Bugün, 24 Kasım 2024 Pazar

RÖPORTAJ/ Akbayram: Bu kadar kötü yönetilen bir Türkiye görmedim

RÖPORTAJ/ Akbayram: Bu kadar kötü yönetilen bir Türkiye görmedim

Türkiye`nin son 40 yilinda kendine özgü sesiyle yer aldi ve kendine saygin bir yer edindi Edip Akbayram. Bu 40 yilda hep politik bir durusu oldu. Zaten sanatçinin apolitik olmasini kabullenemiyor. Genç sanatçilara, ?Ülkenizin gelecegiyle ilgili söz söyley

DERYA DEMIR- Edip Akbayram, 1972’den beri hayatimizda ve durusunu hiç degistirmedi. Hep saygin bir yerdeydi. Çok konusmadi, az da konusmadi. Daha ziyade diyecegini sarkilarinda söyledi. Her söyledigi sarki bir tavirdi. Edip Akbayram’la yasamini, sanatini ve güncel siyasi meseleleri konustuk...

‘Aykiri’ bir sanatçi misiniz?
Inandigim dogrularda hem muhalifimdir hem de aykiriyimdir. Herkes sisteme entegre olmak zorunda degil. Ben düsüncelerimi, siyasal görüsümü özgürce ifade ederim, yillardir da ifade ediyorum. Hiç kimseden çekinmiyorum. Bunun bedeli neyse ödedik, öderiz de.

Ödediginiz bedel nedir?
63 yasindayim. Bu ülkede bedel  ödemedim demek yanlis olur. 12 Martlar, 12 Eylüller yasandi. Sansürlere ugruyorsunuz, iskencelere tabi tutuluyorsunuz, is yapamiyorsunuz, çalisamiyorsunuz. Örnegin 12 Eylül darbesinin bana faturasi bes yil çalisamamak oldu. Maddi ve manevi iskence uygulandi. Bu bir travmadir. Yaklasik on sene ülkenizin ulusal kanalina çikamiyorsunuz. Sarkilarinizi söyleyemiyorsunuz, hep sansürler, engeller söz konusuydu. Gözaltina alinip tutuklandim. Agir iskenceye tabi tutulmadim ama bazen bir kötü söz iskenceden çok daha iskence yasatir insana.

‘ÖFKELIYIM TABII!’

Öfkeli misiniz?
Öfkeliyim tabii. Ülkemin su durumda, su siyasetle yönetilmesine her seyiyle öfkeliyim. Türkiye`de su ana kadar parlamenter sistemde bu kadar kötü yönetilen bir Türkiye`yi ben görmedim daha.

Tek suçlu AKP`mi?
Tabii.

Su anki sartlar neden memnun etmiyor sizi?
Yönetimi, sanata bakis açisi, tek tarafli bir politikanin esiri olmanin baskisini hissediyorum. Bunlar beni üzüyor. Türkiye Cumhuriyeti Basbakani ilk seçimleri kazandiginda elini açip ben bu ülkede etnik kimligi ne olursa olsun herkese ayni mesafede yaklasacagim dedi. Basbakan`in bugünkü politikalarina baktiginiz zaman arada daglar kadar fark var. Bu farki görünce insan üzülüyor.

POPÜLIST BIR KÜLTÜR

Basbakan`in herkese esit duracagim sözüne inanmistiniz yani.
Inanmak degil, yasayarak görmek lazimdi. Ama bunu da yasayarak gördük. Öyle olabilseydi bu ülkede yasayan kitle tarafindan daha çok önemsenebilir, daha çok oalabilirdi. Bu ülkede Kürt, Türk, Laz, Ermeni, Bosnak var.  Var da var yani. Hepsine ayni mesafede kollarini esit tutsaydi belki de su andaki sevgi tünelinin biraz daha üstünde olabilirdi.

SANATÇI APOLITIK OLAMAZ

Politik ve apolitik sanatçilar var. Politik bir sanatçi olarak apolitik meslektaslarinizin tavrini nasil degerlendiriyorsunuz? Apolitik sanatçi olur mu?

