Disaridaki Gazeteciler Girisimi, “Ölüm haberleri yapmak istemiyoruz” diyerek bir günlük açlik grevi yapti. 67 cezaevinde 682 tutuklu ve hükümlünün baslattigi açlik grevlerine dikkat çekmek isteyen gazeteciler, dün aksam 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde yaptiklari açiklamayla açlik grevini baslatti. Hükümetin ve medyanin açlik grevine yönelik tavrini elestiren gazeteciler, “Ölüm degil, müzakere istiyoruz” dedi. Eyleme, gazeteci Ertugrul Mavioglu, Ahmet Sik, Pinar Ögünç ve gazetemiz Evrensel, Dicle Haber Ajansi (DIHA), Özgür Gündem, BirGün, Etkin Haber Ajansi (ETHA) çalisanlari katildi. BDP Es Genel Baskan Yardimcisi Filiz Koçali, Sanatçi Pinar Aydinlar , oyuncu Yusuf Karatas, Türkiye Baris Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, Çagdas Hukukçular Dernegi (ÇHD) üyesi avukatlar da eyleme destek verenler arasindaydi.
GAZETECILER SABAHLADI
Gazeteciler adina Türkçe ve Kürtçe olmak üzere iki açiklama yapildi. Türkçe metni ETHA editörü Arzu Demir Kürtçe metni Gazeteci Rojin Akin yapti. Açiklamada, “Cezaevlerinde bir kisinin dahi ölüm haberini yapmaya tahammülümüz yok” denildi. Hükümetin açlik grevini görmezden gelen bir tavir sergiledigi dile getirilen açiklamada, medyanin siyasal iktidarin politikasina paralel olarak yalan haber yaptigina dikkat çekildi. Açiklamada, ölümlerin yasanmamasi için hükümetin müzakere masasina oturmasi gerektigi belirtildi.
Türkçe açiklamayi okuyan Arzu Demir, eylemi takip eden gazetecilerin kameralarini ve not defterlerini yere birakmalarini istedi. Eylemde Türkiye Gazeteciler Sendikasi da Hükümeti kinayan bir açiklama yapti. Açiklamanin ardindan açlik grevine baslayan gazetecilere grup Bandista da sarkilariyla destek verdi. Eylem aksam saatlerinde Taksim Tramvay duragina yapilan yürüyüsle sonlandirildi. (IstanbulEVRENSEL)
Günes, günes yine doguyor…
Erdal Imrek
Galatasaray Lisesi’nin önü hiç bos kalmiyor bu sira. Açlik grevindeki tutuklular için geç olmadan adim atilmasini isteyen toplumun tüm vicdanli kesimleri ardi ardina burada. Tutuklularin aç kaldiklari 51. günün 52’ye devroldugu gün bu kez gazeteciler buradaydi. ‘Açlik grevi diye bir sey yok, sov yapiyorlar’ diyen Basbakan’a, günlerdir gerçekleri çarpitarak gazetecilik tarihine kara bir leke olarak kaydolacak yayinlar yapan gazete ve televizyonlara ‘yalan söylüyorsunuz’ diyen çogu genç, gazeteciler ‘ölüm haberi yapmak istemiyoruz’ sloganiyla bir günlük açlik grevindeydi. Tutuklularin artik kritik esikte oldugunu, açlik grevinde bu kez meslektaslarinin da bulundugunu bilmenin üzüntüsü ve öfkesiyle ama yine de coskuyla basladilar bu simgesel açlik grevi eylemine. Eyleme destege gelen Bandista’nin söyledigi sarkida geçen ‘günes günes yine doguyor’ sözleri adeta tutuklulara ulastirilmak istenir gibi yüksek sesle söyleniyordu mesela.
Gece boyunca önce ara ara sabaha karsi saganak halinde bastiran yagmurun altinda süren açlik grevi boyunca sokakta yasayan yoksullarin, gitarini kapip gelen gençlerin, Tarlabasi’nin Kürt çocuklarinin, ‘biz de ölüm haberi okumak istemiyoruz’ diyen okurlarin yalniz birakmadigi gazeteciler, tutsaklara Galatasaray Lisesi’nin önünden selam gönderdiler, gelen geçen kalabaliklara, ‘tutsaklar ana dilleri için, tecridin kaldirilmasi ve baris için 52 gündür açlik grevindeler, duydunuz mu’ diye seslendiler.
Günün isimasiyla birlikte dinen yagmurun ardindan Istiklal Caddesi’nin ilk konuklari önceki aksam kopan tramvay tellerini tamire gelen isçiler, simitçiler, telasla islerine yetismeye çalisanlardi. Ilk gazeteciler karsiladi onlari. Ilgiyle yerde oturan gazetecilere, yere serili ‘ölüm haberi yapmak istemiyoruz’ yazili pankarta yaklasanlarin verdikleri tepkiler, bir yandan henüz açlik grevlerinden haberdar olmayan genis bir kesim oldugunu, ama diger yandan ‘meselenin ne oldugu’ anlatilinca hükümete öfkelendiklerine isaret ediyordu. Bu da hükümet ve yandas basinin gerçekleri halktan gizlemek için gösterdigi çabayi daha anlasilir kiliyordu.
Genç gazetecileri gece ve eylemin devam ettigi ertesi gün boyunca yalniz birakmayan, onlarla birlikte bir günlük açlik grevi eylemine katilan Ertugrul Mavioglu, Ahmet Nesin’in, IHD yöneticilerinin keyifli sohbetleri de eylemin anilmasi gereken bir yaniydi kuskusuz…
Bir günlük eylem bittiginde gazeteciler, cezaevlerinde olup biteni duyurmak, ama bir an önce çözüm haberini duyurmak umuduyla islerinin basina dönerken, hâlâ bazilari mirildaniyordu; ‘sabah oluyor, sabah oluyor, günes, günes yine doguyor.’
Evrensel