Redhack: Kesinlikle provokatörüz

Redhack: Kesinlikle provokatörüz

RedHack: "Esit, adil ve sinifsiz bir dünya talep etmek provokatörlükse evet biz kesinlikle provokatörüz"

Redhack: Kesinlikle provokatörüz

RedHack: "Esit, adil ve sinifsiz bir dünya talep etmek provokatörlükse evet biz kesinlikle provokatörüz"

 

Hep onlar vardi RedHack; Kizil Hackerlar ya da Kizil Hackerlar Birligi. Tam 15 yilini dolduran, kendilerini Marksist ve sosyalist olarak tanimlayan hacker grubu. Iktidara bagli kurumlara yaptiklari siber saldirilar ve açikladiklari belgelerle sarsici eylemler yapan RedHack, 15 yillik tarihinde her zaman gündemi sarsti. Elbette Gezi Parki Direnisi’nde de hep onlar vardi. Kimler, neredeler hiç bilemesek de büyük ihtimalle meydanda da yanimizdalardi. Eylemleri ve inandiklari ugruna verdikleri savas ile sinifsiz ve sinirsiz bir dünyayi arzulayan RedHack anlatiyor…

- Gezi Parki Direnisi sosyal medyanin sayesinde bir devrime dönüstü. Nasil bir hareketti bu?

Tarihe düsülmüs milyonlarca not var bu konuda ve bunlardan yararlanmayi bilen herkes olayin gelisiminden itibaren yasananlari kolaylikla yorumlayabilir aslinda. Daha önce de dile getirdigimiz gibi: Bu eylem Lenin’in ampirik felsefe yaklasiminda oldugu gibi iyi niyetinden hareketle önyargilari ve korkulari olmayan bir kitlenin kendi özgürlügüne sahip çikmasinin; özgürlügü ise partiler, egilimler üstü bir kavram olarak görmesinin; sevmeyi bilenlerin ve ötekilestirilmekten yorulmus insanlarin direnis pratigidir. En yalin haliyle insanlarin kendi besledikleri, kendi iradelerini temsil etmesi için “seçtigi” tüm parlamenter yapinin sorgulanmasi meselesidir. Bu nedenledir ki farkli yasam pratiklerinden, egilimlerden, tercihlerden ve yönelimlerden gelen koca bir kitle kendilerine tahsis edilmis toplu ulasim araçlari yerine TOMA’yi; miting alanlarinda dagitilan bedava belediye suyu yerine tazyikli suyu; kamu spotlarinda sahip çikilmasi için seferberlik ilan edilen “Gesi Baglari” yerine “Gezi Baglari”ni tercih etmis ve bu saglam baglarin aslinda nasil da Anadolu insaninin tüm bilesenlerini bir araya getirebilecegini göstermistir.

DOKUNARAK TEST…

Bir eylem düsünün ki heavy metalci ile hurda toplayan çocugu bir araya getirsin ama iktidar tarafindan “marjinal gruplar, molotofçular” olarak adlandirilsin. Bir eylem düsünün ki ülkede pek çok ana unsurun yani medyanin, parlamentonun, bürokrasinin sorgulanmasina; geçmisten tasinan negatif ve ayristirici algilarin yeniden sorgulanmasina sebep olsun.

Siyaseti bir yasam tarzi degilse bile gündelik yasam döngüsünün ayrilmaz bir parçasi haline getirmis çok ciddi bir kitleden söz ediyoruz ve bu kitle yani basindakiyle esit olmaktan, esit anilmaktan, hakaretamiz ne kadar sifat varsa omuzlarina almaktan bir an bile çekinmiyor. Bizler RedHack olarak bu iktidarin dokunulmaz olmadigini göstermeyi basarmistik, tereddütü olanlar bu kez dokunarak test ettiler.


DAYANISMA OLAGANÜSTÜYDÜ…

- Siz nasil yasadiniz bu süreci?

Süreci son derece aktif yasadik isin dogrusu. Hem bir koordinasyon merkezi görevi üstlendik, hem bir uyari merkezi islevi. Çünkü eylem pratigi olmayan, son derece insani taleplerle ilk kez sokaklara dökülen çok farkli gruplarin eylem birliktelikleri söz konusuydu. Eylemin güçlü sekilde devamini desteklerken, diger yandan hakliyken haksiz konuma düsecek siddet eylemleri için uyari niteliginde mesajlar verdik. Provokatörlerin sizmalari, devletin daha önce defalarca yaptigi gibi direnisi siddet eksenine çekerek kendi fasizan tutumunu mesrulastirma gayretleri için halki uyarmak zorundaydik. Devrimci pratigimizin getirdigi tüm kazanimlari bu güzel insanlarla paylastik. Ihtiyaçlar dogrultusunda ilgili meslek odalarina ve kanaat önderlerine açik mesajlar yayimladik. Eczacilar Odasi’na “Neden eczaneleri olagandisi bu gelismeler karsisinda açik olmaya çagirmiyorsunuz?” dedik örnegin. Devlet eliyle iletisime müdahale edildiginde bölgedeki dostlara “Direnise destek veriyorsaniz internet baglantinizin kullanici adini DIRENIS yapin” diye ricada bulunduk, kan gruplarinin kollara yazilmasinin olasi bir müdahalede zaman kazandiracagini söyledik, sendikalari üretimden gelen gücü aktif kullanmaya davet ettik; mesajlari iletmede bir köprü görevi üstlendik. Aslinda konusulmasi gereken, bizleri bile sasirtan bu olaganüstü dayanisma ve direnci gerçeklestirenlerin neler yaptigi olmali. Eger halkin hakli ve mesru talepleri için eylem birlikteligini koordine etmek, karsilikli saygiyla bezenmis, esit, adil ve sinifsiz bir dünya talep etmek provokatörlükse evet biz kesinlikle provokatörüz.

OTEL LOBISINE INANIYORUZ

-Ya “faiz lobisi”?

Cahil kitleleri aldatmaya odaklanmislarin durumu kurtarma çabalarindan biridir sadece. Son derece basit bir mantikla yalanlanabilir bir söylemdir. Cebinizde 100 TL’niz var ve yil sonu net olarak 5 TL kazanç getirecek bir devlet tahvili aldiniz. Faizler yükseldi ve 100 TL’lik yatirima yil sonunda 7 TL alabilecek kosullar olustu diyelim. Bu iktidarin adimlarina 10 yildir inanmis sermaye sinifi bu durumda kârda midir yoksa zararda mi? Elinizde yil sonunda 5 TL getirebilecek tahvil varsa buna zarar etmeden nasil alici bulursunuz? Kaldi ki “interest lobby” kavramini yanlis anlayarak yapilan bu yorumlar dünyanin dört bir yaninda alay konusu olmustur.

Amerikan Merkez Bankasinin (Federal Reserve) para politikasinda keskin kararindan dünya üzerindeki tüm ülkeler etkilenirken AKM’nin 4. katindan düsüp ölen hurdacinin ülke ekonomisini sarsmis olmasi ancak absürd bir komedi olarak adlandirilabilir. IMF’ye borç verdik yalanini söyleyenler haziran ayi içerinde hazinenin 1 milyar Avro’nun üzerinde borçlandigini ayni ekranlardan söyleyebilseler keske. Sosyalistlerin tüm süreçlere hâkim olmasi, bilgiyle iç içe bir yasam sürdürüyor olmasi ve kapitalist sistemin dinamiklerini en az sistemin parçalari kadar yorumlayabiliyor olmasini yadirgayanlara son not olarak söyle söyleyelim: Biz faiz lobisine degil, direnisçileri bagrina basan otellerin lobisine inaniyoruz.

‘GÖZÜM FEDA OLSUN’

- Gezi Direnisi neleri degistirdi?

RedHack olarak belirlemis oldugumuz seviyelerin önceki asamalarinda öncelikli hedefimiz “korku imparatorlugunun” kalelerine saldirmak ve ahlaksizlik getirdigine inandigimiz korkunun hayatimizdan çikmasini saglamakti. Bunu basardigimizi ve hiç kimsenin dokunulmaz olmadigini gösterdigimizi düsünüyoruz. Bizlerin bu gayretini özgürlügüne sahip çikarak, bütünlükçü ve barisçil bir söylemle hiç umulmadik büyüklükte mesru bir halk hareketi olarak Gezi direnisçileri de pekistirdiler. Gözünü kaybeden bir dostumuzun su cümlesi her seyin özeti mahiyetindedir aslinda “Gözüm bu halkin özgürlügüne feda olsun”. Korku imparatorlugunun kaleleri düsmüstür ve tabir yerindeyse onlar bizlerden çok ama çok daha fazla korkar haldeler. Maskelerinin düstügünü görmek, yillarca itibarsizlastirmaya çalistiklari kitlelerin ürettigi tepkileri Fas Krali’ndan, Tunus Halk Cephesi liderinden ve hatta çok güvenip sirtini dayadigi Beyaz Saray’dan isitmek oldukça agir bir duygu olsa gerek. Dünyanin en saygin basin kurumlarinda manset olup itibarinin yerle bir olusuyla yüzlesmek bir diktatör için en agir duygulardan biridir muhtemelen.

AGAÇLAR ODUNLARI DESIFRE ETTI

- 1 Mayis’ta Taksim Meydani’ni iki saatligine vermediler ama neredeyse üç hafta boyunca meydan direnisçilerin elindeydi, bunu nasil yorumluyorsunuz?

6 Eylül 1980 Konya Kudüs mitinginde Arapça sloganlari duvarina yazdirmayan devlet kurumlarina saldirilmasi emrini veren, mevcut anayasal düzen aleyhine sloganlar attiran dönemin MSP Istanbul Il Gençlik Baskani Tayyip Erdogan’in özgürlük anlayisinin turnusolu olarak yorumlu ulasimi bedava yapanlarin emek ve emekçiye bakislarini göstermesi açisindan çok önemli bir deneyimdi 1 Mayis. Çukur bahanesiyle emekçileri meydanlardan uzak tutma gayreti, 1977’nin anilarini silme gayretleri su an bambaska bir boyuta tasinmis durumda. Taksim artik sadece 1 Mayis’in degil Gezi Direnisi dolayisiyla bir baska onurlu direnisin de merkezi haline geldi.

Agaçlar odunlari desifre etmistir. Budur ol hikâyet.

- Gezi Parki Direnisi dünyayi da sardi ve salladi. Elbette yandas medya bunu da görmedi. Bildigimiz medyanin sonu geldi mi?

Klasik anlamda medya pompalamalarinin sonunun gelmekte oldugunu düsünüyoruz. Bunca teknolojik aygitin hemen hemen herkesin kullaniminda oldugu bir dünyada klasik anlamda gazeteciligin sürdürülebilir olmasinin önkosulu objektif olabilmekten geçiyor. Insanlar bilgisayar hileleriyle üretilmis deliller yüzünden yillar boyu hapis yatirilirken sekteye ugramis olan adalet anlayisina bunca itiraz varken, gerçek basin emekçileri sermaye tarafindan görevden el çektirilmis ve mevcut iktidar eliyle 62 gazeteci hapislerde çürütülürken bu medya yapisinin sürdürülebilir olmasi pek mümkün gözükmüyor.

BEDEL ÖDEMEK

- Sizce bu direnis neler ögretti?

Bir arada yasamanin, yani basindakinin tercihlerine, yönelimlerine saygi göstermenin aslinda ne denli kolay oldugunu ögretti. Ögretti diyoruz, çünkü Anadolu insanina has degerlerle hiç tanistirilmamis, bile isteye yasam telasi içerisinde kaybolmasi saglanmis kitleler de söz konusuydu bu eylemde. Oysa çok kolaydi digerini anlamak. Gezi Parki’nin bir kösesinde yoga yapan insanlarla kandil simidi bölüsenler, escinsellerle kahvalti yapip onlari ne kadar az tanidigini fark edenler, dövmeli gençlerin sabah temizligine nasil aktif olarak katildigini görenler, namaz kilan Devrimci Müslümanlar’in etrafina set olusturanlar ve diger tüm bilesenleriyle bu eylem aslinda bir halkin direnisinden çok dirilis öyküsüdür. Milletvekillerini sorguladi halk; savcilarin tutumunu, direnis boyunca rapor alip görevine gitmeyen doktoru, medyayi, endüstriyel futbolu, gerçek sanatçiyi ve sisirilmis medya figürlerini, akademisyenleri, sendikalari, yandaslarin eli sopali terörünü, sürekli peygamberin güzel ahlakindan dem vurup aslinda geri planda nasil bir vahset kültürü besledigini gösteren iktidari sorguladi. Ama bizce en önemlisi, yillar boyu sistemin dezenformatif araçlari eliyle düsman edilenlerin nasil bir baskiyla mücadele ettiklerini; yani bir baska deyisle terörist ilan edilen, itibarsizlastirilan onca aydin, sanatçi, yazar, ögrenci, devrimcinin ne tür bir bedel ödediklerini yeniden sorgulatti

HALKIN ZEKÂSI PARLAMENTODAN ÖTEDE

- Zekâ ve mizahla harmanlanmis Gezi Direnisi tavrinin karsisinda statükonun direnmesi pek de mümkün degil sanirim?

Asik yüzlü bir muhalefet anlayisinin, ezbere alinmis sloganlar üzerinden bu halki hiçbir yere tasimamis ve tasimasi mümkün olmayan geleneksel anlayisin, çoktan yikilmasi gerekiyordu. Bu yeni nesil protestolarin, zekâ ve mizahla harmanlanmis bu yeni tutumun karsisinda statükonun direnmesi mümkün degil. Çünkü bu protestolar da göstermistir ki halkin özgürlük algisi, zekâ ve iletisim algisi bu ülkeyi yönetmesi beklenen parlamentonun algilarindan çok daha ötededir.

Ali Deniz Uslu-Cumhuriyet