Tarih: 01.01.2018 00:00

POSTANE ISGALLERI 5

Facebook Twitter Linked-in

 POSTANE ISGALLERI 5

Erzurum Isyani ve Postane’nin Ikinci Kez Isgali

“Niyetimiz alnimizdan gel oku. Bakislarimizda var mi bir korku? Gözümüzde ne rüya var ne de uyku,

Hak yolunda serden geçtik dadasalar.”

Görevden alinan Nazim Pasa’nin yerine Diyarbakir Valisi Ata Bey atanir ve onun gelisine kadar da 4. Ordu Müfettisi Sevket Pasa Erzincan’dan Erzurum’a gönderilir.

Yeni vali Ata Bey, valiliginin ilk aylarinda halkin sevgisini kazanmak düsüncesiyle kendisinden önceki valilerin yapmadigi bazi islere girisir. Kamu görevlilerinin birikmis maaslarini öder, rüsvet aldigi bilinen memurlari görevinden alip yerlerine yenilerini atar. Askerlerin maaslari da artik düzenli olarak ödenmeye baslamistir. Bu arada yeni bir hükümet konagi insaatini da çok kisa sürede tamamlar.

Halk artik adaletin geldigine inanmaya baslamistir. Bu arada Istanbul’dan gelen inceleme heyetine de “hayvanat rüsumunun” Erzurum’da neden uygulanamayacagini anlatan bir dilekçe verilmis ve sonucu beklenmektedir.

Vali artik asil amacini gerçeklestirmek için harekete geçebilecegini düsünmektedir. Mahkeme baskani Tahir Efendi ile Baskomiser Sabri Efendi’yi çagirarak 13 Mart’ta isyanina katilanlarin ve elebasilarinin isimlerinin tespitini ister. Birinci derece sorumlulari hakkinda ömür boyu sürgün cezasi verilmesi karari alinmistir. Ikici derecede sorumlular için geçici sürgün, üçüncü dereceden failler hakkinda ise geçici hapis cezasi verilecektir.

Tespit edilen bu isimler için önce Istanbul’dan onay alinir ve ardindan 23 Ekim 1906 tarihinde harekete geçilir. Sokak baslarina ve önemli noktalara jandarmalar yerlestirilir. Eger tutuklamalara karsi direnen ve olay çikarmaya çalisanlar olursa ates edilmesi emredilir. Ancak bir sorun vardir. Sehrin en yüksek askeri komutani Münir Pasa bu tutuklamalara karsidir ve halka ates açilmasi emrine de uymayacagini bildirir.

Vali bunun üzerine merkez komutani Atif Pasa’dan konunun bir padisah emri oldugunu ve tedbir alinmasini ister. Ve ayni gece tutuklamalar baslar. Isyanin en önemli liderleri sessizce birer birer tutuklanmaya baslar, ancak esraftan Haci Akif Aga çok sert bir direnis gösterir. Bunun üzerine halk tutuklamalari ögrenir ve ilk isyandan daha siddetli bir isyanin baslangici için ilk kivilcim çakilir.

“Fakat bu sekli halli kabul etmedi Erzurumlu. Erzurum’un kisi zorludur, balam. Buz tutar yigitlerin biyigi. Erzurum’da kaskati, dimdik olur adam. Kabullenmez yilginligi.”**

Civar evlerde bulunanlar hemen sokaga çikarak Haci Akif Agayi kurtarir ve çarsi pazar her yana dogru yayilarak halki uyandirirlar. Pabucun biraz pahaliya mal olacagini anlayan inzibatlar da geri çekilerek Gürcü Kapisi’na siginirlar.

Bunun üzerine halk Gürcü Kapisinda toplanmaya baslar ve Tabur komutani Haci Muharrem Aga’dan tutuklananlarin nerede saklandigini sorarlar. Binbasi halka bu yaptiklarinin suç oldugunu anlatmaya çalissa da isyancilardan bir kismi karakola girmek ister. Buna karsi gelen Baskomiser ile oglunu ve kendilerine ates açan bir polis memurunu da öldürürler. Karakolda bulunan diger polis ve jandarmalar da asker elbisesi giyerek karakoldan kaçarlar.

