ÖLÜMÜZÜ DIRIMIZI SÖMÜREN ERMENILER.

ÖLÜMÜZÜ DIRIMIZI SÖMÜREN ERMENILER.

SAIR, ARASTIRMACI -YAZAR, GAZETECI, DEVLET VE DÜSÜNCE ADAMI, YAVUZ BÜLENT BAKILER ISTANBUL KÜÇÜKÇEKMECE AVRASYA-BIR VAKFIN` DA KONFERANSTA

 ÖLÜMÜZÜ DIRIMIZI SÖMÜREN ERMENILER.

SAIR, ARASTIRMACI -YAZAR, GAZETECI, DEVLET VE DÜSÜNCE ADAMI, YAVUZ BÜLENT BAKILER ISTANBUL KÜÇÜKÇEKMECE AVRASYA-BIR VAKFIN’ DA KONFERANSTA…

“TÜRKIYE’YI BÖLME PLANLARI, YÜZYILI ASKINDIR DEVAM EDEN BASAGRIMIZ VE BUGÜN BU YEDI DÜVEL ILE MÜCADELEMIZ"

OTURUM BASKANI ISE PROF. DR. MUSA TASDELEN

KONUSMACI: SÂIR – YAZAR, FIKIR ADAMI YAVUZ BÜLENT BAKILER,

25.Nisan 2015 cumartesi Küçükçekmece Avrasya-Bir vakfi konferansinda yavuz Bülent Bakiler,  esprili ve detayli anlatimiyla, çok önemli bilgiler ve tarihe isik tutacak açiklamalarda bulundular. Türkiye’ye ve Türkçemize içeriden ve disaridan oynanan oyunlar, kurulan tuzaklar, Öz Türkçenin kapsami, Türkçedeki yabanci kelimeler, kitaplara ve okumaya verilen deger, dilimizin her geçen gün yozlastirilmasi, dilimize kurulan tuzaklarin sebebi, dil birliginin milletlerin hayatindaki önemi, ayakta kalabilmenin dil ile olan iliskisi.

Emperyalizm ve dil emperyalizmi, ülkemizdeki Türkçe egitim sistemi ve politikasi, dilimizdeki yabancilasma, yabanci isim koyma, radyolarimizda ve televizyonlarimizda kullanilan Türkçe, insan-dil ve tarih sürecindeki birçok önemli açiklamalar ve sorulara verilen cevaplar, Ülkemize 40 koldan kurulan tuzak ve saldirilar, Ermeni Meselesi, birlik ve beraberlik mesajlari, bugün ve yarin ile ilgili degisik hususlar ele alindi.

-Yavuz Bülent BAKILER:  ‘’Dogu ve Bati dünyasi Türkiye ‘yi bölmek istiyor, bizi Anadolu topraklari üstünde yasatmak istemiyor, bize 40 koldan tuzak hazirlayip saldiriyorlar. Bugün ülkemize, Türkçemiz basta olmak üzere çok büyük tuzaklarin kurulmasi, bizim çok büyük millet olmamizdan kaynaklaniyor. Bakin sunu ifade edeyim ki bugün yeryüzünde, Dünyada bizden daha çok devlet kuran bir baska millet, devlet yoktur.’’Türkiye, Ingilizler, Fransizlar, Almanlar tarafindan isgal mi edildi? Biz yabanci ülkelerin sömürgesi durumunda miyiz? Insanlarimizin cehaletinden dolayi, bu kadar çok sayida dergi yabanci isimlerle çikiyor. Bunlarin önüne geçemezsek ileride Türkçenin çok büyük ölçüde kan kaybettigini görürüz. Bu da Türkiye’yi büyük felaketlerle karsi karsiya birakir. Devletimiz de bu hatayi fark ederek zengin bir dil dünyasina girmiyor. Yabanci dil yabanci dil diyoruz. Evet, yabanci dil bilmek önemli. Ama önce Türkçe çok iyi bilinmelidir, sonra yabanci dil.

Dil üzerinde, Türkçeye oynanan oyunlar felaket habercisidir.

Devletler, okullar dilin zenginligi üzerinde durmali.

Ben askerken Komutanlar, Menderesin Kitaplarini yakiyorlardi.(61-63 yillari)

Türkçeye kurulan tuzak millete kurulan tuzaktir.

Türkçenin zengin olmasi lazim, Türkçe’nin korunmasi için.’’

-Hülya ASLAN-Efendim Günümüzdeki Ermeni meselesi ve ülkemize atilan iftiralar, Osmanli Atalarimiz döneminde; Ermenilerin ‘’Millet_iSadika’’ olarak degerlendirilmesi hususunda ne söylemek isterdiniz.

