Dükkanlardan birine yaklasip soruyorum.
-Hayrola! Bayram degil seyran degil. Bu da nereden çikti?
40-45 yaslarinda görünen Gaziantepli Necip,Türktelekom’dan emekli olup Ispartali bir arkadasi araciligi ile bu ise bulasmis. Sabun çesitleri,tatli çesitleri satiyor.
-Bu meydana Istanbul Büyüksehir bakiyor.Buranin kirasi 4 bin TL. Peki bu parayi kim kazaniyor,belediye mi? Hayir. Kizilay’in yararina imis,ben de yeni ögrendim. Ad Kizilay’in ama paranin nereye gittigi belli degil. Maalesef bu böyle…Belediyenin zabitasina bir makbuz kesiliyor. Is tamam! Bu isi belediye organize etse,bu para sahislarin cebine girmese daha iyi degil mi? Iyi tabi…Ama kimsenin isine gelmiyor. Niye? Çünkü herkes alismis herkes götürüyor. Su akbil isinde milyonlar birikmis,biliyor musun? Otobüse ard arda birkaç defa biniyorsun ya,arkasindan indigin yerde akbilini basip fark aliyorsun. Bunu vatandas bilmiyor,parasini almiyor. Peki bunu böyle yapacagina vatandasi daha ucuza tasit ya da ne bileyim,bunu halka yansit yada ne bileyim bu parayi iade etmenin yolunu bul.
Belli, konusmayi çok seviyor. Biz tekrar konuya dönmeye çalisiyoruz.
-Bu isi kim organize ediyor? Yani Kizilay yararina olmasini?
-Parti yönetim kurulundan bir bayan!
-Hangi parti?
-Söylememe gerek var mi? Bu isleri bilirsin iste. Çok sey bilmek dogru degil. Çok sey bilirsen rahat edemezsin. Uykularin kaçar. Dedi…Deveyi hamuduyla götürüryorlar,milletin haberi yok,gibisinden bir tavir içindeydi.
-Sefaköy’den buraya gelene kadar tam bir eziyet. Gelmek bir dert gitmek bir dert.
-Sana bir çay söyleyeyim,dedi. Itirazima bile izin vermeden çay geldi. Konusmaya öyle devam ettik. Konusmayi seven biri. Hiç beklemeden ara vermeden diger konuya geçiyor.
-Ben siyasetle ugrasiyorum. Antep’te bir partinin yönetimindeyim. Ben dogu illerinde çok çalistim. 90’li yillarda köylere telefon baglamaya giderdik. Bize kurban keser,bizi davulla zurna ile karsilarlardi. Simdi kimsenin yüzüne bakmiyorlar.
Bu arada tezgahina Arapça konusan bayan müsteriler geldi,söyle bakip geçtiler.
-Memlekete gittim her yer Araplarla dolmus. Memleketini birakan gelmis,kaçan gelmis!.. Simdi sen bunlara ne dersin? Bu Arap milleti böyle iste! Simdi Saddam’i ariyorlar. Daha çok arayacaklar… Esat’i da arayacaklar. Antep’in otelleri doldu. Zenginler kaçip geldi. Yer aldilar,hala aliyorlar. Gerçek memleketlerini sevenler ise orada savasiyorlar. Gerçek insan onlar. Buraya geçen gün Kerküklü biri geldi. Aynen söyle dedi: ‘Analarimiz,açliga,yoksulluga,fakirlige,kocasizliga alistilar ama karnindaki piçlere alisamadilar.’
Çayindan bir yudum aldi.
-‘Bizim memlekette bir Adil Hoca vardi. Bir gün bir vaazinda söyle dedi: Kasaptan et aliyorsun,önce yagli kagida sariyorsun sonra bir gazeteye sarip eve öyle götürüyorsun. Kadinini niye öyle yapmiyorsun? Onun niye bacagini açiyorsun?’ Memleket ne hale gelmis! Ben gece 11-12’lere kadar buradayim. Kizlar kadinlar o saatte sokakta… Buraya gelip çay içiyorlar. Bu saatte ne isleri var,bu sokakta? Memleket bitmis! Kimseye bir sey anlatamiyorsun? Basta kendi çocuguma…Aksam eve gidiyorum. Içeri giriyorum,çocuk sirt üstü yatmis elinde laptop benim geldigimin farkinda bile degil. Artik tepem atti. ‘Kalk lan,dedim,baban geldi,bir ayaga kalk’ Namussuz,bilgisayar istiyorsun,isterken iyi ama saygi? Saygi yok! Elinden bilgisayari aldim yere çarptim.
Bir nefes aldi.
-Bir toplum illa silahla ele geçirilmez. Bizi kus gribi,b.k gribi diyerek genlerimizle oynayip bizi ele geçirdiler.
Necip ustayi tezgahiyla bas basa birakip oradan ayrilarak diger uca kadar yürüdük Orada bir kalabalik var.
Pismaniye Ustalari: Arif ve digerleri |
Sisli Meydani`nda pismaniye sov! |
Öteki basta ise pismaniye tezgahi var. Halk toplanmis kurulan tezgahta pismaniyenin deneyimli,hatta Çin yüzü görmüs ustalari tarafindan yapilisini seyrediyor. Canli canli…
-Çin’e kadar gittik!Diyor genç olan Arif usta. Cumhurbaskani bizi orada gördü,sasirdi,diye ekliyor. Ülü olduk,gazetelere haber olduk.
-Nedir bu pismaniyenin macerasi? Bir anlatir misin?
-Pismaniye;un,yag,sekerden ibaret. Yapmasi marifet!
-Içinde baska bir sey yok.
-Yok. Ustalik var. Ben yirmi yilimi verdim,karsidaki usta kirk,digeri 47 yilini verdi. Bir helvayi kisik ateste nasil yaparsan bunu da o kivamda yapiyorsun. Su anda sizin gördügünüz hazir,pisirilmis olani biz isleme hazir hale gelmis. Simdi pismaniye yapacagiz.
Bu arada habire pismaniyeyi sündürerek 3 usta kendine çekip ortaya atiyor. Biraz yagli gürese benziyor. Bir usta çirak iliskisi ile kazanilan deney ve tecrübe yemediginiz için pismanlik uyandirabilir. Bu islem bir yarim saat sürdükten sonra tel tel olup yenmeye hazir hale geliyor. Bu arada merakli kadinlar soruyorlar.
-Ben evde yapabilir miyim?
-Yapabilirsiniz. Yag çok önemli. Kati yag olacak,yumusak olacak…
Bir baskasi araya giriyor.
-Ben yaptim tutturamadim.
-Yag çok önemli. Bunda zaten baska malzeme yok.
-Yapilisi belki.
-Tabi ustalik da önemli ama yine bir sekilde yaparsiniz.