Isyan artik iyice alevlenmistir. Isyancilardan bir bölümü de valiyi yakalamak için hükümet konagini basar. Öldürülecegi korkusuyla civardaki evlerden birine saklamis olan valiyi bulurlar ve Ibrahim Pasa Camisinde hapsederler. Vali basindan yaralidir.

Daha önce tutuklananlarin sürgün için yola çikarildiklarini ögrenen isyancilar hemen içlerinden elli kadar bir süvariyi de peslerinden Askale yoluna dogru çikarirlar. Süvariler hizlica hareket ederek sürgünleri yolda yakalar ve jandarmanin elinden alarak Erzurum’a geri getirirler. Bu durum halkta çok büyük bir cosku yaratmistir.

Isyanin siddeti ve ildeki garnizonun büyük bir bölümünün direnise sicak bakmasi hükümeti alttan almaya zorlar. On bes güne yakin bir zaman geçmesine ragmen bir girisimde bulunmaz. Bu arada kenti tamamen isyancilar yönetmektedir ve durum gayet sakindir. Dükkânlar açik, ticaret serbest bir sekilde devam etmektedir. Ancak sokakta resmi hiçbir zabita kuvveti yoktur.

 Isyan artik öyle bir hal almistir ki içerik degisikligi olmustur. Direnme birincil amaç olmus verginin kaldirilmasi istegi ise geri plana atilmistir. Nihayet, yilsonuna dogru vali Ata Bey’in görevden alinip yerine Nuri Bey’in yeni vali olarak atandigi bildirilir.

Sehirdeki hassasiyetleri bilen yeni vali ahalinin tarafini tutan yaklasimlar sergileyerek, saraya vergi affi lehinde kanaatlerde bulunuyordu. Ancak gösteri ve ayaklanmalar yine de tam olarak yatismaz.

1907 Mart’inda vergilerin kaldirilmamasi üzerine isyan yeniden alevlenir. 5 Martta baslayan isyan 22 Mart’a kadar tüm siddetiyle devam eder. Bu süre içerisinde birçok defa kitle gösterileri olur. Direnisi yine “Can Veren” örgütü yönetmektedir. Örgüt 8 ve 11 Mart tarihlerinde saraya iki defa telgraf çekerek isteklerini bildirir.

Her iki telgrafa da saraydan bir cevap verilmeyisi üzerine yaklasik 20.000 kisilik bir kalabalik 15 Mart’ta Postaneyi yeniden kusatir ve isgal eder. Bu kez padisahin saraydaki telgrafin basina bizzat gelmesini istediklerini bildirip beklemeye baslarlar.

Telgrafin basina bizzat gelen Abdülhamit isyani sona erdirebilecegi umuduyla bazi ödünler verir. Bu ödünler sunlardir. 1) 1906 yili Mart ayinda ki birinci isyana katilanlar affedilmistir. 2) 1906 yili Ekim ayinda ki ikinci isyanin baslangicinda iki polis komiseri ile bir polisi öldürenler affedilmistir. 3) Kaldirilmasi istenen yeni iki verginin 1903 1904 yillarina ait kismi alinmayacaktir.(Erzurum’daki Fransiz Konsolosu A. Peraldi’nin Disisleri bakanina 17 Mart tarihinde gönderdigi bilgi notundan.)

 Padisahin önerileri makul gibi görünse de halk tarafindan yeterli görülmez ve bu durum 16 Martta saraya geri bildirilir. Bu gelismeler üzerine padisah yeni ödünler vermek ihtiyacini hisseder. Erzurum halkina yeni önerisi sunlardir. 1) Esekler hariç bütün diger evcil hayvanlardan alinacak vergi 10 kurustan 3 kurusa, indirilmistir. 2) Esek basina verilmesi gereken vergi de 5 kurustan 2 kurusa indirilmistir.