Sanatçi apolitik olamaz. Dünyanin en meshur sanatçilarina bakin apolitik degillerdir. Tavrini her zaman ortaya koymuslardir. Biz ürettigimizi toplumdaki yurttaslarla paylasiyoruz. Sanatçi ileri adim atandir. Sanatçi toplumunun sesidir.
 
Sizin döneminizdeki sanatçilar gerçekten yillara meydan okuyan eserler ortaya koydular. Günümüzde ortaya konan sarkilar bugün dinleniyor yarin unutuluyor.
Popülist bir kültürü yasiyor Türkiye. Benim Altin Mikrofon yarismasina katildigim zamanlarda bir sanatçi yaratmanin yarismasi vardi. Bugün televizyonlarda birden fazla ‘popstar’ yarismasi yayinlaniyor. Birinci seçiliyor ama yeni bir birinci seçildiginde diger unutuluyor. Yok oluyor. O çocuklardaki psikolojik travmayi düsünebiliyor musunuz? Biz yasadigimiz topluma saygiliyiz. Ben bir seüretirken bu topluma sunarken çagdasligi, evrenselligi, kaliciligi ile sunmaliyim. Hit olmus parçalarimi bugün üç kusak birden dinliyor. Dolayisiyla bu insanlara ihanet edemezsiniz.

Genç meslektaslariniz arasinda begendikleriniz kimler?

Manga, Kesme Seker, Mor ve Ötesi var. Bunlar canavar gibi çocuklar. Çok güzel rock parçalar yapiyorlar. Ama ben diyorum ki biraz daha siyasetin içine girip, biraz daha politik olsunlar. Meydanlarda oldugumuz zaman gelip, imzalarini koysunlar. Müzik çok güzel ama ayni zamanda dünyada ve ülkede gelisen olumsuz siyasi örneklere bir tepkileri olsun.

Siz CHP`nin sanatçisi misiniz?
Hayir ben kimsenin sanatçisi degilim. Destek veriyorum ama bütün demokratik kitle örgütlerine destek veriyorum. Ilerici, devrimci, demokrat kurum ve kuruluslarin yaninda durulmasi gereken yerde durmaya çalisiyorum. AKP`li belediyelerden de konser teklifleri geliyor ama onlarin siyasetleri ile uzlasmadigim için tekliflerini kabul etmiyorum.

‘SIYASET ACIMASIZDIR’

Politik durusunuzu siyasete girerek perçinlemek istemediniz mi?
Siyaset acimasidir. Türkiye`nin geçmisine baktigim zaman çok daha özgür bir anlayis vardi. Bugün siyaset tikanmis vaziyette. Siyasetçilere, Meclis’e bakiyorsunuz agiza alinmayacak terimler kullaniliyor. Terbiye sinirlari içinde olursa siyaset çok güzeldir. Ecevit ve Sayin Baykal döneminde çok teklif geldi. Ben hep beyaz kalmaya çalistim. Sanatçi aktif siyaset içerisinde olamaz ama kendi siyasetini sanatinin içerisinde sürdürmesi lazim.

Mayis ayinda ‘Mayis’ adli albümünüz çikti. Nasil gidiyor satislar?
Iyi ama eski yillarla elbette kiyaslanamaz. Milyonlarca plagin satildigi dönemleri yasadik. MÜYOBIR`in baskan yardimcisiyim. Sanatçilarin haklarini koruyan bir birligiz. Korsanlara karsi mücadele veriyoruz. Telif haklarini gözetiyoruz. Yavas yavas daha da düzeliyor. Daha önceleri kurulsaydi bu birlik hepimizin simdi jetleri olurdu. Bizden sonraki kusaklarin ekonomik durumlarinda telif haklari konusunda daha rahat edecekleri bir süreç yasanacak. Albüm satislarim iyi durumda. Benim dinleyicim bilinçli bir dinleyicidir.

DOGU`DAKI HALK HEP UNUTULDU

Kürt sorununu çözmek için bazi adimlar var. Ama bu kez milliyetçi cepheden tepki sesleri yükseliyor. Hangi iktidarlar toplumun her kesimine esit durabildi?

