IDO’nun, yazin sicak günesi altinda, uzayan feribot kuyrugundaki orta siniftan bir yolcu (aslinda pek çok kuyrukta bekleyen diger yolcunun da tercümani olarak) bagiriyor; bagirmiyor adeta feryat ediyor: “Özellestirme bu mu!”
Mikrofonu tutan televizyon kanalinin genç muhabiri belki farkinda degil ama özellestirmeye karsi olanlari “dinozorlukla” suçlayan o kanalin ve kanallarin ak saçli program yapicilari da rezervleri varmis duygusu vermeye özen göstererek de olsa bu “Canim özellestirme dedikse böyle de degildi” (*) diye uygulamayi protesto edenlere hak veriyorlar.
- Neymis efendim; IDO hatlarinda yüzlerce araç sira beklerken istenilen parayi ödeyen lüks araç sahipleri sira beklemeden feribotlara bindiriliyormus!
- Neymis efendim, erken bilet alan normal fiyat öderken belirli saatten sonra fiyatlar karaborsa gibi artiyormus!
- Neymis efendim; feribotun pencere kenari koltuklarin fiyatlariyla içerideki koltuklarin fiyatlari farklilastirilmis!
- Neymis efendim; feribotlardaki yiyecek içecek fiyatlari fahis biçimde yükselmis!
- Neymis efendim, vatandasin kredi kartlarindan IDO yönetimi defalarca bilet parasi kesiyormus!
Hani bir vur bin ah isit durumu!
Ne var ki bütün bu sikayetleri toplarsak söylenen; IDO’nun uygulamalarini, özellestirmeden önceki uygulamalariyla kiyaslanip, yeni uygulamanin herkesin “parasina göre hizmet almasi”na karsi çikildigi görülüyor. Yani sikayet edenler ve bu sikayetleri yüksek sesle yineleyen medya organlarina bakarsaniz onlar, “Mal ve hizmet üretimi özellestirilsin ama hizmet özellestirmeden önceki gibi sürsün” istiyorlar.
Açik ki burada bir tutarsizlik var.
Peki de, o zaman niye özellestirsin adam!
Yani; parasini veren önemsenmeyecekse, parasi az olanla çok olan ayni hizmeti alacaksa, ihtiyaç arttikça hizmetin fiyati artamayacaksa hizmete ihtiyaç acillestikçe fiyatlar daha da yükselmeyecekse piyasanin, özellestirmenin ne kiymeti olurdu?
Çünkü özellestirmede amaç, “üretilen mal ve hizmetlerin fiyatlarinin piyasa tarafindan belirlenmesi”dir. Bunun pratikteki anlami da bir mal ve hizmeti, ihaleye çikarip satiyormussunuz gibi; o mal ya da hizmeti “en yüksek fiyati verenin almasi”dir. Bu iliskide; ahlakti, hakti, fiyatin fahisligi ya da düsüklügüydü, siraydi,... gibi seyler “eskiye dair”, “modasi geçmis”, “sosyalizmin dayattigi”, “piyasa degerlerine karsi” seylerdir!
Bu yüzden de; gerekli miktarda parayi verenin bütün siralari atlayip en öne geçmesi, bir yere gitmek isteyenlerin sayisi artinca biletlerin fiyatinin olaganüstü artmasi, su koltugun fiyatinin ötekinden farkli olmasi ya da kafeteryada satilan yiyecek-içecek fiyatlarinin yolcularin satin alabilecegi en son sinira kadar yükseltilmesi, özellestirmenin temel felsefesi, olmazsa olmazidir!
Özellestirmenin sonuçlarini her alanda bu ölçüde çiplak görmüyorsak, henüz oraya gelinmedigi içindir. Yoksa gidisat bu yana dogrudur. Nitekim bu uygulamayi hava yollarinda açikça görüyoruz. Çesitli uçak firmalari birbiriyle rekabet ederken biletlerini, mevsime, uçusun yönüne, alindigi güne, hatta saate göre degistirerek ve ihtiyaç arttiginda fiyatlari birkaç katina çikarmakta hiçbir tereddüt gösteremeyerek bu uygulamayi yapiyorlar. Bunu saglikta, egitimde, enerjide, kitle ulasiminda, yerel yönetim hizmetlerinde,... tüm diger hizmetlerde de giderek görmeye basladik ama daha da görecegiz. IDO burada son örnektir sadece!
Kisacasi bunca zaman sonra, “Özellestirme bu mudur?” diye kükreyen özellestirmeden yana zata (zatlara) diyoruz ki; “Evet özellestirme tam da budur. Diger alanlarda da özellestirmeler henüz buraya gelmedigi için oralardaki sonuçlari bütün dehsetiyle görmüyoruz. Ama oralarin da IDO düzeyine gelmesi sadece bir zaman sorunudur!”
“Özellestirme bu mudur?”u, “Özellestirme buysa karsiyim” demeye götürmeyenler ise “özellestirelim güzellestirelim” demagojisinin pesine takilmaya devam ederlerse “tutarsizlar” olarak kalmaya devam edeceklerdir.
(*) Sikayetler böyle “orta sinif” feryadina dönüsünce, daha önce özellestirmeye karsi çikan isçiye kulaklarini tikayan, ”Yan gelip yatmaya alismislar da ondan böyle bagiriyorlar” diyen sermaye gazetelerinin önemli köse yazarlari da sorunu gündeme aldilar. Ve “böyle özellestirme olmaz”cilara destek verdiler.