Padisahin bu yeni tavizleri de halk tarafindan yeterli görülmez. Çünkü halkin talebi bu yeni iki verginin kaldirilmasidir. Ayrica halk verdigi vergilerin nerelere harcandigini da bilmek istemektedir. (Fransiz Konsolosu A. Peraldi’nin Disisleri bakanina 23 Mart tarihinde gönderdigi bilgi notundan.)*

Nihayet 22 Mart tarihinde saraydan beklenen cevap gelir.“Iki yeni vergi tamamen kaldirilmistir.”Bu durumu sehirdeki Fransa Konsolosu 26 Mart tarihli telgrafinda söyle anlatmaktadir.“Padisahin iradesi kentin meydaninda halka okundu. Galebesinden son derece emin olan halk hiçbir sevinç gösterisinde bulunmadan olaysiz bir sekilde dagilmistir.”

Isyan son bulmus gözükmektedir. Ancak vali Nuri Bey’in, halki padisahin bu bagis ve tüm iyiliklerinden dolayi görkemli bir sekilde sükranlarini sunmaya zorlamasi huzursuzluklari artirir. Can veren örgütü yeni isteklerini bildiren bir takim girisimlerde daha bulunmaya devam eder.

Ayni yilin Eylül ayi baslarinda ekmek fiyatlarindaki pahalilik nedeniyle yeni bir isyan çikar ve bu kez de vurgunculuk yapan un tüccarlarinin depolari basilip bir tanesi öldürülüp birkaç tanesi yaralanir.

 Tüm bu direnis ve isyanlarin bedeli 1907 yili sonlarina dogru halka ve Can Veren örgütüne aci bir sekilde ödetilmistir. Baska illerden asker sevkiyati yapilarak tüm ilde (ilçe ve köyleri de kapsayan) kitlesel tutuklamalar yapilir.

Örgüt yöneticisi olduklari tespit edilen 92 kisi (ki 80’i tüccardir) çok agir iskencelerden geçirilir. Iki kisinin de öldügü bu iskenceleri ögrenen kadinlardan olusan bir topluluk “katiller” diye bagirarak valinin konagini kusatir. Bu gösteri iskencelerin bir nebze olsun durmasini saglamistir.

Sahte bir biçimde yapilan mahkemeler sonucu 8 kisi ölüm, 18 kisi ömür boyu ve digerleri de çesitli sürelerde olmak üzere hapis ve sürgün cezalarina çarptirilirlar.

“Koca bir millet zindana tikilmaz, Biz ayakta iken bu vatan yikilmaz. Gördük ki hainler haktan sikilmaz, Hak yolunda serden geçtik dadaslar.”**

Ancak 24 Temmuz 1908 tarihinde ikinci Mesrutiyetin ilanindan sonra tümmahkum ve sürgünlerin cezalari affolunur. Sürgünlerin kente geri dönüsüde büyük senliklerle kutlanir.**

Dostlukla.

(Erzurum ve civarinda 1906-1908 yillari arasinda yasanan süreçte meydana gelen gelismeler ve bu direnisleri yöneten örgütlenmeler konusunda çok seyler yazilip çizilmis olmakla birlikte gerçegin tam olarak kavranabildigini söylemek çok zordur. Biz bu sürecin sadece postane isgallerine ve sarayla yaptiklari telgraf haberlesmesi boyutuna ait olan kisimlarini anlatmaya çalistik. Bunu yapabilmek içinde olaylarin gelisim çizgisini kisaca ve özet olarak ele aldik. Yine de kisa tutmayi pek basardigimizi söyleyemeyiz.)

*Fransa Disisleri Bakanligi Belgelerinden Aktaran: Ö.S. Cosar. Milliyet Gazetesi. 02.06.1973. **.Nazim Hikmet. Erzurum ve Sivas Kongreleri) ***Zafer Kars. “Belgelerle 1908 Devrimi Öncesinde Anadolu”. Kaynak Yayinlari 37. Kasim 1984. Kitapta ekli 10 adet belgeden özetlenerek hazirlanmistir. Zeynep Karadeniz.1908 Devriminin Sosyal içerigi. Özgürlük Dünyasi. Aylik Sosyalist Teori ve Politika Dergisi. Aralik 1993.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —