Gazi Üniversitesi Iktisadi ve Idari bilimler Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman, hükümetinin üst üste gelen benzin, otomobil ve içki zamlarini gazetemize degerlendirdi.
Önümüzdeki dönem dogalgaz, elektrik gibi temel tüketim maddelerine getirilmesi muhtemel zamlara da deginen Konukman “Olan yine emekçiye oldu” dedi. Yeniden degerleme orani ile 2013 yilinda halkin vergi oranlarinda büyük artislarla karsilasacagini belirten Konukman, bütçe açiginin da yerel seçimlerle birlikte daha da artacagini ve yine ceremesini emekçilerin çekecegini ifade etti. Konukman, “Aglamayana meme verilmez. Mücadele ederek zamlari geri çektirebiliriz” dedi.
Bütçe açigi ve zamlar… Epeyce tartisildi. Nedir bu bütçe açigi?
Merkez bankasinin verilerine baktiginiz zaman halkin borçlarinin aylik gelirindeki payi 2010 da yüzde 45.8 iken 2011 de 51.7 olmus. 2012’de de yüzde 3’lük büyüme için yüzde 55 civari olmus. Demek ki bu çark halki borçlandirarak istenildigi gibi dönmüs. Artik tüketim harcamalari eskisi gibi süremiyor, insanlar yeniden borçlanmak istemiyor. Deniz bitti gibi. Büyümenin neden asagiya indigi belli. Tüketim harcamalari, özel sektörün yatirim harcamalari da asagi çekilince disardan yapilacak ithalat gereksinimi de azaldi. Peki, bu ne demek? Eskisinden daha az KDV, eskisinden daha az ÖTV demek. Bakiyorsunuz giderlerinize; giderleriniz esnek degil. Personel giderlerinizden tasarruf yapamazsiniz çünkü insan çalistiriyorsunuz. Sosyal güvenlik kurumlarina yapilan transfer ödemeleri var onlari azaltamiyorsunuz. Harcamalarinizi isteseniz de azaltamiyorsunuz. Ama gelirleriniz de eski gelirler gibi degil. Artik bütçenin iki yakasinin bir araya gelemeyecegi belli. Önceden cari açik sorunumuz vardi simdi bir yeni sorunumuz daha oldu bütçe açigi.
Peki zamlari nasil degerlendiriyorsunuz?
Yapilan zamlarda sinifsal tercihi görmek adina söylüyorum bunu, istenilseydi daha üst gelir gruplara daha zenginlere bedel ödettirerek sistemi yeniden çalistirabilirlerdi. Ne demek istedigimi söyle belirteyim otomobillerde düsük silindirlilere vergi artisi geldi. Neden? Çünkü onlar orta sinifin kullandigi araçlar. Çünkü orta sinif daha kitlesel oradan daha çok kaynak gelir diye. Oysa ayni sonucu üst gelir siniflardan alabilirdiniz ama sinifsal olarak AKP’yi destekleyen kesimlere bir ihanet olurdu. Hükümet tercihini zenginlerden yana, kendisini destekleyen büyük sermayedarlardan yana kullandi. Üst gelir gruplarini kollayarak vergileri düzenledi. Bir de vergiden vergi alma modeli vardir bizde. Benzinde mesela bir ÖTV alinir onun üzerinden bir de KDV alinir. Herkesin gerçekten sapkasini önüne koyup bunu düsünmesi lazim; verginin vergisi olmaz.
BORÇLANARAK HARCAMA
Bu yil bütçe açiginin Türkiye ekonomisi açisindan önemli bir kirilganlik unsuru oldugu belirtiliyor. Tabi cari açikla birlikte. Sizce de böyle mi?
Türkiye’de, içinde bulundugumuz yila kadar ve kriz yillarini disarida birakirsak söyle bir ekonomik sistem uygulaniyordu: Yüksek faiz düsük kur üzerinden disardan ülke ekonomisine sicak para geliyordu ve ülke ekonomisi bu parayla büyümeye basliyordu. Yani iç kaynaklar harekete geçirilmeden dis kaynaklar kullaniliyordu. Böyle büyüyen bir ülke ekonomisi vardi. Türk lirasi asiri degerli oldugu için bu sistemde kur da ithalat da resmi olarak ucuz oluyordu. Üretim yapmak için de Türkiye ara mallari ithal etmek zorunda. Kur ucuz olunca disardan mal almak daha cazip oluyor ve yerli mallar daha pahalilasiyor. Sonrasinda ise muazzam bir ithalat patlamasi geliyor. Ithalat patlayinca bu ürünler üzerinden devlet vergi aliyor. Içerde de yabancidan gelen parayla üretim çarklari dönüyor ve iç talebe göre büyüme oluyordu.
Simdi bu modelde bir problemden bahsedilebilir sanirim...
Ama bu model 2012 yilinda sekteye ugradi. Bunun sebebi de dünya ekonomisinin krize girmesiydi. Hükümet sicak para akisinin kesilebileceginden korktu. Bu yüzden de “Biz asiri büyüdük. Bu büyüme oranini yumusak bir inisle yüzde 4’e indirelim” dediler ve orta vadeli programa bunu yazdilar.
Emekçiler bu modele ilk bakista “Ne güzel iste. Iç talep canli, tüketim canli” diyerek memnun olmasi lazim. Iyi ama bu modelde emekçilerin geliri arttigi için talep artmiyor ki. Üstüne üstük emekçilerin gelirleri reel modelde düsüyor çünkü sermaye kesimleri Türkiye’nin ihracatini düsük KDV üzerinden dünya ekonomisine eklemliyor. Türkiye’de reel ücretleri asagiya çekerek disariya mal satma pratigi var. Dolayisiyla “ücretler arttigi için talep artiyor” gibi bir analiz geçerli degildir. Bu talep ve tüketim artisi da kredi mekanizmalariyla borçlanarak gerçeklesiyor. Insanlarin harcanabilir geliri düsük oldugu için borçlanarak harcama yapiyor.
BAKANLARIN GAZ-FREN TARTISMASI
Ekonomi Bakani Zafer Çaglayan ile Basbakan Yardimcisi Ali Babacan arasinda gaz-fren polemigi sürüyor.
Cari açik eskisi gibi degil onda düsüs var ama eskiden bütçe açigi diye bir derdimiz yoktu, simdi o da oldu. Bu model içinde kayikçi dövüsü gibi olur; ‘frene basalim mi basmayalim mi’ diye. Ilk bakista soförün denetiminde gibi duruyor ama soför de disari bagli. Soförün benzini disardan geliyor. Soförün inisiyatifi varmis gibi bir durum ortaya koyuluyor ama soför disardan gelen kaynak girisine göre inisiyatif kullaniyor. Siz dis kaynaklara bagimli bir ekonomisiniz iç kaynaklara bagli degilsiniz. Emperyal ülkelerden gelecek kaynaklar sizin mazotunuz. O mazot bir kesilse disardan gelecek para bir geri dönse frene bas gaza bas deme sansiniz kalmaz geri geri gitmeye baslayacak.
PADISAHIN BIRI BIR GÜN...
Peki ya Basbakan Yardimcisi Ali Babacan’in ‘huzur’ açiklamasi...
Padisah, Maliye Nazirina “vergi koy halkin tepkisini ölç” demis. Vergiyi koymuslar, halk günlük yasamina devam etmis. Vergileri biraz daha arttirmis, yine tepkiler gayet iyi gidiyor. Fakat son vergi artisinda padisaha söyle bir haber ulasmis Maliye Naziri tarafindan: “Padisahim halk su an göbek atiyor. Her gittigimiz yerde meydanlarda göbek atiyorlar.” Padisah demis ki; “Aman su andan itibaren artisi durdur. Çünkü artik millet çildirmak üzere.” Sanirim bizim basbakan yardimcimiz padisahin bu göbek atan halkini refah içinde yasayan halk olarak anlamis olsa gerek. Oysa bunlar çildirmanin belirtileri(Ankara/EVRENSEL)