`Sizi burada barindirmayiz`cilar ülkesi

Istanbul’un Ayazaga semtinde, bir kadina laf attiklari iddiasiyla insaat isçileri ile mahalleli gençler arasinda çikan tartisma, irkçi saldirilara ve tasli sopali çatismaya dönüstü. Geçmiste yasanan benzer olaylarda oldugu gibi isçiler, polis telkiniyle patron tarafindan isyerinden uzaklastirildi. Mahallelinin, çogunlugu Kürt olan isçilere "Sizi burada barindirmayiz, teröristler" seklinde irkçi sözlerle saldirdiklari öne sürüldü.

Malatya’nin Sürgü beldesinde, Alevi bir vatandasin evinin önünde Ramazan davulcusu ile yasanan tartisma ve sonrasinda aileye yönelik saldiri hala hafizalardakini yerini korurken, Istanbul’da yasanan bu son olay, toplumsal histerinin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi.

TARTISMA ÇATISMAYA DÖNDÜ

Olay, Sisli Ilçesine bagli Ayazaga Mahallesi Atatürk Caddesi üzerinde bir lunaparka eglenmeye giden bir kadina, yakinlarda bulunan ve yapimi devam eden bir insaatin isçileri tarafindan laf atildigi iddiasiyla basladi. Bunu duyan mahallenin gençleri ile isçiler arasinda kavga çikti. Mahalle gençleri tarafindan dövülen isçiler daha sonra santiyeye giderek arkadaslariyla kavga ettikleri parka geri döndü.

POLIS GAZ KULLANDI

Yasanan kavga üzerine olay yerine çok sayida polis ve çevik kuvvet ekibi sevk edildi. Kaldirim taslarinin havada uçustugu kavgada, yaralananlar da oldu. Kavga yaklasik bes saat sürdü. Isçilere gaz sikarak müdahale eden çevik kuvvet, isçilerin santiyeye çekilmesinin ardindan giris çikisi önlemek için kapiya barikat kurdu. Gecenin ilerleyen saatlerine dogru mahalle sakinleri de dagildi.

ISÇILER SANTIYEYI TERK ETTI

Dün gece yasanan olayin ardindan bu sabah da, santiye çevresinde çok sayida polis otosu vardi. Olayin yasandigi aksam emniyet görevlilerinin, santiyeden ayrilmalari uyarisinda bulundugu isçilerin çogu, sabah santiyeyi terk ederek memleketlerine döndü. Santiyeden araliklarla çikan isçiler valizleriyle birlikte taksilere binerek otogarin yolunu tuttu. Insaat firmasi yetkililerinin de firmanin adinin bulundugu reklam panolarini söktürdügü gözlendi.

‘BIZ ISÇIYIZ’

Çikan olaylarla ilgili bilgi veren ve memleketine gitmek için hazirlik yapan isçilerden Nuri Berkay, kendilerine olay sirasinda “teröristler” diye bagirilmasina tepki gösterdi. Berkay, “Biz isçiyiz. Ama zorumuza gidiyor. Polisler hiçbir sey yapmadi. Onlarin yüzünden isi birakip gidiyoruz. Bin kisiye yakin isçi gitti ve gitmeye de devam ediyor” dedi.

‘HALKI KISKIRTAN BIRILERI VAR’

Korkudan santiyeye giremediklerini belirten Berkay, “Silahlarla, biçaklarla, sopalarla binlerce insan geldi. Bir kiza laf atilmissa babasi gelir, kardesi gelir, çocugu döverler olay biter. Isin içinde bir komplo var. Halki kiskirtan birileri var. Ben ilk defa böyle bir olaya sahit oluyorum” dedi.

Diger bir isçi Sevki Aydin ise artik burada çalisma sartlarinin çok zorlastigini ifade ederek “Mecburiyetten dönüyoruz. Huzursuzuz burada. Bu memlekete herkes ekmek parasi için geldi. Biz buraya kavga etmeye, terör estirmeye gelmedik, zaten öyle olaylarla da alakamiz yok” sözleriyle yasanan olaya tepki gösterdi.

