Tarih: 01.01.2018 00:00

SOMA KADER`MIDIR?

Facebook Twitter Linked-in

                                           SOMA KADER’MIDIR?

Emeksiz zengin olanin

Kitapsiz bilgin olanin

Sermayesi din olanin

Rehberi seytan olurmus  

Yunus Emre                                                                               

13 Mayis 2014 günü Soma Kömür isletmelerinde bir isçi katliami yasanmistir. Böyle bir katliamin islenebilecegi, gerek, 2010 yilindaki TMMOB maden raporunda, gerekse, 2011 yilinda Cumhurbaskanligi Devlet Denetleme raporunda yer almistir. Raporlarda is güvenligi ve sagligina yönelik genis açiklamalarla özellikle is güvenliginin yetersizligine ve alinmasi gerekli tedbirlere vurgu yapilmistir. Ayrica raporlarda taseronluk sisteminin is facialarina yol açabileceginin de alti çizilmistir. Buna karsin isveren daha az maliyetle daha fazla kar amaci ile gerekli ve yeterli önlemleri almadigi ortaya çikmistir. Isverenin bu keyfiligini denetleyecek olan bakanliklarin ise ilgisiz ve kayitsiz kaldiklari anlasiliyor. Is yerinin is güvenligi ve sagligini takip etmesi gereken uzmanlar, ne aci ki isverenden maas alan kisiler oldugu görüldü. Bu kisilerin patron aleyhine rapor düzenlemeleri isten atilmalari anlamina gelmektedir. Anlasiliyor ki içerden de takip edecek uzmanin olmadigi anlami çikiyor. Isverenin daha fazla kar için gerekli güvenligi almamasi, Bakanlik denetimsizligi, Sendikanin sorumsuzlugu 301 insanin katliamina sebep olmus evlere ve yüreklere atesler düsürmüstür. Katliam sonrasi Basbakan açiklamasinda, “bu isin fitratinda var” diyerek yanan yürekleri daha fazla ateslemistir. Tüm sorumlulari masum ilan edip “kader” olarak nitelemistir. Bu tür açiklamalar yukarda giriste ki Yunus Emre’nin sözlerini hatirlatmaktadir. Yunus, kaderci toplumlarda din’in nasil alet edildigini anlatmaya çalismistir. Buna iliskin bir Afrikali düsünür Kenyatta ise söyle diyor; Hristiyanlar ülkemize geldiklerinde, bizim topraklarimiz vardi onlarin da incili. Incili bizim elimize verdiler, gözlerimizi kapatip dua etmemizi istediler. Bizde onlara inandik, beyaz adamlarin tanrisina yakinlasmaya çalistik. Gözlerimizi açtigimizda bizim elimizde Incil vardi, onlarin elinde ise topraklarimiz.

12 Eylül darbesi sonrasi ülkemiz topraklarinda gericilik hiz kazandi. Toplumun önemli bir kesimi ümmetlesmis biat kültürü gelismistir. Bu iklim ile iktidar olanlar toplumun eline  “kuran”i  vermis kendileri ise dünyanin en zenginleri arasina girmislerdir. Çok düsük ücretlerle çalisan ümmete,  maden ocaklarini matem ocagina dönüstürürken isyan edenleri tekmeleyecek kadar insanliktan uzaklasmislardir. Toplumun bir kismi bu zulme onay vermektedir. Bu gün bu zalimlere karsi direnmeyenler, çocuklarini yarin zulmün kucagina birakmis olacaklardir. Soma ve benzeri katliamlar bir özellestirme sonucudur. Yillardir özellestirmenin yalnizca özel sirketleri daha zengin etmek oldugunu, halk açisindan ise, açlik yoksulluk, issizlik ya da güvencesiz is oldugu emek örgütleri tarafindan Türkiye’de ve tüm dünyada binlerce kez açiklandi ve buna karsi direnisler örgütlendi.  Ancak vahsi kapitalizm ve onun temsilcileri duymak istemediler. Simdi ise timsah gözyaslari döküyorlar. Iki veciz sözle noktayi koyalim.

Her derde bir deva bulunur. Lakin ahlaksizlik illetini iyi edecek bir ilaç yoktur. Hazret-i Ali
Her memleketin hak ettigi bir hükümet vardir. Joseph Do Maistre 

Ismail Çinar cinar-i@hotmail.com Haziran 2014                          

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —