Olaganüstü siyaset, olaganüstü sonuç
Seçim sonuçlari herkesi sasirtti. Solda bir yenilmislik ve karamsarlik havasina yol açti. Halktan umudunu iyice kesenler oldu. Ama daha sunun surasinda 5 ay önce 7 Haziran’da AKP’ye yüzde 41, HDP’ye yüzde 13 oy verenler de ayni seçmenlerdi.
‘Seni baskan yaptirmayacagiz!’ diyerek sözünde duran HDP; AKP, MHP, Vatan Partisi, SP,BBP ittifakiyla baraj altina düsürülmek istenmis yine de basarili olunamamistir.
AKP 5 aylik süreçte tek gösterdigi ‘basarisi’ çatismali sürece geri dönmüs olmasidir.
Ankara Katliami için AKP’liler ‘Bu kimin isine yariyor ona bakmak lazim’ diyerek HDP’yi isaret etmislerdi.
Yüzde 49’un tek nedeni kentlerde patlayan bombalardir. Davutoglu bunu en iyi sekilde izah etmistir. ‘Patlamadan hemen sonra anket yaptirdik, çok güzel sonuç aldik’ Demistir.
Muhafazakar seçmen kitlesini korkutan ve AKP’ye yönelten baslica neden budur.
Yapilan anket ve istatistiklere göre;
7 Haziran’da seçmen kitlesi ekonomik gerekçelerle oy verirken… Terör gerekçesi yüzde 10 idi…
1 Kasim seçimlerinde ekonomik gidisat daha kötü olmasina karsin %50’si terörü gerekçe göstermistir. Terör gerekçesi belki ilk defa ekonomik istikrarsizligin önüne geçmistir.
Tabi bunun yaninda diger konjonktürel ve yerel faktörleri de es geçmemek gerekir.
MHP’nin yenilgisi dizayn edilmis bir yenilgidir, hezimettir. MHP elestiriliyor ama Bahçeli buna biyik altindan belki de gülüyordur. Ahmet Takan’a bakilirsa; HDP’yi meclise sokmamak için bayramin ikinci gününde Erdogan ile Bahçeli bulusmustur.
Haydi HDP’ye siyaset yaptirilmadi… MHP’nin elini tutan kimdi? Daha ilk seçim gecesi restini çekmesi bosuna degildi. HDP’nin basarisini görünce ortami AKP lehine düzenlemistir.
Devlet bütün olanaklariyla AKP’nin tarafinda HDP’nin karsisinda idi. Bu yüzden seçimin adil, esit bir ortamda geçtigini söylemek mümkün degil.
Seçim hilelerini bir yana birakirsak… Korku siyaseti basarili oldu diyebiliriz.
5 aydir yürütülen olaganüstü siyasetin olaganüstü sonucu oldu. Muhalefet siyasetten men edildi, adeta silindi. Bu seçimin bir benzeri belki bir daha yasanmamistir. Ülkemizde hiçbir sey olagan kosullarda gerçeklesmiyor.
Iktidarda kalmanin zor oldugunu görenler genelde iki taktige basvuruyor. Bunlardan biri düsman ülke yaratip ona saldirarak ülkenin iktidar etrafinda kenetlenmesi; Ikincisi de iç düsman yaratip ona vurarak bu kenetlemeyi saglamak… Bu ikincisi daha kolay… Zemini de var… Zaten kutuplastirilma, düsmanlastirmak için kara propaganda yapilmis, sadece vurmak kalmis.
Suruç, Ankara Katliami, Cizre…
Niye böyle oldu?
Düstü düsecek denilen Rojava düsmemis, ISID yenilgi almis, Telabyad PYD’nin kontrolüne geçmis, Cerablus’u alip sinir boyunca bir Kürt Koridoru olusmasi olasiligi belirmis…
Izlenen savas politikasi…
Ben gidersem çözüm süreci biter, istikrar bozulur, koalisyon gelir, söylemi 14 yildir AKP’yi destekleyen MHP’nin her seye hayirciligiyla süreç desteklenmis,
Özyönetim açiklamasi olmus…
PKK, Suruç katliamindan sonra savas alanina sürülerek istenen ortam gerçeklesmisti.
Mademki baskan yaptirmayacaksiniz, diye seçim tekrarlanmis,
550 milli milletvekili istenmis, 400 milletvekili olmazsa seçim yenilenir tehdidi gelmis…
Daha önemlisi Bursa’da onbinlerce isçi kendiliginden dev bir eylem gerçeklestirmis. Ve büyük bir korku salmis.
Sonuç?
Vatandas bütün bunlari kendine karsi bir tehdit olarak algiladi. Kendi varligina karsi yasamsal bir tehlike olarak gördü. Var olma kaygisina kapildi.
Korkanlar bu sefer korkutmaya basladilar. Ve buna Cizre’den baslayip Ankara’da devam ettiler…
14 yillik politikalarinin AKP’ye oy kaybettirdigi anlasilinca; iktidar bu 5 aylik süreçte yeni bir konsept ortaya koydu.
Masayi devirdi.
HDP’yi siyasetten men etti.
Çatismasizlik sürecine son verdi.
Çözüm sürecini buzdolabina kaldirdi.
Bölgeyi kriminalize etti.
Bu arada ne oldu?
Agri olayi…
HDP binalarina yönelik saldirilar…
HDP, Diyarbakir mitinginin bombalanmasi…
Suruç katliami…
Ankara Katliami…
Korku en iyi ikna edici, en iyi yöneticidir. Korku kitleleri güvensizlik ortamina sevk ederek güçlü olana meyletmesi demektir.
Daha önce saydigimiz nedenler; Rojava, PKK, Özyönetim açiklamasi, Kürt Koridoru, Bursa isçi eylemleri… Seçmeni seçim vaatlerini kale almadan, geçmise sünger çekerek, yasanan hukuksuzluklari, yasadisiliklari, içgüvenlik yasasindan kaynakli uygulamalarini unutturdu. Seçim vaatleri neredeyse hiç tartisilmadi. Tartisilan güvenlik ve kimlik sorunu oldu.
Bu korku ve kaygi her seyin önüne geçti.
Bu korkuyla milliyetçi ve muhafazakar oylar konsolide oldu. Küçük partilerin hepsi sahadan silindi ve AKP etrafinda kenetlendi.
AKP en çok HDP’ye yüklendi, çünkü milliyetçiligi deprestirecek olan, muhalefet cephesini genisleterek oylarini yükseltme potansiyeli olan oydu. Dolayisiyla ona vurmak iktidar açisindan tek basina iktidar olmanin yolunu açacakti ve de öyle oldu.
Bu korkuyu bosa çikaracak… Bu oyunlari bosa çikaracak politikalar ortaya koyamiyorsaniz bu sonucu hak ediyorsunuz, demektir.
Solun en büyük zaafi ve hatasi; 14 yillik AKP hükümetiyle solun kendi geleneksel politikalariyla basa çikmamasi. Ataleti, seçim zamani çalismasi, seçmenle yüz yüze bir politikayi zamana yaymamasi, seçmenin sorunlarini çözme yetenegi gösterememesi, yaratilan algilari bosa çikaramamasi gibi yüzlerce neden sayabiliriz…