TOPLUMSAL TRAVMA HALI

Konuyla ilgili görüstügümüz akademisyenler ise, en ufak bir tartismanin büyüyerek bir Kürt-Türk veya Alevi-Sünni çatismasi haline gelmesini gazetemize yorumladi.

Türkiye Insan Haklari Vakfi (TIHV) Baskani Prof. Dr. Sebnem Korur Fincanci, uzun yillardir süren savas ortaminin etkilerinin toplumsal travma ile ortaya çiktigini, sonuçlarinin görüldügünü söyledi. Fincanci, “Savasin tirmandirilmasinin, toplum içinde kutuplasmalari artirdigini görüyoruz” dedi. Fincanci, sözlerini söyle sürdürdü: “Diger yandan bu tür saldirilarda çogu zaman sorumlularin cezalandirilmamasi söz konusu. Hatta çogu zaman nefret suçlarinda bir taraf tutma bile gözlenebiliyor. Insanlarda olusan kutuplasma birbirine tahammül edememe ve siddet eylemlerini artiriyor.”

‘TÜRKIYE IÇIN YENI DEGIL’

Prof. Dr. Serdar Degirmencioglu ise, yasanan linç girisimlerinin Türkiye için yeni bir sey olmadigini ifade etti.

Türkiye’de bir dizi linç gerçeklestigini belirten Degirmencioglu, Hrant Dink’in öldürülmesi, Manisa Selendi’deki Romanlarin uyguladigi saldiri ve sürgün, Maras Katliami’ni örnek olarak gösterdi.

Degirmencioglu sunlari söyledi: “Olaylar, birkaç vatandasin tepkisi olarak gösterilmek isteniyor. 12 Eylülden bu yana ‘insanlarin gerektigi zaman teyakkuza geçmesi’ sürekli desteklendi. Son yasanan olaylar da benzer örnekler. Milliyetçilik ve din üzerinden tepki verilmesi, son otuz yildir devlet tarafindan desteklenen bir politikadir. Siz ne zaman bu düzene karsi çiksaniz veya hakkinizi aramak isteseniz tepkiyle karsilasirsiniz, düzene karsi olmakla, terörist olmakla suçlanirsiniz. Son yasanan olayda, davul çalana ‘çalma’ diyeni önce etiketler sonra ona saldirirsiniz. Bu, ‘kendi istedigi ülkeye dair vatandas tepkisi’dir. Gönül isterdi ki Cumhurbaskani ve Basbakan Malatya’daki olay duyulur duyulmaz, yasananlarin kabul edilemez, hele hele ramazanda olamayacagini söyleseydi. Ilk elden devreye girmeliydiler. Bunu yapmadilar ve tabii ki yapmayacaklar.” (Istanbul/EVRENSEL)

YENI BIR CINAYET MI ISTENIYOR?

Denizli’de ise Yenisehir Mahallesi Esnaf Sitesi’nde açilan kilise önünde Isçi Partililerin bir eylemi vardi. Yapilan eylemde, sehirde açilan kilisenin cemaati olmadigi öne sürülerek, kilisenin kapatilmasi istendi. Yapilan açiklamada, “Denizli halki, gerekli kamuoyunu olusturup bu nifak yuvasini buradan temizler” ifadeleri kullanildi. IP Denizli Il Baskani Ibrahim Kasapoglu, “Cemaati olmayan bir kilise girisimi art niyetlidir. Bir misyonerlik ve ajanlik faaliyetidir” dedi.

Merkezi Ankara’da bulunan Mesih’in Kilisesi Dernegi tarafindan Denizli’deki Yenisehir Mahallesi Esnaf Sitesi’nde açilan kilise, gelen tepkiler üzerine ‘Laodikya Kilisesi’ yazan tabelasini degistirip, dernek temsilciligi tabelasi asti. Ancak bu durum kiliseye yönelik saldirilarin sürdürülmesine engel olmadi. Yapilan bu protesto ve kullanilan ifadeler, daha önce yasanan Rahip Santoro cinayeti, Malatya Zirve Yayinevi Katliami gibi Türkiyeli Hiristiyanlara yönelik saldirilari hatirlatti