RAMAZANI YASAMAK

RAMAZANI YASAMAK

Evveli RAHMET, ortasi MAGFIRET, sonu cehennem azabindan KURTULUS olan mübarek Ramazan ayi, süphesiz Ilahi kazançlarin harman oldugu bir aydir. Peygamber Efendimiz (sav) “Eger siz, Ramazan’in kiymetini bilseydiniz, bütün senenin Ramazan olmasini isterdiniz” buyurmustur. Çünkü Ramazan ayi, rahmet, bereket, magfiret ve cehennem azabindan kurtulus ayidir.

Ramazan ayi; inanci maneviyati, farkinda ligi, paylasmayi, dayanismayi, adaleti, haysiyeti, birligi ve özünde kardesligi ögretir bizlere… Her yil oruç ayi geldikçe, Ramazan’in bize ögrettiklerinden anladiklarimizi, bu ilahi yakinlik, insanlik ve itibar dersini tekrarlamamiz, çalismamiz ve derinlestirmemiz gerekir. Özünde Ramazan ayi insancil bir maneviyat ayidir. Oruç tutmak, bilhassa samimiyeti ve teslimiyeti deneyimlemek demektir vesselam…

Oruç günleri boyunca bizlerden yemeden, içmeden ve içgüdülerimize uymaktan kaçinmamiz, içimize, kalplerimize ve hayatlarimizin anlamina yönelmemiz istenir. Eksikliklerimizi, çeliskilerimizi ve hatalarimizi gözlemlemek, saklamayi veya yalan söylemeyi birakip, çabalarimizin odagina kendimizi, hayatlarimizin anlamini ve önceliklerini aramayi koymak demektir. Bizler biliyoruz ki, kisi kendini en iyi bilendir. Unutmayalim ki; Ramazan ayi eglence ayi degil, arinma, samimiyet ve teslimiyet ayidir.

Iftar vaktini beklerken, adeta hemen her gün bayram sevinci yasadik. Bir an evvel ezan okunsa da “kuruyan dilimiz, damagimiz, islanmaya hasret dudaklarimiz suya kavussa” diyerek, iftar saatini sevk ve heyecanla bekledik… Bu esnada Sevgili Peygamber Efendimiz (sav) “Oruçlu için iki sevinç vardir: “Biri iftar ettigi, digeri de Allah’a kavustugu vakit…” mübarek sözlerini hatirlayip, iftar vaktinde yasadigimiz bu sevinci, en büyük sevinç vesilesi olan Ramazan Bayrami ile de pekistirmesini dualarimizda hep Rabbimizden niyaz etmedik mi?

Ramazan Bayrami ise; Rabbimizin Ramazan ayi boyunca biz kullarindan yerine getirmesini istedigi bireysel ve toplumsal bazi sorumluluklarin geregini yerine getirebilmis olmanin coskusu ve hazzinin yasanacagi bayramin bir diger adidir aslinda Ramazan Bayrami… 

Ramazan ayinin bireysel ve toplumsal hayatimiza yönelik bizlere kazandirdigi bazi disiplinler Ramazan ayi sonrasinda da üzerimizde çesitli etkiler yapmaktadir. Bayramlar süphesiz toplumsal kaynasmanin en yogun yasandigi ve insanlarin birbirlerinin hal ve hatirlarini en içten duygularla paylastiklari günlerdir. Aslinda Ramazan Bayrami ektigini biçmek demektir. Küslügün darginliklarin son buldugu, Kardesligin birlik ve beraberligimizin temelde güç kazandigi günün bir diger adidir Ramazan Bayrami…

Derken basliyoruz yeniden ezelden beri süre gelen dini sorumluluklarimizi yerine getirmeye… Her yeni yilda, her yeni yasta, gövdeler ve gönüller yettigince basarmaya çalisiyoruz iyi duygularla yükümüzü hafifletmeyi. Herkes elinden geleni yapiyor diyelim. Eski bayramlarin eski yogunlukta tadi olmasa da, bereketini kaçirmamak için bu bayrama güzel seslenelim ki geçmise güzel yanki yapsin…

Mübarek Ramazan ayina müteakip bir bayrami daha idrak edecek olmamizin, muhakkak ki büyük bir sürur ve saadeti var hepimizin gönlünde. Ve asil gayenin Müslüman olarak ruhumuzu teslim edebilmek oldugunun da suuruna varmanin idrakini bir kez daha hissediyoruz tüm benligimizle…

Unutmamaliyiz ki; her günümüzü CUMA, her gecemizi KADIR, her ayimizi RAMAZAN yapmak kendi elimizde… Yeter ki biz, bu mübarek ay, gün ve geceleri degerlendirmesini bilelim. Ne mutlu, RAMAZAN ayina ulasip, onun kiymetini bilerek hakkiyla degerlendiren ve mükâfat olarak da BAYRAM’ a kavusan müminlere…

Ey lütfü bol kahri güzel!  Bizlerin, Ailemizin, Kardeslerimizin, Dostlarimizin, Komsularimizin ve tüm insanligin senin yoluna tabi, Senin bizlerden razi oldugun “Ramazan” gibi bir hayat diliyoruz. Ahretimiz iste o zaman Bayram olacaktir.

Bu duygu ve düsüncelerle Degerli okurlarimizin ve tüm Islam âleminin mübarek Ramazan Bayramlarini tebrik eder, topyekûn içinde insanlik için; saglik-afiyet, huzur, esenlik ve emniyet dolu daha nice güzel bayramlar olmasini dilerim.

Ahmet KURT