SEÇIM ATMOSFERINDE GÖZDEN KAÇANLAR
Her seçim önemlidir, her seçim içinde bir stres bir gerilim barindirir. Lakin seçimler biter gider pek bir sey degismez! Iyiler iyi, kötüler kötüdür isin sonunda. Karar vermek kolay, neticesine katlanmak zordur.
Bu seneki seçimler, bunca yillik hayatimda gördügüm en acayip, en belirsizligin hâkim oldugu, tutarsizligin siradanlastigi, bir seçim oluyor. Ilkesizlik, yalancilik, bilgi kirliligi, kahpelik siradan bir hal aldi. Bunlarin hepsi algi olusturma adina yapilmaya ve siradanlasmaya basladi.
Bir iki resim ya da cimbizlanmis sözler ile hükümler verilip kalemler kirilir oldu! Bir iki kisiye bakilip yillarin birikimleri yok sayilir hale geldi. Birileri, olmadik, degiliz diye tellal çagirdigi degerlere sahip çikmaya çalisirken birileri dostluk ve arkadasligin hatirini yok sayiyor, herkesi ötekilestiriyor.
Algi olusturma adina dostluklar bile paçavraya çevrildi. Kirli adamlar, kirli paralarini korumak adina, makamlarini korumak adina her türlü kutsali agzindan düsürmez iken her türlü seytani tezgaha el atmaktan geri kalmiyor.
Dostluk çinar gibidir, meyvesi olmasa da gölgesi yeter olgusunu anlamayip,dost evine giden yol uzun degil kisa iken, dolambaçli yollar ile meyve derdinde algi olusturanlar, dostluk ayaginiza dostluk gibi bir kavram adina ses çikartmiyoruz! Seçimden sonra bakalim akliniza gelecek mi dostlariniz!
Balzac :“Dost için sirtimi köprü yapmaya hazirim ben; yeter ki temiz kalpleri tasiyan ayaklar geçsin üzerinden” demis. Balzac kadar olamayacak isek kendimize Müslüman demeyelim! Dostlugu kullanip köprüyü geçtikten sonra arkadaslarini satan hainlerden de olmayalim.
Eger sevgisi, çünkü sevgisi, ragmen sevgisi ile dostluk belirleyenler daha kendilerinin ne oldugunun tarifini yapamayan fitne merkezli zavallilardir. Tarifin yapilmamasi basli basina fitnedir! Ölçüyü kavrayan gelisir kavrayamayan ise sürekli degisir!
Biliyoruz ki, düsmek degildir insani üzen, elinden tutar gibi yapip aslinda itenlerdir insani, derin düsüncelere daldiran. Düsünürken anlarsin,marifetin dünyaya veda ederken gülümseyebilmek oldugunu. Anlarsin ölümün bir dost oldugunu, dosta götüren. Yine anlarsin yapilan islerin eniyisinin sonu iyi olan oldugunu.
Kendine degil, bedenine, makamina gönül verip, kendini olgunlastiramayanlar, bedenin degil, ruhun insani insan yaptigini unutanlar, ilkel insanlarin yapmayacagi hareketleri yaparak medeni oldugunu sananlar, Harun’dan bahsedip karunlasanlar,kendi ile barisik olmadigi gibi toplumun da barisik olmasini istemez. Toplumdaki sahte algilar ile olusturulan kamplasmalari gözden kaçirmayalim!
Erzurumlu Ibrahim Hakkini dedigi gibi: “Sakin her önüne gelene hikmetli söyleme ki, sana yalancidir demesinler…” Hikmetli söz söyleyenler yalanci sayilirken, hokkabazlar bas taci edilebiliyor. Çöp, çamur, çukur ortadan kalkarken haramzadelik, hakkaniyetsizlik, sasilik, simariklik ve saskinlik ortaligi kapliyor. Adamlik,yerini yalakalik, yandaslik ve yozluga birakiyor.
Bütün peygamberler halk hareketi yapmis iken halk hareketi peygamberlere inanmayanlara kalmis! Muhafazakârlik denen illet ile, his, fikir, irade ve ünsiyette gerileyenler muassir medeniyet havariligine soyunmaya baslamislardir.
Bilgisiz,basiretsiz, beceriksiz siyasiler eli ile medeniyet ve medenilik algisi degistigi gibi siyasetin kaliteside bozulmus dogu ve batiyi bilen tek medeni ülke olan ülkemiz algi operasyonlarina kurban edilir hale gelmistir.
Medeniyeti sadece bir isim zannedenler, medeniyet altyapisinin 300-400 yil süren bir sancili dönem oldugunu bilmeden günü kurtarma derdine düsüp bir arpa boyu yol alamadiklarini bile görememektedirler.Rüzgâr ve lütuf ile seçim kazanilir ama medeniyet kurulamaz! Güçle tanistirilip, güce alistirilanlar medeniyet kuramaz, kurulmasina da basamak dahi olamaz.
Lut(a.s),kavminin helakine sebep olan zina ve fuhus, Salih (a.s.), kavminin helakine sebep olan rüsvet ve irtikâp siradanlasirken,belaya her mümin sabredebilir nimete ise ancak sadiklar sabreder gerçegi unutulmus iken, dava denilen seyin Allah ve Resulünün emirlerine titiz bir baglilik oldugu hatirlanmaz iken seçim kazanilsa ne kazanilmasa ne?!
Canavarlarin hepsini taviz ana dogurmustur. Taviz verdiklerimiz göz açtirmayacak olanlardir. Adaletin gecikmesi de adaletsizliktir. Baskalarinin hatasi degil dost dediklerimizin hatalari bizleri ilgilendiriyor.
Seçim gelip geçecek, görünen o ki çok sey degismeyecek! Çok istekli olanlar istedigini alacak, belki de aldiklari haklarinda hayirli olmayacak. Ama seçim atmosferinde zarar gören adalet, hak, insanlik, dostluk gibi kavramlar çok aranacak.
Son olarak dostlar sizi seviyoruz ama gerçekleri daha çok seviyoruz. Düsünelim hep beraber, seçimler bizi özledigimiz düzene daha mi çok yaklastiriyor yoksa beklentilerimiz ideallerimizin önüne mi geçiyor.