RANT IÇIN DEGIL HIZMET IÇIN YEREL YÖNETIM
YEREL YÖNETIMLERDE YENIDEN DÜZENLEME 2
Geçtigimiz Haziran ayi içerisinde yasalastirilacagi söylenen yeni düzenleme ile ilgili tasari beklenenin aksine gündeme getirilmeden meclis yaz tatiline girdi. Bunun sebebi tasariya karsi yapilan yogun elestiriler midir, ya da iktidarin baska politik hesaplarimidir dogrusu bilemiyoruz. Bu nedenle gündemde geri plana itilen konu hakkinda yazacaklarimizin simdilik fazla bir önemi kalmamis gibi gözüküyor.
Ancak konunun birinci bölümünde, bir sonraki yazimizda deginecegimizi belirttigimiz yanlarina kisaca yer vererek “Yerel Yönetimler” ile ilgili yazdiklarimizi simdilik noktalamak istiyorum. Gündemdeki diger konulari ele almaya devam edecegiz.
Tasariya karsi agirlikli olarak getirilen elestiriler yerel demokrasinin aslinda bundan olumsuz etkilenecegi ve hizmetlerin daha çok merkezilesecegi ile bunun Eyalet Sistemine Geçisin bir ön adimi olacagi seklindeydi. Bir de bunu yaparak iktidarin kirsaldan alabilecegi oy destegiyle su anda muhalefetin elinde olan bazi büyüksehir ve il belediyelerini ele geçirmeyi planladigi seklinde degerlendirilmekteydi.
Yine tasariya karsi en sert elestiriler aslinda muhafazakâr ve sag kesimin bazi kalemlerinden gelmekteydi. Örnegin bunlarin arasinda basi çeken Hasan Celal Güzel su degerlendirmeleri yapiyordu. “Yeni Büyüksehir Belediyesi Kanunu Mahzurludur.
`Idarî Reform, ilk bakista yöneticilere en kolay gelen reformdur. Çalisma hayatinin önemli bir kismini idarî reform projeleriyle geçiren eski bir bürokrat olarak yaziyorum. Alirsiniz önünüze idarî semalari, kadrolari, genel seviyede is degerlendirmeleri yaparsiniz. Daha sonra, `Yahu bu daha önce neden kimsenin aklina gelmemis?` diye ahkâm kesersiniz... Arkasindan gelsin kanunlar, yönetmelikler, tebligler.
Büyüksehir belediye hudutlarinin il hududu olarak kabul edilmesi her bakimdan son derece mahzurludur. Mevcut 50 km.lik geçici uygulamalar bile basarili olmamistir. Bir defa bu kanun tasarisi, vatandasin yerel yöneticilerle temasini azaltmasi ve iliskilerini gevsetmesi sonucunu doguracaktir. Bir uçtan digerine yüzlerce kilometre mesafe bulunan bir yönetim, yetkisi ne olursa olsun etkisini azaltacaktir. Bu da `katilimci demokrasi`nin genel ilkelerine uygun degildir.”
“Reform derken Otonomi yapmayalim” baslikli yazisinda konuyu degerlendiren Yeni Akit Gazetesi yazarlarindan Yener Dönmez ise; “Il genelindeki tüm belde belediyeleri ile köylerin tüzel kisiligi kaldirilarak mevcut ilçelerde ilçe belediyesine, yeni kurulan ilçelerde bu belediyelere mahalle olarak katiliyor. Bu sinirlarin tüm il sinirlarini kapsamasiyla birlikte Büyüksehir Belediyeleri`nin yerel yönetim niteligini kaybetmesi söz konusu. Mezarlik alanlarinin tespiti, binalara numara verme gibi yerel hizmetlerin bile Büyüksehir Belediyesi tarafindan karara baglanmasi yerinden yönetim anlayisinin tamamen kaybolmasi demektir.”
Sol ve sosyal demokrat çevrelerin de yogun sekilde elestirdigi tasariya iliskin olarak sendika. org da yapilan su degerlendirme sanirim bu açidan önemli bir gerçegi dile getirmektedir. “Kentsel dönüsümün önündeki tüm engellerin Afet Yasasi ile birlikte kaldirilmasinin ardindan, imar konusunda da büyüksehir belediyelerinin tek yetkili hale getirilmesi ile yalnizca hizmetler alanindaki kar degil, kent ranti konusunda da belediyeler güçlü bir piyasa aktörü haline gelecektir.
Tasarinin, yeniden gündeme geldigi takdirde bir hayli tartisma yaratacagi muhakkaktir. Simdilik bizde bir iki hususun altini çizerek konuyu burada noktalayalim.
***KAYA Raporunda da belirtildigi gibi Yerel Yönetimlerin “yerel hizmetlerin tek sorumlusu ve yetkilisi” olmasi saglanmalidir.(KAYA RAPORU: Kamu Yönetimi Arastirmasi Genel Raporu. TODAIE Yayini. Yayin No.238.Ankara.1991.)
***DPT’nin yedinci bes yillik kalkinma planinda önerildigi gibi ‘yerel yönetim meclislerinde tüm toplum kesimlerinin temsiline imkân verecek düzenlemeler yapilmalidir’.
***Yerel Hizmetlerle ilgili kararlarin alinmasi, uygulanmasi ve denetlenmesi süreçlerine belde halkinin katilimini saglayacak düzenlemeler yapilmalidir.
***Ilk kez belediye kurulacak yerlerin tespiti siyasi iktidarlarin tercihine göre degil, önceden belirlenmis objektif kriterlere göre yapilmalidir.
Dostlukla