürece Türkiye`nin büyümeyecegini biliyordu. Risk aldi, aldilar... 

Suikastlerle bunun bir ilgisi var mi? 
Olmaz mi! Öcalan 70 kisilik liste verdi. Hepsini Avrupa`ya 10 yil inmeme karsiliginda Iskandinav ülkelerine gönderiyorduk. Öcalan Norveç`i istemisti. Militanlar sessizce inip köylerine dönecekti. Sinirin 10 kilometre ilerisinde silahlar birakilacakti. Bütün sartlarda anlasilmisti ama olmadi! 

Ne oldu? 
Danisman olarak Kemal Yamak Pasa`yi almistik. Çok beyefendi bir insandi. Özal`i çok severdi. Bir gün Özal haftalik yaptigimiz toplantinin birinde "Kemal Pasa hepiniz Harp Okulu`ndan mezun oluyorsunuz. Sen Genelkurmay Baskani olabiliyorsun ama Jandarmanin basindaki Esref Pasa olamiyor. Bunu bir arastir. Alt yapiyi hazirla. Gerekeni yapalim" dedi. Bu teklif ikisinin de hayatina mal oldu. Önce Esref Pasa daha sonra kendisi öldürüldü. Kürt sorunu sürüp gitti. 1993`ten bu yana da kan akmaya devam ediyor... 

Asker mi yapti suikastleri? 
Hem içeriden hem disaridan destek alindi. Seytanin aklina gelmeyecek planlar yapildi. Basarili oldular. Çözüm olmadi. "Kan aksin" diyenler kazandi. 

Esref Bitlis olayi peki! 
Askerde bir kesim uçagin düsecegini biliyordu. Kazim Çillioglu uçaga binecekken vazgeçip binmedi. O da biliyordu plani. Daha sonra onu da öldürdüler. Kurtulamadi! 

Özal`in ölüm sebebi Kürt sorununu çözmek istemesi yani? 
Elbette. Bakin biz de devlette olmayan belgeler Ugur Mumcu`dan çikiyordu. Bizim MIT uyuyordu. Zaten Teoman Pasa`ya ne sorsak cevap alamiyorduk. Hiç bilgi vermezlerdi. Hatta bir keresinde ABD Özal`a Birinci Körfez Savasi`nin baslayacagini haber verdi. Tam saat belli degildi. MIT ile Cumhurbaskani arasindaki köprü bendim. Gerektiginde Beyefendi’yi uyandirma yetkim vardi. O gece Özal bizi Kösk`te tuttu. "Isler karisik" dedi. Bir süre sonra televizyonu açip haberleri izlemeye basladik. Nabi Sensoy da yanimizdaydi. Geceyarisi olmus savas basini almis gitmis. Bizim MIT`ten haber yoktu. Çok sonra Müstesar Yardimcisi elinde zarfla geldi. Zarfi bana uzatip "Beyefendiyi kaldiralim" dedi. Kolundan tutup içeri çektim. Zaten hepimiz ayaktaydik. Savasi canli izliyorduk. Istihbaratçi arkadas yerin dibine girdi. Çünkü zarfta ABD `nin vuracagi yaziyordu! Utanarak çekilip gitti... 

Peki Ugur Mumcu 
Ugur Bey`le komsuyduk. Çok sik, eski ismi Köroglu olan caddedeki camide bulusurduk. Camide çay içip sohbet ederdik. Özal da bunu bilirdi. Ugur Bey yayinladigi belgelerle bizi zor durumda birakirdi. CASA uçaklari hakkinda yaptigi yayinlardan sonra Özal, Milli Savunma Bakani Ercan Vuralhan`i görevden almisti. Ugur Bey çok etkiliydi. Belgeleri MIT`e sordugumuzda da hep "Dogru efendim" cevabi aliyorduk. 

Nasil açikliyorsunuz bunu? 
Bilmiyorum hala... Ama Özal ile Mumcu`yu bulusturacaktim. Ikisi de razi oldu. Ama Ugur Mumcu `nun da ömrü yetmedi. Bomba patladiginda olay yerine ilk giden ben oldum. Manzara korkunçtu. Hemen Kösk`e gittim. Durumu anlattim. Gözlerinden yas bosaldi. "Eyvah! Hedef, yine benim. Plan isliyor. Artik bunlari kimse durduramaz" dedi. 

Peki geçmise bakinca ne görüyorsunuz? 
Ailenin evladi gibiydim. Milletvekili olmak istedigimde "Gitme, beni birakma" dedi. "Benim hakkim ama" deyince izin verdi. Benimle birlikte 2 arkadasim daha yanindan ayrildi. Özal`in etrafini bosaltmistik. En büyük hatamiz bu oldu. Yoksa Türki Cumhuriyetlere yaptigi gezinin programi bu kadar yorucu olmazdi. Izin vermezdim. Bir de Kemal Yamak Pasa`yi askerden haber alamadigimiz için almistik. Saglikli bilgi her zaman gelmiyordu. Belki ondan da gizliyorlardi. Ama en korkuncu Esref Bitlis Pasa hem MIT hem de Genelkurmay IstihbaratI tarafindan sürekli izleniyordu. Attigi her adimi biliyorlardi. O günkü zor sartlar altinda çok yol adik. Ama sonuca gidemedik. Kismet degilmis. Allah hepsinin mekanini cennet eylesin... (Takvim)