Yavuz Bülent BAKILER: 1.Dünya Savasinda Ermeniler dis mihraklarin yönlendirmesiyle Türk Milletini arkadan vurup ihanet etmislerdir. Ermenilerin sadakati kendilerinedir, yoksa Türklere degildir, yani’ Millet-i Sadika’ sözünün açiliminda Ermenilerin kendi Milletlerine sadik olduklarini anliyoruz. Ihanetleriylede Türklere olan sadakatsizliklerini belgelemis bir millettir, ayrica Osmanli döneminde kendilerine taninan imtiyazlari kötüye kullanarak nankör bir millet olduklarini da ispatlamislardir.

Biz Türk Milleti ve Devleti olarak Çanakkale Savasinda ki savunmamizda ne kadar hakliysak, Ermeni meselesindeki savunmamizda da o kadar hakliyiz kimse bize suç isnad edemez. Ermeniler yüzyillardir bizimle yasamis ekmegimizi yemis ve bizi arkadan vurup ihanet etmistir. Tarihi belgeler bizden çok Ermenilerin kendilerinde mevcuttur suçlunun kendileri oldugunu gayet iyi bilmektedirler.

Hülya ASLAN-Efendim Ermeni halki genellikle kendilerini sanat erbabi olarak tanimlayan zenaatkâr insanlar olarak gören bir millet,tarihe bakildiginda Ermenilerin, Osmanli atalarimiz döneminde  ticareti ellerinde tuttuklari görülmektedir.Bugün Emenistanda ki issizlik ve Türkiye’den toprak ve mal talep etmeleri konusunda ne söylemek istersiniz.

Yavuz Bülent BAKILER-Ermeniler madem ticaret ve sanat erbabi bir halkmis o halde bu gün kendilerini neden gelistirememis Ermenistani istedikleri seviyeye getirememislerdir. Bilhassa Osmanlinin imtiyazlarindan geçinen, atalarimizin zanaat sahibi yaptigi bu insanlar bizi sömürmeye alisik olup hâlâ bu huylarindan vazgeçmemektedirler. Kendi kendilerine yeten bir millet her alanda bunu ispatlar iftira siyasetinden medet ummaz. Ermenilerin o dönem kendi can güvenlikleri göz önüne alinarak yerleri degistirilmis Suriye ye indirilmisler, ancak o göç sebebiyle mallarini tasinmazlarini paraya çevirip bir sekilde yurt disina çikarmislardir. Türklerden alacaklari bir haklari yoktur, hiç kimse tarafindan, Türk Milletinin maddi ve manevi degerleri üzerinden baska milletlere taviz verilmemelidir.

Hülya ASLAN: Cevabi düsünceleriniz için tesekkür ederim, bende bir animi burda anlatmak isterim. Ermeni halkin hayli çogunlukta oldugu bir bölgede dogdum çok eskileri hatirlamasam da, lise yillarimda sahit oldugum konulardan biri Müslüman Türk  mezarlarina gömülen ve sonrada çikarilip kaçirilan altinlarla ilgili..

Sari kiz denilen ziyaret(Yatir) mezarin açildigi, o yöredeki çoban tarafindan görülüp muhtara haber verildigi ve tüm mahalle halkinin mezara akin ettiklerini ve biz çocuklarinda merakla o bölgeye kostugumuzu animsiyorum. Kayalik bir yere açilan mezarin içinde su tahliye kanallari bile açilmis kazan ve küplerin izi belliydi, çoban bazi kisilerin ellerinde haritalarla oralarda ölçüm yaptiklarini söylemis. O  dönem bir mezar açma furyasi baslamisti, acaba buralara da gömülmüsmü diye.Sözümü bitirirken Ermenilerin götüremedikleri altin  gümüslerini de, Müslüman mezarlarina gömerek bilahere gelip aldiklari anlasilmistir.Her dönem Ermeniler Müslüman Türklerin samimi , dürüst, dini ve insani duygularindan faydalanmislar, Müslüman  Türklerin mezarlara ancak dua ile yaklasabileceklerini ölülerine saygili olduklarini bildiklerinden,  mezarliklari güvenli bulup altinlarini gömerek  mezarlarimizi da kullanmislardir.

Konferansa, idareci, bürokrat, üst düzey yöneticiler, müsavirler, isadamlari ve halk katildi. Asam tarafindan plaket sunumu yapildi, günün anisina çekilen fotograflar sonrasi program Vakfin Kütüphanesinde çay sohbetleriyle devam etti.