Bu Türk ve Kürt meselesi AKP`nin sorunu degildir. Bu sorun 30-40 sene öncesinden kaynaklanan ve giderek büyüyen bir sorun oldu. Cumhuriyet`in kurulmasindan sonra basa gelen iktidarlar hep Dogu`daki insanlari unuttular. Dogu`ya yatirim yapmadilar. Dogu’dakiler kendilerini ikinci sinif insan gibi görmeye basladi. Istanbul`da aylik 1.500 lira alan bir isçiye Dogu`da bir fabrikada 600-700 lira verdigin zaman bu insan daga çikmaz. Demirel hükümetinden tutun da Ecevit, Çiller hükümetleri döneminde de kimse Dogu`ya fabrika kurmadi. Yol yapmadi, su yapmadi. Bunlar hep hirsin ve intikamin büyümüs bir resmidir. Bir çocuk eline tas alip da polis aracina atmaz ama atma durumuna gelmis insanlar. Bunlarin çözümü vardi ama sorun büyüdü.

Kürt siyaseti ile ilgili olarak gelinen noktayi nasil degerlendiriyorsunuz?
Bizler sanatçiyiz. Bizler savas karsiti insanlariz. Yillardan beri de sarkilarimizda hep baris temalarini isledik. Ülkemde ve dünyanin her yerinde acimasiz savaslar var. Insanlar suçsuz yere bombalarin altinda katlediliyor. Insanin insanca yasayabilecegi bir dünyanin anatomisini çizdik yillardir. Bu ülkede yillardir savas var. Iki kardesin biri dagda, biri de askerde. Savasin bir an önce durmasi lazim. Burada tabii Basbakan`in Türkiye`de bütün siyasi kesimlerle, sivil toplum örgütleriyle, barolarla masaya oturarak, ortak bir karar alarak bu konuyu çözmesi gerekiyor. Birilerini küstürerek olmaz. Öcalan`la görüsebilir demiyorum. Öcalan`la görüsmesi için önce herkesle mutabakata vararak gitmesi gerekir.

YETER KI SAVAS BITSIN...

Bu konuda hükümette samimiyet hissediyor musunuz?
Taraflar samimi olurlarsa gerçekten savasin durmasini istiyorlarsa neden olmasin? Bugün ETA, IRA hükümetlerle anlasmislardir ve silahi birakmislardir. Bizim için önemli olan kanin durmasi, insanlarin ölmemesidir.

Bu sorun çözüldü diyelim. Sizin gözünüzde bir arti puan alacak mi hükümet?

Ben savasi durduran, katliamlari durduran kim olursa olsun saygi duyarim. Yeter ki savaslar bitsin, insanlar ölmesin.

Siz Gaziantep`te dogdunuz. Güneydogu kültürünün içinden çikan, yasayan bir sanatçi olarak ne katti size?
Güneydogu`nun türkü kültürü çok önemlidir. Agitlari, barak havalari, sairleri, ozanlari çok önemli bir yer tutar. Türkiye kültürüne esdeger bir kültürdür. Babam türküleri sevdigi için onun dizinin dibinde türküler dinlerdim. Türkü dinlediginiz zaman kulaginiz asina olmaya basliyor, sesleri ayirt ediyorsunuz. Beyniniz ve kulaginiz müzikle iç içe daha yakinlasiyor. Lise siralarinda amatör bir orkestra kurarak amatörce müzige merhaba dedim. Okulda Istiklal Marsi’ni ben okuturdum. Müzik hocam her zaman, “Sende çok farkli bir ses tinisi var, bu konuya egil,” demisti. Daha sonra 1970`te Istanbul`a geldigimde karsima çikan bir yarisma beni Altin Mikrofon birincisi yapti.

Istanbul Türkiye`nin her kösesinden insanlarin göç merkezi oldu. Bir türkü var, “Neden geldim Istanbul`a” diye. Siz neden geldiniz?
Üniversite sinavlari için gelmistim. Ama yarisma birincisi olunca okulla müzik arasinda bir tercih yapmak zorundaydim. Okula gitmedim, profesyonel olarak müzik hayatina atildim. 1972 benim hayatimin dönüm noktasidir. Altin mikrofon ödülünü kazanip, müzik yasamima profesyonel olarak basladim böylece.

