Haber: Ali Isiyel
AKP iktidarinin üzerini sürekli olarak kapattigi, iktidar medyasinin kulaginin üzerine yattigi bir konu olmaya devam ediyor polis intiharlari. Meclis'te yillardir verilen soru ve arastirma önergelerine karsilik bir arpa boyu yol alinamayan ve AKP'nin konusulmasini istemedigi polis intiharlari, AKP iktidari döneminde sürekli olarak artmaya devam ediyor. Polis intiharlarinin yanisira, süpheli ölümler de siklikla basina yansiyor ancak bunlar üzerine de konusulmuyor.
Hazirlanan raporlara göre; intiharlarin çalisma sartlarinin zorlugu ve uzun çalisma saatleri, ekonomik yetersizlikler, ailevi sorunlar, cinnet halleri gibi birçok sebebi de bulunsa da polis memurlari ugradiklari mobbing ve baskilardan yilmis durumda. Bunlarla beraber 1,5 yil önce Yargitayin hukuksuz biçimde kapattigi Emniyet-Sen'in 1990-2010 yillari arasinda yayimladigi istatistikleri incelemek mümkün.
Emniyet-Sen'in verilerine göre; 1990 yilinda 5 polis intihar ederken bu rakam 2011 yilinda 26'ya kadar yükseliyor. 2011 yilindan sonra resmi istatistiklere yine ulasilamiyor ancak basina yansiyan haberlerden yola çikilarak 2013-2019 yillari arasinda yilda 30 ila 53 polisin intihar ettigine ulasmak mümkün. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün hazirladigi rapora göre ise Gezi Direnisinin yasandigi 2013 yilinda polis intiharlarinin tarihinin en yüksek seviyesine çiktigi farkli kaynaklara dayandirilan tahminlere göre belirtiliyor.
Yine basina yansiyan haberlerden ve farkli kaynaklardan yola çikarak, 2019 yilinda 46 polisin intihar ettigi ve bu sayinin en az üçte biri kadar da intihara tesebbüs eden polis oldugu gözlemlenebiliyor.
Levent Gök, 4 Aralik 2012 tarihinde TBMM Insan Haklari Koruma Komisyonuna polis intiharlarinin ve intiharlara yol açan sorunlarin incelenmesi ve çözülmesi talebiyle dilekçe vermis ancak somut bir sonuç alinamamisti. Bunun üzerine ayni talebi polis intiharlarinin yogunlastigi Gezi Direnisi sonrasi 5 Kasim 2013'te yineleyen Gök, AKP iktidarinin polis intiharlarini kamuoyundan gizleme çalismalarinin engeline takildi.
2020 yili ise polis intiharlarinda patlama yasanan bir ocak ayina sahne oldu. Yine resmi istatistiklerin yayimlanmamasi nedeniyle yalnizca basina yansiyan ve sosyal medyada yer alan haberlere bakarak ocak ayinda 8'i polis memuru, 1'i emniyet müdürü, 1'i bekçi ve 2'si emekli polis olmak üzere güvenlik güçlerinde 12 intihar yasandigi görüldü. 2012 yilinda Levent Gök'ün gündeme getirdigi polis intiharlariyla ilgili 8 yil içerisinde tek bir adim atilmamis ve bu sorun katlanarak büyümeye terk edilmis durumda.
Intiharlarin niteliklerine bakildiginda ise, intiharlarin ekseriyetle mesleginin ilk yillarinda olan polis memurlarinin intihar ettiginin görülmesi agir çalisma kosullarinin yarattigi stres ve baskidan dolayi gerçeklestigi sanisini kuvvetlendiriyor. Bunlarin yaninda göz ardi edilemeyecek baska sebepler de var. Örnekse maddi sartlarin yetersizligi, ailevi sorunlar, yetersiz beslenme, uzun çalisma saatleri dolayisiyla ortaya çikan uykusuzluk gibi diger sorunlar da polis intiharlarinin sebepleri arasinda yer aliyor.
Levent Gök, 2012 yilinda verdigi dilekçede; Tunceli'nin Hozat ilçesinde yasanan fisleme skandalinin ardindan istifa etmek isteyen ancak istifasi kabul edilmeyen Hozat Emniyet Amiri Çaglar San'in intiharini örnek göstererek, "Polisin de toplumun da ruh sagliginin birbirini tetikleyerek bozulmasi, siddet sarmalinin siradanlasmasi ülkeyi çok tehlikeli bir gelecege sürüklemektedir" ifadelerini kullanmisti. Bu dilekçe üzerine kurulmasi talep edilen alt komisyondan somut hiçbir sonuç elde edilemedigi gibi AKP iktidari durumu hasiralti etmisti.
Gezi Direnisinin ardindan 2013 yilinda verdigi dilekçede bu taleplerini yineleyen Gök, "Bir gösteriyi dagitma talimati alan polis; arkadasiyla, komsusuyla, belki akrabasiyla yüz yüze geliyor, içinden gelmese bile onlara karsi zora basvurmak zorunda kaliyor. Bu bunalim, göstericilere de gösterilerilere katilmamis vatandaslara da dogrudan ya da dolayli sosyal ve psikolojik siddet olarak yansimaktadir" ifadelerini kullanmisti. Ancak bu dilekçe sonrasinda da sorun hasiralti edilmis ve çig gibi büyüyen bu sorun kaderine terk edilmisti.
Bütün bunlarin ardindan yasanan 15 Temmuz darbe girisimi sonrasi ilan edilen OHAL ve ardindan gelen AKP iktidarinin polisiye önlemleri, KHK'lerle ihraç edilen polis memurlariyla birlikte hem bu polislerin açliga terk edilmesi hem de bu polislerin yoklugundan olusan is yükünün görevde olan polislere yüklenmesi göz önünde bulundurulunca, isinden ihraç edilme korkusu ile birlikte polis intiharlarinda ciddi bir artis yasandi. Konustugumuz bir polis memuru da endiselerimizi dogrular nitelikte açiklamalarda bulundu.
halktv.com.tr'ye konusan polis memuru, "Polisin en büyük sorunu özlük haklarinin olmamasi, 3600 ek gösterge beklentisi. Icra edilen görevin zorlugunun yanisira ek görevlerin verdigi yük de fazla. Miting, eylem, basin açiklamasi, maç vs. derken rutin görevleri de binince dinlenme ve aileye zaman ayirma isi pek mümkün olmuyor. Polis, aylik 240 saat çalisiyor ve ek görevler de üstüne binince vücut ile zihin çok zorlaniyor. Herkesin gözü maasimizda ama çalisma saatlari de göz önüne alinirsa Avrupa'daki meslektaslarimizin çok gerisindeyiz" ifadelerini kullandi.
Mobbing konusuna da deginen polis memuru "Bunlar disinda da mobbing de var malûm. Mobbing derken, her is ortaminda olan ast-üst iliskisi aslinda. Ekonomik kosullardan intihar eden de illa ki vardir ancak asil sorun o degil bence. Son yillarda intihar oranlari artti. Meslege alinirken psikolojik sartlari çok iyi degerlendirmek lazim. Polisin çelik gibi iradesi olmali. En ufak zorlukta intihara yeltenmek saglikli bir insan davranisi degil zaten." diye konustu.
Polis memuru son olarak bir de çagrida bulundu. Türk polisinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin mali oldugunu ifade eden memur, "Vatandas polislerin bu toplumun bireyi oldugunu unutmasin. Siyasi tercihlerinden ötürü polisleri bir kaliba sokmaya çalismasin" diyerek polislerin yasadigi zorluklarin anlasilmasi gerektigine vurgu yapti.