Rektörler `hazir ol`da, bilim ayakta

Rektörler `hazir ol`da, bilim ayakta

ODTÜ`de, geçtigimiz hafta Basbakan Recep Tayyip Erdogan`i protesto eden ögrencilere yapilan polis saldirisinin ardindan baslayan tartismalar büyüyerek devam ediyor.

 

ODTÜ`de, geçtigimiz hafta Basbakan Recep Tayyip Erdogan`i protesto eden ögrencilere yapilan polis saldirisinin ardindan baslayan tartismalar büyüyerek devam ediyor.

Birçok üniversite rektörünün, tek elden çikmis gibi ögrencileri ve onlara sahip çikan ODTÜ rektörlügünü suçlayan açiklamalar yapmasi, akademisyenleri ayaga kaldirdi.

Marmara, Istanbul Teknik, Yildiz Teknik, Galatasaray ve Mimar Sinan üniversitelerinin rektörlerinin, ODTÜ` lü ögrencileri hedef alan açiklamalarinin ardindan, Istanbul, Hacettepe, Mus Alparslan, Afyon Kocatepe, Bingöl, Sabahattin Zaim, Usak, Bezmialem Vakif üniversitelirinin rektörleri de hükümeti destekleyerek, ögrencileri hedef alan açiklamalar yapti.

POLIS SALDIRISINI UNUTTULAR

"Üniversitelerden ODTÜ olaylarina kinama" baslikli merkezi olarak yayginlastirilan metinde, Basbakan Erdogan`in yorumlarinin aynilari kullanilarak: "Türkiye Cumhuriyeti`nin uzay bilimleri ve teknolojileri alaninda göstermis oldugu bu tarihi basari, ne yazik ki ODTÜ yerleskesinde bazi ögrencilerin siddet eylemleriyle gölgelenmeye çalisilmistir"ifadelerine yer verildi. Ögrencilerin protesto yönteminin sadece elestirel fikirler seklinde olmasi gerektiginin savunuldugu açiklamalarda, üniversitelerin ögrenciler ve `bilim adamlari`nin fikir ürettigi, düsüncelerini özgürce paylastigi yerler olmasi gerektiginin söylenmesi ise saskinlik yaratti. Ögrencilerin siddet yanlisi ve bilim karsiti oldugunu ileri süren rektörlerin polis saldirisina hiç deginmemesi ise dikkat çekti.  

AKADEMISYENLER TEPKI GÖSTERDI

Rektörlerin bu açiklamalarina, akademisyenler bildiri yayinlayarak tepki gösterdi. Galatasaray, Istanbul, Istanbul Teknik, Marmara, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Yildiz Teknik Üniversitelerinden akademisyenler bir bildiri yayinlayarak, ögrencilere, ODTÜ rektörlügüne destek verdiler. Imzaya açilan ve yüzlerce akademisyenin destek verdigi bildiride polisin ögrencilere saldirisi kinandi.

"ODTÜ` lü meslektaslarimizin tüm ifadelerine ragmen, söz konusu açiklamayi yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olaylari baslattigi, olaylarin ilk asamasindan itibaren iyi niyetli davranmadigi ve orantisiz güç kullandigi gerçegini gözardi etmelerini manidar buluyoruz. Polis siddeti karsisinda tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ`lü meslektaslarimizin ve ögrencilerin yaninda oldugumuzun bilinmesini istiyoruz" denilen bildiride, üniversitenin özgürlügünün sadece ögretim elemanlarinin arastirma ve ifade özgürlügünden ibaret olmadigina dikkat çekildi.

KARA BIR LEKE

Ögrencilerin düsünce, ifade ve protesto özgürlüklerinin üniversite ortaminin ayrilmaz bir parçasi oldugunun vurgulandigi bildiride, "Türkiye`de son yillarda ögrenciler üzerinde artan baskilara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapilan müdahaleler karsisinda susan üniversite yönetimlerinin, iktidari elinde tutanlara hos görünmek maksadiyla yaptiklari açiklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düsmüstür. Üniversiteler, iktidarlarin böbürlenecegi projeler üreten, sirketlerin taseronu gibi çalisan, kâr hedefine odaklanan imalathaneler degildir" ifadelerine yer verildi.

`ODTÜ`YLE DAYANISMAK SORUMLULUKTUR`

Akademinin vazgeçilmez görevlerinden birinin de, hiçbir baski altinda kalmadan, toplum ve iktidari sorgulamak, bunlar hakkinda bilimsel ve elestirel görüslerini dile getirmek oldugunun belirtildigi açiklamada, "Üniversiteler, güçlünün karsisina bilgi, bilim ve özgürlükçü düsünce ile çikabilmelidir.

Arastirma alani fark etmeksizin akademik özgürlükler bir bütündür. Akademik özgürlüklere saygi gösterilmeyen kurumlarda, nasil kullanilacagi ve neye hizmet edecegi sorgulanmaksizin üretilen bilginin, toplumlar üzerinde yikici etkileri olabilecegini tarih bizlere birçok defa göstermistir. Bugün, baskici politikalarin ana hedefi haline gelmis olan ODTÜ`lü akademisyen ve ögrencilerin yaninda yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açisindan vazgeçilmez bir sorumluluktur" denildi.  

`HESAP VERECEKLER`

Açiklam su ifadelerle son buldu: "Basit iktidar hesaplari ve ikbal kaygilari ile ODTÜ`ye karsi tavir alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karsisinda sessiz kalanlar, bu davranislarinin hesabini, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardir."


BILIM INSANI ÖGRENCISINE SAHIP ÇIKAR

Asena Akarsu / Mesut Tutkal

Kocaeli Üniversitesinde (KOÜ), en küçük bir demokratik talebi bile özel güvenlik ve polis siddeti ile bastirilirken ögrenciler ve ögretim üyeleri ise yaratilan ortama tepkili. Okulda yüzlmerce ögrenci hakkinda Rektörlügün baslattigi sorusturmalarin yarattigi gerginligin yani sira, ODTÜ’de Basbakan’in protesto edilmesi sonrasi yasananlar ile de üniversite ve demokrasi tartismalarin doruk noktasina ulasti.

Bütün bu tartismalari Ögrencime Dokunma Inisiyatifi’nden akademisyenler ile konustuk. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden Doç. Dr. Yücel Demirer, son dönemde artan baskilara karsi üniversitelerin bu süreci, ODTÜ’de oldugu gibi bir birlik ile karsilamasi gerektigini belirtti. Eylemlerin ögrencilerin akademik-demokratik taleplerinden çok, ülke siyasetine iliskin oldugunu dile getiren Demirer, bu yüzden ögrencilerin aldiklari yanitin da ülke siyasetinin tonundan izler tasidigini dile getirdi.

ÖGRENCI SORUSTURMAK REKTÖRLÜK ISI DEGIL

“Üniversitelerin yerine getirmesi gereken özgürlügün güncel siyasete feda edilmesi toplumsal ilerleme önünde engel” seklinde konusan Demirer, KOÜ’de son dönemde yasananlara dair ise “Ögrencilerin protestosunu dillendirecegi ortam ve mekânlarin saglanmasi, üniversite yönetimlerinin görevleri arasindadir. Protesto, eylem, açiklama yapti diye ögrenci sorusturmak üniversitelerin isi degildir” dedi. Demirer yeni YÖK Yasa Tasarisi tersini iddia ediyorken, en temel haklardan olan görüs ifadesi ve muhalefet hakkinin bu derece sinirlanmasi üzerinde düsünmek gerektigine de vurgu yapti. ODTÜ Ögretim Elemanlari ve Rektörünün açiklamasini da “Ögrencisine sahip çikmak, üniversitenin farkli görüslerin özgürce açiklandigi bir alan oldugunu ifade etmek bir bilim insaninin sorumluluk alani disinda degildir, olamaz” seklinde degerlendirdi.

‘BINLERCE POLISI YIGARAK KISTKIRTTILAR’

Yrd. Doç. Dr. Hakan Koçak ODTÜ’deki tepkileri  hakli buldugunu, bu tepkinin de binlerce polisle üniversiteye gelerek kiskirtildiginin altini çizdi. YÖK Yasa Taslagi açiklanirken ifade edilen “daha demokratik üniversite” söylemlerinin de sadece söylemde kaldigini ve yeni yasada mantik olarak degisen hiçbir seyin olmadigini aktaran Koçak, hükümetin siyaset serbestliginden anladiginin kendi görüsüne yakin olan siyasetlere ya da en fazla Mecliste yer alan siyasetlere serbestlik oldugunu vurguladi. . Koçak, uzunca bir süreden beri üniversitelerde polisin varliginin mesrulastirildigini ve ögrencilere karsi kullanilan bir “özel güvenlik garabeti”nin yaratildigini belirtirken bu sekilde bir “güvenligin” hiçbir sekilde kabul edilemez ve gayrimesru oldugunu ifade etti.

‘BASBAKAN ÖGRENCILERIN GÖZÜNDE BITMEK ÜZEREDIR’

Çalisma Ekonomisi Arastirma Görevlisi Ömer Furkan Özdemir ise bilimsel aklin bir kenara birakilarak Kocaeli Üniversitesinin polis tarafindan yolgeçen hanina çevrildigini, neo-liberal politikalarin uygulanabilmesi için de baskilarin artacagini belirtti. “Eger bir uydunun uzaya firlatilmasi töreninde bir basbakan bir üniversiteye bu kadar polisle ve yogun protestolar altinda giriyorsa ‘ögrenciler böyleyse biz bitmisiz’ demek yerine bir düsünmeli. Çünkü asil kendisi ögrencilerin gözünde bitmek üzeredir” diyen Özdemir, “Üniversitelere önce de polis fütursuzca giriyordu ama hiçbir zaman bu hükümet dönemi kadar mesru gösterilmemisti” diye konustu.


‘ODTÜ’YE SAHIP ÇIK, ÖGRENCIME DOKUNMA’

Öte yandan Hacettepe Üniversitesi akademisyenleri tarafindan “http://imza.la/odtu-ye-sahip-cik-ogrencime-dokunma” adresinde baslatilan imza kampanyasinda da “ODTÜ’ye sahip çik, ögrencime dokunma” denildi. Akademisyenlerin agirlikta oldugu 5 bine yakin kisinin imzaladigi metinde, ODTÜ rektörlügünün açiklamasini sahiplendikleri de ifade edildi.
Metinde, “Biliyorum ki, bugün sessiz kalir, demokratik haklarimi savunmazsam, bu anti-demokratik uygulamalar gittikçe yayginlasacak ve yarin hepimiz için çok geç olacak” uyarisi da yapildi.


‘BILIM’I SAVUNANLARIN SICILI!

ODTÜ’lü ögrencilere “bilimsel tepki” gösteren üniversitelerin arasinda daha bir iki yil önce kurulmus, hiçbir bilimsel çalismasi bulunmayan üniversitelerin rektörlerinin bulunmasi da tartisma konusu oldu. Özellikle sosyal medyada büyük yanki uyandiran bu üniversitelerin kuruluslari ile ilgili “bilimsel” ayrintilar da dikkat çekici.

Özel Istanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi, bilim adamlarinin tüm itirazlarina ragmen 1890’larda kurulan Tarihi Halkali Ziraat Fakültesi’nin arazisine el koyularak açildi. Olay, Evrensel’in 23 Ocak 2011 tarihli sayisinda “Tarihi peskes” basligiyla haber olmustu.

ODTÜ’lü ögrencileri “teknoloji ve bilim alaninda gösterdigimiz basariya gölge düsürmek”le suçlayan bir baska yeni kurulmus üniversite Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi de dünyada bile örnegi az bulunan Çukurova Üniversitesi’ne ait “Narenciye Arastirma ve Gen Bahçesi”nin arazi dozerle isgal edilerek kuruldu.  (HABER MERKEZI)