“Bu olay acimiza, yaramiza kezzap döken bir olaydir. Bu bombalama olayindan daha kötüdür. Bu polisin sehit edilmesinden daha çirkindir, daha igrençtir. Bu milletimizin duygulariyla alay etmektir. Sehitlerimizin kanlariyla alay etmektir. Vatanimizin, milletimizin bütünlügü için hayatini ortaya koyan gögsünü siper eden insanlarimizi ve onlarin acili ailelerinin yetmis bes milyon insanimizin acisiyla alay etmektir. Her seye tahammül edilir ama buna tahammül etmek mümkün degil.”
Baska bir sey olmasina gerek yok. Bülent Arinç’in bu sözleri tahrip gücü yüksek, dösendigi yollarin, daglarin ortasinda koca çukurlar açan mayinlar gibi, halklarin kardesliginin, dostlugunun orta yerinde patliyor zaten. Savasta israrin artik tutulamaz bilançolariyla, Antep’le, Sirnak’la, Hakkari ile daglardan, kentlerden, köylerden gelen ölüm haberleriyle gerilmis sinirler, medya tarafindan tel tel çekiliyor. Savasin asil sorumlularinin zehirli sözleri, irkçi, fasist, militarist haberlerle tamamlaniyor. Gazetelerde, televizyonlarda, Internet sitelerinde, vuralim, kiralim, yikalim”lar had safhaya çikiyor. Baristan söz edenlerin sesi kisiliyor. Düsmanlastirma ve ayristirma her seferinde biraz daha çogaltiliyor.
Sonra ne oluyor? Askere giden 20 yasindaki Samet, “Beni doguya gönderin” diyor. Iki gün önce kimi gazetelerde yer alan fotograflarindan taniyoruz onu. Antep’teki saldiri sonrasinda sokaga çikarak “intikam” sloganlari atan kalabaligin arasina, üzerinde “Gaziantep gazi olur, sehit olur asla teslim olmaz” yazan dövizle katilmis, gazeteler bu vatanperver genç görüntüsünü elbette kaçirmamisti.
Iste o Samet, askerligini yapmak üzere önceki gün birligine teslim olmus. Aksam gazetesi de, dün, milliyetçi propagandalarin etkisindeki Samet’in, vatanini koruma aski ile nasil yanip tutustugunu mansetine tasimis.
…..
“Samet Eryatan, 20 yasinda Antepli bir Türk genci” böyle diyor Aksam muhabiri. Samet hakkinda baska da bilgi vermiyor. Zaten öyle çok uzun bir haber de degil. Ihtiyaç da yok. Gazete, Samet’in milli suuru, vatan askinin ne kadar göz yasartici oldugu ile ilgilenmis. Yoksa, Samet ne yapar, ne eder, okur mu, çalisir mi?.. Önemi yok.
Sehit olana kadar. Bi de o zaman kahramanlastirilir sivasiz evlerin yoksul çocuklari. Ama yine öyle uzun uzadiya degil, epi topu 3 dakika sürer televizyondaki görüntüleri. Gazetelerde ise en kiyici hikayenin degeri yarim sayfadir. Birey olmaya, bir hikaye kurmaya yeni baslayan tüm genç çocuklar gibi, hikayeleri iç burucudur. Askerlikten hemen sonra evlenecektir mesela. Dügün salonu bile tutulmustur. Dogan çocugunu görememistir digeri. Bir digeri baba olacagini…
Neden savasildiginin, bu bir hikaye bile kurmalarina izin verilmeyen genç çocuklarin neden öldügünü sorgulayan bir tek cümle yer almaz o haberlerde.
…
Kucaklasmayi, barismayi, gözyaslari yerine gülümsemeyi, bombadan daha korkunç, polisin sehit edilmesinden daha igrenç gören bir anlayis, gerçekten onurlu bir barisi kurabilir mi? Kurmaz.
Nasilsa, Sametler ha bire üretiliyor.
O yüzden, savasa gitme Samet. Arkadasina silah çekme. Iç burucu hikayesi 3 dakikaya indirilen kahramanlardan biri olma.
SAVAS KAZANINI ‘HABERLE’ HATIRLAMAK
Sadece Anteplilerin degil, insanligini yitirmeyen herkesin canini yakan patlama inatla, israrla PKK’ye ihale edilmek isteniyor, malum. PKK’nin ne ilkel, ne barbar bir örgüt oldugu kanitlanmaya çalisiliyor canhiras bir vaziyette. Bu yolda düstükleri hal gerçekten acikli. Iste Aksam gazetesi de dün “PKK’nin Suriyeli elebasisindan vahset talimati basligi ile verdigi haberde, Bahoz Erdal’in, 2 ay önce teröristlere “Eylemlerinizi begenmiyorum, kan gövdeyi götürmeli talimati verdigi ortaya çikti” demis. Ayni ya da benzer “ortaya çikti” haberleri diger gazetelerde de var.
Yandasiyla candasiyla bu bir refleks artik. Hareketi degersizlestirme, itibarsizlastirmak için sik sik basvurulan bu yöntem, her çoklu sivil-asker ölümü, PKK’ya yikilmak istenen her karanlik olay sonrasi merkez medyanin tümünde karsimiza çikar. “PKK’li teröristlerin telsiz konusmalari” yayinlanir mesela. Eylem talimatinin verildigi konusmalardir bunlar. Hattin bir ucunda Kandil, digerinde eylemi yapan birimin sorumlusu konusmaktadir. Öyle amatör, öyle cahil cühela cümlelerdir ki bunlar. Bu haberleri kuranlar, “Ya, böyle yaziyoruz ama 30 yildir dagda olan bir örgütten söz ediyoruz. Bu konusmalari yapanlar degil 30 yil, 3 gün bile dagda kalamazlar” bile dememektedirler. Okurlarinin zekasina suncacik saygi duymayan gazetecilik anlayisinin ürettigi bu haberler için tonla soru yöneltilebilir elbette. Ama, savas konseptinde üstüne düseni yapmak için bu kadar gönüllü olan bir medyaya, daha dogrusu medya belirleyenlerine ne deseniz bos.