Gaziantep denilince o ihtisamli mutfagi, asçilari akillara geliyor. Müzisyen olmasaydiniz asçi olabilir miydiniz? Var midir hünerleriniz?

Ben güzel yemek  yerim! Asçi olamazdim ama arkadaslarim sayesinde o keyfi yasiyorum. Kimisi çok güzel çig köfte yapar, kimisi kuru dolma, yuvarlama yapar. Ben de güzel güzel yerim. Bunun için Gaziantep`e de gitmeme gerek kalmiyor. O otantikligi evinde sürdüren arkadaslarim var. Ayda iki üç defa bulusur o damak zevkimizi yasariz. Gaziantep`te annem yasiyor hâlâ. Onu görmek, elini öpüp, hayir duasini almak için gidiyorum.

HEYKELE UCUBE DIYEN, RESIMLERI TERS DÖNDÜREN ZIHNIYET...

Yogun konser programiniz var. Ne var programda?

Subat`ta 11 Avrupa baskentinde konserlerimiz var. Ocak ayinin 25`inde Fransa`ya gidiyorum. Cannes`te Müzik Festivaline katilacagim.

Bavul elinizde yasiyorsunuz yillardir. Hiç bunaldiginiz, uzaklasmak istediginiz zamanlar olmuyor mu?
Elbette onu da yapiyorum. Sanatçi çok yogundur. Ama kendinize ayiracaginiz zamaniniz da olmali. Herkes Bodrum`da deniz kiyisinda yasar ben Kapadokya Avanos ilçesinde yasiyorum. 200 yillik tarihi bir evin içinde magaralari ile birlikte restore ettirdim. O ev bir Ermeni eviydi. Dokusunu bozmadan restorasyonunu yaptirdim. Yazlari gidiyorum orada yasiyorum. Köhayati kafami dinlendiriyor. Orada sarkilarimi yaziyorum. Kapadokya çok gizemli bir yer. Komsuluk iliskileri orada çok kuvvetli. Japon, Alman, Fransiz dostlarim var orada. Ülkelerini birakip oraya yerlesmisler. 11 senedir yaz aylarini Kapadokya`da geçiriyorum. Oksijenin en bol oldugu yerlerdendir.

Bu yil Eurovision`a katilmama karari aldik. Nasil degerlendiriyorsunuz? Siz de Eurivision`a katilmayi istemistiniz. Içinizde ukte kaldi mi?
Hükümetin bir siyaseti. Heykele ucube diyen, resimleri ters döndüren bir zihniyet Eurovision için de para harcamayi gereksiz bulabilir. “Ivir zivir seylerle ugrasmayalim” düsüncesinde olabilirler. Eurovision benim için bir paye degil. Eurovison`a katilmayi istedim ama gençlerin önünü tikayarak degil, ülkemin bana verdigi bir görev olarak katilmak isterdim. Içimde ukde kaldi diyebilirim. 

AILEM, MUTLULUGUM

Sanatçi olmasaydim doktor olmayi düsünürdüm. Çocukluk psikolojisi ile büyüyünce doktor olup ayagimi iyilestirmeyi isterdim hep. Bir yasinda çocuk felci geçirmisim. Engelli olmam nedeniyle sikintilar yasadim ama izole ettim. Ben kendimi engelli olarak görmüyorum. Kizim isletmeci. Ama benimle amatör olarak konserlerde kadin vokallik yapiyor. Iyi bir piyanisttir ama profesyonel olarak müzikle ilgilenmiyor. Oglum Viyana`da yasiyor, isletmeyi bitirdi. Orada evlendi. O da müzikle ilgileniyor. 37 yillik evliyim. Ben gece hayati bilmem. Konser olmadigi zaman evde ailemle olmak benim en büyük mutlulugumdur. Evlenirken bireylerin birbirlerini tanimasi lazim. Saygi ve sevgi çerçevesinde yürümeyecek hiçbir gemi yok. Insanlar zorlastiriyorlar hayati. Popülist kültür, magazinin kötü örnekleri etkiliyor aile yapisini.
 

 


  • Pazar 8.8 ° / 6.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 9.5 ° / 5.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 10.1 ° / 7.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı